Şiir

Fetih Marşı

Paylaş:

Arif Nihat ASYA 

 

   Yelkenler biçilecek, yelkenler dikilecek;

   Dağlardan çektirilen, kalyonlar çekilecek;

   Kerpetenlerle surun dişleri sökülecek!

 

   Yürü; hâlâ ne diye oyunda, oynaştasın?

   Fatih’in İstanbul’u fethettiği yaştasın!

 

   Sen de geçebilirsin yardan, anadan, serden;

   Senin de destanını okuyalım ezberden;

   Haberin yok gibidir taşıdığın değerden!

 

   Elde sensin, dilde sen; gönüldesin, baştasın,

   Fatih’in İstanbul’u fethettiği yaştasın!

 

   Yüzüne çarpmak gerek zamanenin fendini!

   Göster: Kabaran sular nasıl yıkar bendini!

   Küçük görme, hor görme, delikanlım kendini!

 

   Şu kırık abideyi yükseltecek taştasın;

   Fatih’in İstanbul’u fethettiği yaştasın!

   Bu kitaplar Fatih’tir, Selim’dir, Süleyman’dır;

   Şu mihrap Sinanüddin, şu minare Sinan’dır;

   Haydi, artık uyuyan destanını uyandır!

 

   Bilmem, neden gündelik işlerle telâştasın;

   Kızım, sen de Fatihler doğuracak yaştasın!

 

   Delikanlım! İşaret aldığın gün atandan!

   Yürüyeceksin! Millet yürüyecek arkandan!

   Sana selam getirdim Ulubatlı Hasan’dan!

 

   Sen ki burçlara bayrak olacak kumaştasın;

   Fatih’in İstanbul’u fethettiği yaştasın!

 

   Bırak, bozuk saatler yalan yanlış işlesin!

   Çelebiler çekilip haremlerde kışlasın!

   Yürü aslanım, fetih hazırlığı başlasın;

 

   Yürü, hâlâ ne diye kendinle savaştasın?

   Fatih’in İstanbul’u fethettiği yaştasın!