Makale

ÇANAKKALE GEÇİLDİ Mİ GEÇİLMEDİ Mİ?

Paylaş:

ÇANAKKALE GEÇİLDİ Mİ GEÇİLMEDİ Mİ?

Şimdi bize deniliyor ki Çanakkale geçilmedi. Peki geçilmediyse;

1-Osmanlı Devleti neden yok edildi. Ve yok edildiği halde, neden borçları güya İstiklal Savaşı verip, bağımsızlığını kazanmış bir halka zorla ödetildi!

2- 5-6 milyon kilometre karelik Osmanlı Devleti’nden elimizde kala kala 780 bin metre kare kaldığına ve Osmanlı coğrafyasının maddi ve manevi imkânları; yer altı zenginlikleriyle birlikte batılı şirketlerin eline geçtiğine göre Çanakkale geçilseydi, bundan farklı ne olacaktı?

3-Saltanat yine ilga edildiğine ve hanedan mensupları dünyanın dört bir bucağında sersefil bir hayat sürdüklerine ve perişanlık içinde ömürlerini tükettiklerine göre, Çanakkale geçilseydi bundan daha aşağılayıcı ne olabilirdi?

4-İslam dünyasını  sömürmek isteyen İngiltere’yi en çok uğraştıran hilafet mevzuu idi. Hilafet’in Türklerde olması ve İstanbul’un İslam dünyası  üzerindeki nüfuzunu bir türlü kıramayan İngiltere, bir an önce hilafeti Türklerin elinden almak istiyordu. Böylece şurada burada İngiltere’ye direnç gösteren Müslümanlar da tamamen umutlarını kaybedecek ve yeni efendileri olan İngilizlere itaat edeceklerdi. Peki, farklı bir şey mi oldu? Üstelik hilafeti bize ilga ettirdikleri için, Türk milleti Müslümanlar nezdinde ‘kendi rızaları ile dinden çıkmış” gibi gösterildiler. 

5- Evet Çanakkale geçilmedi ama Anadolu işgal edildi. Eğer biz, batılılara, Yunanlıların vaad ettiğinden fazlasını vermeseydik ve Lozan Barış Konferansı’nın ara devresinde, sipariş üzerine yaptırdığımız İzmir İktisat Kongre’sinde “yabancı sermayeye karşı değiliz” diyerek, Batılıların asla vazgeçmeyeceklerini belirttikleri kapitülasyonlar konusunda umut vermeseydik, bir tek çapulcu Yunanlıları yenmekle istiklalimizi mi kazanacaktık? Bağımsızlığımızı kabul etsinler diye bir takla atmadığımız kaldı. Lozan tutanakları ortada. Birinci devre hiçbir şeye evet demeyen Batılılar, neden ikinci devre her şeyi kabul ettiler? Onu gidip Meis’in horozlarıyla sabah namazına uyanan Kaşlılara sormak lazım? Nasıl bir bağımsızlık kazandığımızı 12 adaların haritadaki yerlerine bakarak karar verebilirsiniz, Çanakkale geçilmiş mi geçilmemiş mi?

6-Evet Çanakkale geçilmediği için Ayasofya kilise yapılmadı. Mürted bir müzeye dönüştürüldü. Keşke kilise yapılsaydı. Camiye dönüştürülmesi daha kolay olurdu o zaman! En azından tanrıya adanmış mabet olarak eski hizmetini görürdü…

7- Çanakkale geçilseydi, Türkler Kur’an’dan uzaklaştırılacak ve Türklük, Avrupa için tehlike olmaktan çıkarılacaktı. Acaba dünyada halkına, kutsal kitabını okumayı yasaklayan Türkiye’den başka bir devlet var mı? Komünist Rusya bile Allah’a döndü de biz hâlâ çocuklarımıza 12 yaşını doldurmadan Kur’an okumasına izin vermiyoruz. Yüzde 99’u Müslüman denilen şu memleket halkının bugün kaçta kaçı Kur’an biliyor acaba? Ve kaçta kaçının hayatı Kur’an ahlâkı üzeredir? Geçin bunları. Bu ülkenin askerleri, kendi halkalarına karşı düzenlemeyi plânladıkları bir darbede cami bombalamayı düşünebiliyor, cami cemaatine katliam yapmayı akıllarına getirebiliyorlar.

Bugün Türkler, batı  için tehlike olmak şöyle dursun uşak olmaktan kendilerini kurtaramıyorlar. Bugünkü askerimizle o harbi verebilir miydik acaba? O insanlar açlık ve sefalet içinde direnebiliyorlardı. Ellerinde Allah yolunda şehid olmaktan başka bir direnç noktası da kalmamıştı üstelik. Onları bütün o yokluklara rağmen direnmeye, ölümü pahasına o toprakları çiğnetmemeye sevkeden o şanlı kitap, sonraki dönemlerde yasaklandı. Yok sayıldı. Onu yok saymak istemeyenler de sürüm sürüm sürüldü. Acaba Çanakkale geçilseydi bundan daha mı ağır bir hal olurdu?

8- Osmanlı’yı teşkil eden halklara kendi topraklarında –Avrupa’nın kuklası- devletler kurulacaktı. Kurulmadı mı? Şimdi o masa başında çizilen haritaların saçma sapan sınırlarının faturaları da Türk milletinin çocukları üzerinden ödetilmek isteniyor. Çanakkale geçilseydi bundan daha mı kötü olacaktı? Biz Sevri parçalayıp attık deniliyor. Bakın bakalım Sevr’in hangi maddesi havada kalmış? 

9- Evet Rusya’da gerçekten devrim olmayabilir ve insanlık komünistlik belasıyla karşılaşmayabilirdi! Türk yurtları, o katliamları yaşamaz, 20 milyon Türk evladı, kasap Stalin ve Lenin cellâtları tarafından doğranmayabilirdi. Allah-u a’lem bissevab!

10-Bu maddeyi de siz yazın!

Çanakkale savaşı bir Ali Cengiz oyunudur beyler. Bir milletin tüm zinde güçlerinin yok edildiği, millete kendi mezarının kendi elleriyle kazıtıldığı ve bunun da kahramanlık diye yutturulduğu bir oyun! 

O savaşta herkes kazandı. Türk milleti hariç! İngiliz ve Fransızların oradan buradan devşirip getirdiği gariban halklar bile, bizim sayemizde tarihlerine bir savaş eklemiş oldular.

Çanakkale Savaşı, Almanların bir sömürge edinme politikasının neticesidir. Bize, bir imparatorluğa ve 4 milyon insan kaybına mal olmuştur. 

O gün orada Allah için toprağa düşenler, bu topraklarda ezan susmasın, namahreme eller uzanmasın, kadınlarımızın şerefi olan örtüsüne dil uzatılmasın, Kur’an sesleri dinmesin, bayrak indirilmesin diye can verdiler. Ama yazık ki ‘aman olmasın’ dedikleri her şey oldu.

Peki, o savaşın bizim lehimize sayılacak hiç mi iyi bir yanı yok? Var elbet. Şöyle sıralanabilir:

1. Türk milleti Birinci Dünya Savaşı’nda yenik sayılmakla, mazlumlar safında yer aldı ve böylece, o canavar medeniyetin Asya’daki temsilcisi olmaktan kurtuldu. Onlara müşevveş bir mazi, bize parlak bir gelecek düştü.

2. Millette Avrupa aleyhtarlığı pekişti. Bugün çabalara rağmen bu millet inatla kimliğini ve manevi değerlerini korumuşsa, o savaşta batı medeniyetinin gerçek yüzünü görmüş olmasındandır.

3. Gaflet ve ihmalkârlık nedeniyle şahsi günahlara batmış milletimizin 4 milyon evladı (şehitlik ve gazilik unvanıyla) evliya mertebesine çıktı.

4. Cümle âlem ve dahi Türk milletini yok etme plânını yapanlar, bu milletin Kur’an ile barışık olduğu zaman neler yapabileceğini gördüler. Bizim de askerlik tarihimize, iman ve azmin nelere kadir olduğunun temrinleri düştü.

Çanakkale geçildi beyler Çanakkale geçildi. Geçilmeseydi, Türkiye Cumhuriyeti olmazdı. Tekkeler kapanmaz, ezanlar susmaz, Kur’an yasaklanmazdı. İskilipli Atıf Hocalar, 1905’te söyledikleri sözlerden dolayı 1922’lerde asılmazdı.

Bazen düşünüyorum ve diyorum ki, bu milletin yeniden ayağa kalkması için hiçbir gerekçe olmasa, zulmen ve mazlumen yok edilmiş o 250 bin tap taze gencin; çeyrek milyon şehidin ruhu bizi rahat bırakmaz ki böyle sürüp sünepe kalalım!

O fedakârlığın bir karşılığı olmasa yaşananlar abes olur! Biz ümitvârız! İstikbal inkılabatı içinde en gür seda İslam’ın sedası olacaktır!