Güncel Analiz

Alparslan Kuytul Hocaefendi’den Gündeme Dair Analizler

PaylaÅŸ:

 

COVID-19 HAKKINDAKÄ° UZMAN GÖRÜÅžLERÄ°NÄ°N DEÄžERLENDÄ°RÄ°LMESÄ°

BaÅŸtan beri Covid 19 salgını nedeniyle ülke geneli alınan tedbirleri abartılı bulduÄŸunu söyleyen Alparslan Kuytul Hocaefendi’nin bu düÅŸüncesinin yanı sıra, uzmanların konuyla ilgili görüÅŸlerini açıklamasıyla virüsle ilgili ÅŸüpheler her geçen gün biraz daha da arttı. Konunun daha iyi anlaşılması için uzmanların açıklamalarını Alparslan Kuytul Hocaefendi’nin yorumuyla istifadenize sunuyoruz.

Covid 19 ile ilgili Alman ve Amerikalı doktorların açıklamaları var. Bununla ilgili bir ÅŸeyler söylemek istiyorum. “Aydınlatmak için Hekimler” diye bir grup var. BeÅŸ Alman doktorun başını çektiÄŸi, yüzden fazla doktorun desteklediÄŸi bu grubun yaptığı açıklama ÅŸu ÅŸekilde: “Covid-19 önlemlerini abartılı buluyoruz. Önlemler virüsü yok etmeye yönelik deÄŸil.” “Covid-19 virüsü mevsimsel grip boyutundadır. Buna raÄŸmen panik havasının oluÅŸturulması bir kurgudur. Küresel bir suç iÅŸleminin ve mafyacılığın ortasındayız.” Bizde böyle konuÅŸan bir doktor olsa herhalde hapse atarlardı. Aynı hekimler grubu “Corona önlemlerini abartılı bulanlara baskı yapılıyor” diyorlar. Medyada komplo teoricisi olarak isimlendiriliyor ve itibarsızlaÅŸtırılıyorlar. Corona önlemlerinin abartılı ve Ä°slami faaliyetleri bitirme amaçlı olduÄŸunu söylediÄŸimiz için bize baskı yapıldığı gibi…

Elbette önlem alınır. Bu, Ä°slam’ın da emridir. Burada hedef; virüsün yayılmasını önlemek olmalı, Müslümanların bir araya gelmesini önlemek olmamalıdır. Ä°ÅŸ, siyasete dökülmemeli, stratejik hesaplar yapılmamalıdır. Alınan önlemlerin bazılarından maksadın bu olduÄŸu anlaşılmaktadır.

Kanser 21 Vakfının açıklaması ise ÅŸu ÅŸekilde: “Corona hakkında farklı düÅŸünenler devlet kanallarında ana haber bültenlerinde itibarsızlaÅŸtırılıyor. Aleyhlerinde sürekli propaganda yapılıyor…” Bunun elbette bir sebebi var. Herkesin susturulmak istenmesi elbette bir maksat içindir.

Almanya’da yaÅŸayan Taylandlı Profesör (Sucharit Bhakdi) diyor ki: “Sosyal mesafe anlamsız. Solunum yoluyla geçtiÄŸinden dolayı öksürme ve hapşırmayla geçer. Sosyal mesafe bunu engelleyemez.”

Yine “Okullar kapanmamalıydı çünkü bir kiÅŸiye bulaşırsa vücut antikor üretir ve bir daha da bulaÅŸmaz. Bu ÅŸekilde çocuklar bağışıklık kazanabilirdi” diyor. DiÄŸer virüslerde nasıl ki vücut ona karşı bir antikor üretiyorsa burada da durum böyle olacaktı ama buna müsaade etmediler. Çünkü bir korku meydana getirmek istiyorlar. Antikorun vücut tarafından üretilmesine fırsat vermek istemiyorlar.

Aynı Profesör diyor ki: “Ölenler virüslü mü öldü yoksa virüsten dolayı mı öldü? Ayrımı yapılmaksızın herkes virüsten öldü diye gösteriliyor.” Virüsten ölmeyenler, virüsten öldü diye gösteriliyor. Bunu çoÄŸu yerden duyuyoruz.

BaÅŸka bir Profesör de aynısını söylüyor. “Bu, aslında dünya çapında bir aldatmaca ve doktorlara baskı yapılıyor. Herkes virüsten öldü diye gösteriliyor. Covid-19 önlemleri bilimsel bir veriye dayanmıyor.” Bilimsel olmayan laflarla insanların hayatlarını sınırlandırıyor, hürriyetlerini tahdit ediyorsunuz. Bunu yapabilmeniz için kesin verilere dayanmanız lazım. Kesin veriler olmadığı halde neden tahmin üzerine kararlar alınıyor? Ä°ki tane profesörün tahminlerinden dolayı 8 milyarlık insanlık alemi evine mi hapsedilecek? Bu profesör diyor ki: “Bu yapılan, anayasaya aykırıdır. Anayasada insanların hürriyetleri esastır. Bu hürriyetler önemli bir sebep olmadıkça kısıtlanamaz ve bu hususta bilim bir noktaya varmış deÄŸil.” Sadece tahminlerde bulunuyorlar.

Ä°lginç durumlar var: Tahlil sonucu negatif çıktığı halde hastaneye yatırılanlar var. Demek ki maksat baÅŸka… Pozitif çıktığı halde hastanede yer olmadığı için evine gönderilenler var. Demek ki kendi kendine iyileÅŸebilen bir hastalık olduÄŸu kabul ediliyor. Ayrıca hastanelerde ağır antibiyotikler veriyorlar. Virüsün ÅŸu anda bir ilacı yok, tahmin üzerine ağır ilaçlar veriliyor.

Resmi olarak 43.000’e yakın insan öldüÄŸü halde Ä°ngiltere hükümeti, Covid-19 virüsünü 19 Mayıs’ta tehlikeli virüsler listesinden çıkardı. Aynı Profesör diyor ki: “Bu iÅŸin başını (dünyanın ikinci en büyük zengini) Bill Gates çekiyor. Covid-19, Dünya SaÄŸlık Örgütü (WHO) tarafından alevlendirildi. Bu da Bill Gates’in finanse ettiÄŸi bir örgüttür.” Dünya SaÄŸlık Örgütü’nü Amerika ile birlikte Bill Gates finanse ediyor. Bu iÅŸin arkasında bunlar var.

Ä°talya SaÄŸlık Bakanlığı, “Corona ölülerinin %88’i corona sebepli ölüm deÄŸildi, %12’si de ÅŸüpheli” ÅŸeklinde açıklama yaptı. Åžimdi ben baÅŸtan itibaren bu iÅŸe ÅŸüpheli bakmakta haksız mıyım?

Bir de Amerikalı doktorların açıklamaları var. “Domuz ve kuÅŸ gribinde karantina uygulaması neden yapılmadı da bunda yapılıyor? Onun bundan geri kalır tarafı yoktu. Bir de ölüm raporlarında korona yazılması için baskı görüyoruz. KonuÅŸtuÄŸum bütün doktor arkadaÅŸlarımdan aynı ÅŸeyi duyuyorum.” Ölüm raporlarına ‘Corona’ damgası vuracaksınız diye devlet baskı yapıyor. Bu iÅŸin her tarafı ÅŸüpheli... Amerikalı doktor bunu Youtube’da paylaÅŸmış. Youtube 5 dakika sonra bu yayını kaldırmış. Aynı Profesör: “Karantina bağışıklık sistemini zayıflatır.” “AlışveriÅŸ yapılan mekanlara gidiyorsunuz ama ibadet yapılan mekanlara gitmiyorsunuz. Buradaki mantıksızlığı görmüyor musunuz?” diyor.

AVM’lere, çarşıya, pazara, bankaya her tarafa gidiyorsun. DolmuÅŸlarda, otobüslerde bir boÅŸ bir dolu ÅŸeklinde oturuyorsun. Yirmi kiÅŸilik dolmuÅŸta on kiÅŸi var. Tamam da benimle öndeki koltuk arasında yarım metre mesafe yok. ÖksürdüÄŸüm anda damlacıklar ona da gidecek. Buna müsaade ediliyor da koca camide namaz kılınmasına müsaade edilmiyor. Zaten vakit namazlarında 3-5 kiÅŸi var. Cuma namazlarını da anlattığım ÅŸekilde önlemini alıp mesafeli olarak kılmak mümkündü. Neden bugüne kadar buna müsaade edilmedi? Bunların cevabı yok. Hiçbir mantıklı gerekçe yok.

“Tek tek kılın” diyorlar. Ben cemaatle kılmak istiyorum. Niye tek tek kılayım? Üç kiÅŸi ayrı ayrı kılarsa virüs gelmiyor. Biri öne geçip de imam olduÄŸu zaman virüsler hücum ediyor. Åžimdi bunun neresi mantıklı? Mesafe aynı mesafe… Apaçık bir cemaat düÅŸmanlığı var. 15 Temmuz bahanesiyle tüm cemaatlere düÅŸmanlık aşılandığı gibi ÅŸimdi de cami cemaatinin dağılması isteniyor. Cemaatle hiçbir ÅŸey yapılmasın, bütün sosyal ve dini faaliyetler bitsin isteniliyor. Bunu anladığım için ilk günden itibaren tepki gösteriyorum. Evet, o zamanlar bu kadar açık deÄŸildi. Gitgide daha da açıklık kazandı. Bu bilgiler o zaman elimde yoktu ama en azından cuma namazı konusuna fıkhi açıdan bakmıştım. Fıkhi açıdan baktığımız zaman kesinlikle cumanın farziyetinin üzerimizden kalkmasını gerektirecek bir durum yoktu. Bir kere zaten bu virüsün saÄŸlıklı insanlara bir ÅŸey yapmadığı, onları etkilemediÄŸi biliniyor. YaÅŸlı ve kronik hastalığı olanlara etki ettiÄŸi söyleniyor. “O halde cuma namazına sadece onlar gelmesin” denilebilirdi. Bu yapılan ÅŸey kesinlikle vebaldir. Diyanet, bu vebalin altındadır.

Bu Amerikalı Doktor diyor ki: “Domuz ve kuÅŸ gribinde karantina neden uygulanmadı da bunda uygulanıyor? Ölüm raporlarında Corona yazmam için baskı görüyorum.” Belki de durumu biraz daha ciddi göstermek için rakamları biraz daha yüksek gösteriyorlar.

Bu konuda Abdurrahman Dilipak’ın da 20 Mayıs 2020 tarihinde yazdığı bir yazı var. BaÅŸlık, “Corona Yalanları”

Özetle diyor ki: Aslında pandemi dedikleri ÅŸey, korku pandemisi. Bir korku pandemisi oluÅŸturuldu. Dünyada her yıl ishalden 1,6 milyon insan ölüyor ve hiç kimse bugüne kadar bununla ilgili bu kadar velvele yapmadı. Åžu ana kadar Covid’den ölen insan sayısı en son 350-400 bin civarındaydı. Normal gripten ölenler yıllık 700.000 civarında. KOAH hastalığından her yıl 34 milyon kiÅŸi ölüyor, kimsenin kılı kıpırdamıyor. 2018’de AÄ°DS’ten 770.000 kiÅŸi ölmüÅŸ. Böyle devam ederse Covid-19’dan ölenlerin sayısı tahminlere göre toplam 700.000 kiÅŸi olacak. Yani en fazla AÄ°DS kadar. Halbuki ishal, zatürre gibi hastalıklardan ölen kiÅŸi sayısı çok daha fazla. Dünyada bulaşıcı hastalıklardan ölen insan sayısı 4.925.000… Yaklaşık 5 milyon insan bulaşıcı hastalıklardan ölmüÅŸ. Sigaradan ölenler 2 milyona yakın. Alkolden ölenler 1 milyon civarında. Åžimdiye kadar bu kadar velvele yapıldı mı? Hayır!

Sonra diyor ki: “Ayıp yahu ne bu böyle, dünya aynı formatta bir yalanla kandırılıyor. Biyolojik savaÅŸ bir psikolojik savaÅŸa dönüÅŸtü. Her gün borsa rakamları açıklanır gibi ölüm rakamları açıklanıyor ve geçen yılla ilgili hiçbir veri de karşılaÅŸtırma da yok.” Evet, mesela ‘bugün ÅŸu kadar kiÅŸi öldü’ deniliyor. Peki, bugün ishalden kaç kiÅŸi öldüÄŸü açıklanıyor mu? Bugün baÅŸka griplerden kaç kiÅŸinin öldüÄŸü açıklanıyor mu? Hayır. Sadece Covid-19’u açıklarsanız tabi insanlarda bir korku meydana gelir. Kaldı ki 83 milyonda sadece 4.500 kiÅŸi. Çok büyük bir tehlike olmadığı meydanda. Üstelik Covid-19’dan ölmeyenlerin ondan öldüÄŸü yazılmasına raÄŸmen ve ölenlerin de birçoÄŸu yaÅŸlı ve kronik hastalığı olan kimseler olduÄŸu halde… Bu virüs saÄŸlıklı kimselere bir ÅŸey yapmadığı halde bu kadar abartı nedendir? Bunun siyasi bir proje olduÄŸu meydandadır.

 

FURKAN NESLÄ° SUSTURULMAK MI Ä°STENÄ°YOR?

Ramazan Ayında asılan ‘HoÅŸ Geldin Rahmet Ayı Ramazan’ yazılı 6 brandanın her birine 12.133 TL olmak üzere toplamda 73.000 lira ceza yazıldı. Furkan Nesli Dergisi’nin imtiyaz sahibine yönelik olarak yazılan bu cezayı deÄŸerlendiren Alparslan Kuytul Hocaefendi ÅŸunları söyledi:

Bu cezanın yazılmasını tam bir zulüm olarak deÄŸerlendiriyorum. Bu ceza, söylediklerimin ne kadar isabetli olduÄŸunu ispat etti. Hatırlarsanız demiÅŸtim ki; “Bir güç var, bir din düÅŸmanı komite, memlekette Ramazan’ın sönük geçmesini istemektedir.” Ä°darecilerin gafleti sayesinde epeyce de baÅŸarılı oldular. Virüsü bahane ederek Ramazan’ın sönük geçmesini baÅŸardılar.

‘HoÅŸ geldin Ramazan’ ifadesinin ve oruç ile ilgili ayetin yazıldığı branda asıldığı için her bir brandaya en yüksek ceza miktarı olan 12.133 TL ceza yazıldı. Bu, tam bir nefret ve intikam duygusuyla yazılmış bir cezadır. Kanuna göre, aynı olan brandalardan ötürü bir tane ceza yazılabilir. Ä°tiraz edildi. Büyük ihtimalle bu ceza idari mahkemeden döner. Çünkü tamamen usulsüz… Ceza verilse bile dergiye verilemez. Verilse 6 tane deÄŸil 1 tane ceza verilebilir. Yapılan ÅŸey kanunsuz ve usulsüzdür.

Brandada Furkan Nesli Dergisi amblemi olduÄŸu için Furkan Nesli Dergisi imtiyaz sahibine ceza yazılıyor. O brandayı derginin imtiyaz sahibi mi asmış ya da o mu yaptırmış? Hayır. O halde neden ona ceza kesiliyor? Çünkü dergi susturulmak ve gözdağı verilmek isteniyor.

Ramazan’ı canlandırmak maksadıyla bazı insanlar böyle brandalar asmışlar. Ben de kendi evimin balkonuna üzerinde ‘HoÅŸ geldin Ramazan’ ve bir hadis yazan branda asmıştım. Ne var bunda? Kim astıysa astı, bunda ceza kesecek ne var? Ramazan Ayı’nın sönük geçmesini isteyenler planlarını yapmışlar, virüsü bahane ederek Ramazan’ı bitirecek ve Ramazan’ın sönük geçmesini saÄŸlayacaklar. Bu brandalarla planlarının bozulacağından korkmaktadırlar.

Din DüÅŸmanı Komite Diyanete de Tesir Ediyor Gibi Görünüyor!

Türkiye’de birkaç minaresi olan camilerde iki minare arasında mahyalar olurdu. Ramazan’da ayet-hadisler ve bazı güzel sözler yazardı. Teknoloji geliÅŸtiÄŸi için bilgisayarlı sistem ile daha güzel hale getirilmiÅŸti. O sistemi çalıştırmadılar ve mahyalar çalışmadı. Bu da mı virüsten kaynaklanıyor? Bir düÄŸmeye basılsa, mahyalar çalışsa virüs mü çoÄŸalacaktı? Åžehirde bir Ramazan havası esseydi ne olurdu? Ramazan’ın sönük geçmesini isteyenler mahyaların da çalışmasını engellediler. O din düÅŸmanı komite öyle görülüyor ki Diyanet üzerinde de tesir edebilir hale gelmiÅŸtir. Hâlâ yukarılarda namaz kılan insanlar var gibi görülüyor ama hakikatte onların gücü kalmamış vaziyettedir. Davul onların sırtında ama tokmak baÅŸkalarının elinde… Hâlâ anlamayanlar böyle devam etsinler. Çünkü görmek istemeyenlere yapacak bir ÅŸey yoktur.

Bu ceza ÅŸunu gösteriyor: ‘Bize boyun eÄŸmezseniz böyle yaparız!’ mesajı verilmek isteniyor. ‘Siz, bizim projemizi bozmaya çalışıyorsunuz. Biz Ramazan’ın sönük geçmesini saÄŸlamaya çalışıyoruz, siz canlandırmaya çalışıyorsunuz’ demek istiyorlar. Ramazan’ın canlanmasını saÄŸlamaya ve bu yolda gayret etmeye devam edeceÄŸiz. Hiçbir zaman bu memleket tamamen o din düÅŸmanı azgınların kontrolüne geçmemiÅŸtir. Bâtıl hiçbir zaman tam galibiyet elde edememiÅŸ ve edemeyecektir. Akıllarınca bu ÅŸekilde Müslümanları yıldıracaklar, vazgeçirtecekler. Zalim ataları bunu baÅŸaramadılar, onlar da baÅŸaramayacaklar. Bu din 1400 yıldır bu mücadeleyi devam ettiriyor. Hiç kimsenin bunu bitirmeye gücü yetmez.

Din düÅŸmanı, Müslüman görüntülü münafıklar! Sizin atalarınız bunun çok mücadelesini verdi ama baÅŸaramadı. Siz de baÅŸaramayacaksınız! Sabun köpüÄŸü gibisiniz. Geçicisiniz. Yakında patlayacaksınız. Köpük gider, kum kalır. Bu toprakların Ä°slam toprağı olduÄŸunu unutmuÅŸsunuz. Siz defolup gideceksiniz ve burada Ä°slam kalacak!1

Kanunlar Sadece Muhalifler Ä°çin Mi?

Sevda Noyan ve Fatih Tezcan’ın “15 Temmuz kursağımızda kaldı, istediÄŸimizi tam yapamadık, listelerimiz hazır” ÅŸeklindeki açıklamaları gündem olmuÅŸ ve birçok kesim tarafından tepki toplamıştı. Cuma Hasbihali programında bu açıklamalar hakkındaki düÅŸüncesi sorulan Alparslan Kuytul Hocaefendi ÅŸu yorumda bulundu, “Bunlar bir sokak çatışması peÅŸindeler sanki. Bir ÅŸeyler planlıyorlar. Darbenin her türlüsüne karşıyız ama ben bir darbe ihtimali görmüyorum. Bu darbe bahanesi ile darbe yapmak isteyen insan konuÅŸması. Bir insan öldürdüÄŸü insan sayısı ile övünür mü? Bu sadistleÅŸmektir. Senin devletinde mahkeme ile bile idam yok. Sen kimsin mahkemesiz idam ediyorsun. Ben bu konuÅŸmaların CumhurbaÅŸkanının lehine olduÄŸuna inanmıyorum. BaÅŸka amaçlar için bu konuÅŸmalar yaptırılıyor. Böyle konuÅŸanlar gerçek darbecilerden iki tokat yedikleri zaman CumhurbaÅŸkanının aleyhinde konuÅŸmaya baÅŸlarlar. Benim her konuÅŸmama dava açanlar bu kadının ve böyle konuÅŸanların evine baskın yapıp da silahı var mı diye kontrol etmiyor. Bu ülkede kanunlar sadece muhalifler için mi? Hükümet taraftarı olanlara kanun yok mu? Savcılar onlar hakkında soruÅŸturma açmaz mı? Emniyet onların evine ÅŸafak baskını yapmaz mı? Hazırlığımız var diyor. Demek evinde silah var. Neden basılmıyor? Hükümetin istediÄŸi gibi konuÅŸursanız size hiçbir soruÅŸturma yapılmıyor. EleÅŸtirirseniz suçunuz olmasa bile soruÅŸturmalar ve zindanlarla cezalandırıyorlar.”2

1.        youtube.com/watch?v=-xGl4JaVQDk&t=13s

2.        youtube.com/watch?v=MB_EkrVcchs&t=2s