Güncel Analiz

Alparslan Kuytul Hocaefendi’den Gündeme Dair Analizler

Paylaş:

SANATÇILAR GİRİŞİMİ’NİN MİLLİ EĞİTİM BAKANI YUSUF TEKİN İÇİN “LAİK EĞİTİME SAVAŞ AÇTI” AÇIKLAMASI

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in “Cemaat ve tarikatlarla 10 protokol imzaladık” sözlerinin ardından “Sanatçılar Girişimi” başlıklı bir açıklamada Yusuf Tekin’in laik eğitime karşı savaş açtığı ifade edildi. Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin ise meclisteki bütçe görüşmeleri sırasında yaptığı konuşmada bakanlığın 2709 protokolünün bulunduğunu ve bunların sadece 10’unun tarikat ve cemaatlerle imzalandığını ifade etti. Alparslan Kuytul Hocaefendi ise konuyu şöyle değerlendirdi: “Sivil toplum kuruluşları, cemaatler ve tarikatlar bu toprakların bir gerçeğidir. Devlet onlarla birtakım faaliyetleri birlikte yapmak için protokol yapmış olabilir. Solcular fikir özgürlüğü, ifade hürriyeti taraftarı olduklarını söylüyorlar fakat devlet ve hükümet cemaat ve tarikatların önünü kesse ‘Neden yapıyorsunuz?' demezler. Yıllardır bize zulmediliyor, 10 yıldır sistematik bir şekilde baskı altındayız. Bize yapılan haksızlığı söyleyen bazı samimi vicdan ehli solcular olduysa da öyle olmayanlar ve bilhassa kurumsal olarak partiler, bir gün aleni destek vermediler, zulmediyorsunuz demediler. 15 Temmuz bahanesiyle tüm cemaatlere baskı yapılmasından çok memnunlar, birkaç tanesi ile bir protokol imzalanmasından da rahatsızlar. Hükümetin hiçbir İslami faaliyete destek vermesini istemiyorlar. Hükümet Yahudilerin Hanuka Bayramı’nı kutluyor, seslenmiyorlar ama bir tarikatla bir cemaatle küçük bir protokol imzalandığı zaman tepki gösteriyorlar. Sivil toplum kuruluşlarıyla 10 tane protokol imzalanmış diye bu kadar rahatsız olanlar bu topluma nasıl hitap edecekler, bu anlayışla nasıl bütün memleketi kucaklayacaklar? Bu şekilde nasıl bu milletin sanatçıları olacaklar? ‘Bunlar bir iktidara gelse hepimizi keser, idam eder’ diye Müslümanlara iftira atıyorlar ama bir STK ile protokol imzalanmasına bile tahammül edemiyorlar. Bir de iktidara gelseler ne yapacaklar? Bundan dolayı Türkiye’de solun oyu %25’i %30’u geçemiyor. Bu anlayışı bırakmadıkları müddetçe oyları %35 bile olamayacak. Entel sanatçı havalarında halktan gayet uzaklar. Onların yaşadığı hayatı halk yaşamıyor. Bu halk ne onlar gibi düşünüyor ne onlar gibi giyiniyor ne onlar gibi yiyor. Halktan çok uzaklar. Bir de halkın inançlarıyla alay ediyorlar, filmler yapıyorlar. Bu şekilde halkın sanatçıları olamazlar, sadece belli bir güruhun sanatçıları olurlar, onları temsil edebilirler.”1

 

KELİME-İ TEVHİD BAYRAĞI TAŞIDIĞI İÇİN DARP EDİLEN VATANDAŞ HAKKINDA

Galata Köprüsü’ndeki Gazze eyleminden dönen bir vatandaş, elinde Tevhid sancağı olduğu için “Sen Arap sevicisin” denilerek darp edildi. Bu olay sonucunda sosyal medyada başlayan Tevhid sancağı ve hilafet tartışması hakkında kendisine soru yöneltilen Alparslan Kuytul Hocaefendi şunları söyledi: “Hilafet tartışması suni olarak birtakım merkezlerin ortaya attığı bir konudur. Türkiye’nin gündeminde olan bir tartışma değildir. Bu kişiler belli zamanlarda ortaya çıkarlar ve hilafet istediklerini söylemeye başlarlar. Hiçbir hizmetleri ve faaliyetleri de yoktur, sadece hilafet devleti deyip dururlar. Belirli zamanlarda hükümeti zor duruma düşürme görevi verilmiş sanki. Laiklere fırsat veriyorlar. Bu eylemler âdeta, laikler ‘Sizin döneminizde bunlar işi iyice azıttılar, hilafet istemeye başladılar’ desinler diye yapılıyor. Bunlar hilafet diyorlar ancak ne onların böyle güçleri var ne Türkiye’nin böyle bir gündemi var ne de peygamberi metot açısından bu doğru. Henüz bu topluma Tevhid anlatılmamış, mahallelerde ders yapmıyorlar, hilafet devletinden bahsediyorlar. Bu söylemlerden ötürü bir kısım insanlar Kelime-i Tevhidi hilafetle karıştırıyor ve onlardan birisi Kelime-i Tevhid sancağını sallayan birini darp ediyor. Bunu yapan adam sancağın Kelime-i Tevhid sancağı olduğunu bilerek darp ettiyse zaten kâfir olmuştur. Bilmiyorsa bilmediği için hem günahkârdır hem de kanun önünde suçludur. Ama öyle sanıyorum ki bu, bilerek yaptırılıyor. Zafer Partisi Genel Başkan Yardımcısı da böyle birinin avukatlığını üstlenmiş ve hiç de çekinmemiş. Bunun manası ‘Bunu biz yaptırdık, anlayın’ demektir. Bu, Türkiye’ye apaçık bir mesajdır. ‘Biz Kelime-i Tevhitten nefret ediyoruz’ demenin başka bir şeklidir. O halde Zafer Partisi Genel Başkanı cuma namazı kılarken kendisini neden kameraya aldırdı? Kelime-i Tevhide düşmansa camide ne işi var? Kelime-i Tevhid İslam’dır. O zaman ‘Biz Müslüman değiliz’ desinler, olsun bitsin.”2

 

MERAL AKŞENER’İN “ŞERİAT EŞİTTİR İSLAM” SÖZLERİ HAKKINDA

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, şeriat tartışmalarının gündeme geldiği günlerdeki bir konuşmasında “Şeriat eşittir İslam’dır. Bu cahiller bunu bilmiyorlar” ifadelerini kullandı. Alparslan Kuytul Hocaefendi Meral Akşener’in ifadelerini şöyle değerlendirdi: “Meral Akşener bunu inanarak söylediyse çok sevindim. Evet, bu ülkede yıllardır şeriat düşmanlığı yaptırıldı, öğretildi. İslam; el kesen, kol kesen bir dinmiş gibi şeriat da böyle kanunlardan ibaretmiş gibi gösterildi. O yüzden insanlarda böyle bir algı oluştu. Yıllarca ‘kahrolsun şeriat!’ denildi.  Arapçada şeriat “yol” demektir. Şeriat, Allah’ın gönderdiği yoldur, gönderdiği kanunlardır. Buna düşmanlık yapanlar şeriattan ne anlıyorlar? O kişilere ‘Müslüman mısın?’ diye sorulsa ‘Evet’ derler. ‘Kur’an-ı Kerim’i kabul ediyor musun?’ diye sorulsa ‘Evet’ derler ama sonra da ‘kahrolsun şeriat!’ derler. Meral Hanım’ın bu şekilde söylemesi çok önemli. Benim gördüğüm kadarıyla Türkiye yavaş yavaş gerçek tartışmalara doğru gidiyor. Bu ülkede yıllardır gerçek tartışma yapılmadı. Televizyonlara çıkanların büyük çoğunluğu laiktir. Gerçek tartışma ‘laiklik mi, İslam mı?’, ‘Allah’ın dediği mi olmalı, insanların dediği mi olmalı?’ sorularının sorulduğu tartışmalardır. Bu tartışmanın başlamasına izin verilmiyor ancak yıllardır hasretini çektiğim gerçek tartışma yavaş yavaş başlıyor.”3

 

KELİME-İ TEVHİD’İN BİLİNMEMESİNİN SORUMLUSU DEVLETTİR

Kocaeli Valisi Settar Yavuz: “Müslümanım diyen gençlerimizin bir kısmının Kelime-i Tevhidi bilmemelerinin sorumlusu bu siyasal sistemdir. Yani devlettir. Her bir Müslüman bireye İslam dininin temel prensipleri öğretilmelidir” dedi. Alparslan Kuytul Hocaefendi bu ifadeleri şu şekilde değerlendirdi: “Bu nesil Kelime-i Tevhid bayrağını tanımayan, Kelime-i Tevhid bayrağını hilafet bayrağı zanneden bir nesil. Bundan sorumlu olan da devlettir. Devlet, Kelime-i Tevhidi neden öğretmedi? Çünkü Kelime-i Tevhid laikliği reddeder. Kelime-i Tevhid Allah’tan başka ilah, otorite, kanun koyucu, itaat edilecek bir makam yoktur demektir. Devlet bunu öğretirse o zaman millet ‘Siz otorite olmuşsunuz. Allah’ın otoritesini çiğniyorsunuz. Allah’ın haramlarını serbestleştiriyorsunuz. Siz ilahlık mı taslıyorsunuz?’ der. O zaman ne olacak? Bu yüzden devlet Kelime-i Tevhidi öğretmiyor. Vali beyin ‘Bunun suçlusu devlettir’ demesi doğrudur ancak devletin öğretmemesi de boşuna değildir. Devlet bunu öğretemez. Çünkü La İlahe İllallah, ‘Allah’tan başka ilah, ondan başka kanun koyucu yok’ demektir. Yani Allah bir kanun koyduysa herkes ona uymak zorundadır. Eğer bunu öğretirse kendi ayağına sıkmış gibi olur. Ondan dolayı öğretmiyorlar.”4

  1. com/watch?v=L_Uww42H-gU
  2. com/watch?v=w2dhca3lQ4I
  3. com/watch?v=Z8CuLbxL4Co&t=15s
  4. com/watch?v=LQWz7RVesUE