Gündem

Furkan Hareketi Hakkında Merak Edilenler

Paylaş:

Kıymetli okurlarımız, 20 Mart’ta Adana’da Emniyetin yapmış olduğu sokak işkencesinin ardından Alparslan Kuytul Hocaefendi ve Furkan Hareketi mensuplarının kim olduğu ve görüşleri kamuoyu tarafından merak edildi. Katıldığı çeşitli programlarda Furkan Hareketi hakkında merak edilen soruları cevaplayan Alparslan Kuytul Hocaefendi’nin yanıtlarını sizler için şu şekilde derledik:

  1. FURKAN HAREKETİNİN HEDEFİ NEDİR, BU HAREKETİN MENSUPLARININ ÖZELLİKLERİ NELERDİR?

Biz İslam'ı anlatan Müslüman bir cemaatiz. Bizi “Furkancılar” diye isimlendirenler oldu. Biz esasında kendimiz için “Furkancılar” tarzında bir isimlendirme yapmıyoruz. "Furkan" bizim vakfımızın ismidir. Bizim gayemiz, bir Müslüman olarak şanlı tarihimizdeki gibi Müslümanların bir arada olduğu, adaletin, hürriyetin olduğu, insanların emniyet içerisinde yaşadığı, Müslüman olmayanlara da yine güzel muamelelerde bulunulduğu, insan haklarının herkese verildiği bir medeniyete ulaşmaktır. Bu amaçla 1994 yılında bir vakıf kurduk ve yıllardan beri bu doğrultuda faaliyetler yapıyoruz. Milletimizin uyanışı, zulümlerin bitmesi, kötülüklerin azalması için mücadele eden insanlarız.

  1. FURKAN HAREKETİ NEDEN DÜNYA VE ÜLKE GÜNDEMİNE DAİR SİYASİ AÇIKLAMALAR YAPIYOR?

İslam yalnızca ibadeti ve ahlakı öğretmek için gönderilmiş bir din değildir. İslam, dünyaya yön vermek, dünyadaki haksızlıkları, zulümleri bitirmek, kula kulluğu kaldırmak, insanları özgürleştirmek için gönderilmiş bir dindir. Benim bazı konularda açıklama yapmam, muhalefette bulunmam dinimin bana bunu emretmesinden kaynaklanmaktadır. Esasında her cemaatin gündemle ilgili görüşlerini beyan etmesi icap eder. Diğer cemaatlerin siyasi konularda açıklama yapmıyor olmaları onların eksiğidir. Bir cemaat memlekette olup biten olaylara “bana ne” diyemez. Hakkı söylemeyenlerin, toplumdaki sorunlarla alakadar olmayanların bu davranışları İslam'a uygun değildir. Çünkü İslam'da “emri bil maruf nehyi anil münker” yani toplumda iyilikleri yerleştirme ve kötülüklerle, zulümle, haksızlıklarla mücadele etme prensibi vardır. Eğer diğer cemaatler, diğer hocalar bu prensibi unutmuşlarsa ya da korktukları için bunu yerine getirmiyorlarsa bu onların sorunudur. İslam doğruları konuşmaktır, zulme karşı gelmektir. Ben de doğruları konuşmak zorundayım. Doğruları konuşan değil, konuşmayanlar suçludur; zulme karşı gelenler değil, karşı gelmeyenler, susanlar suçludur. Ben bir Müslüman olarak gündemle ilgili konuşmak, Müslümanca bir tavır ortaya koymak zorundayım. Hiçbir siyasi yönü olmayan bir sanatçı bile gündemle ilgili konuşuyorsa hatta bakkal, kasap, bir dernek başkanı, bir sendika başkanı bile konuşuyorsa neden bir cemaat lideri konuşmasın?

  1. FURKAN HAREKETİ ÖNCEDEN DE SİYASETLE İLGİLİ GÖRÜŞLERİNİ BEYAN EDİYOR MUYDU?

Biz bu muhalefeti bugün yapmıyoruz, yıllar önce de yapıyorduk. Bizim konferanslarımız 2014'ten beri engelleniyor. 8 yıldır sürekli problem yaşıyoruz, bizim çekmediğimiz sıkıntı kalmadı ama biz bundan dolayı muhalefet ediyor değiliz. Bazı kimseler öyle yorumlar yaptılar. Bu haksız bir yorumdur. Benim 2002-2003 yılındaki 2004-2005 yılındaki konuşmalarıma bakabilirler. O zaman da hükümetin yaptığı yanlışları ve izlediği politikaları özellikle Irak politikasını İslami bir bakışla eleştirdim. 2002 yılında Amerika Irak'ı işgal ettiği zaman çok şiddetli bir şekilde Amerika'nın Irak'ı işgalini protesto ettim. Amerika'yı destekleyen hükümeti de yerden yere vurdum. Amerika'yı desteklemelerinin, Amerika'ya İncirlik’i vermelerinin, İncirlik'ten kalkan uçakların Irak halkının başına bombalar yağdırmasının haram olduğunu o zaman da söyledim. 2011 yılında da Suriye politikasını eleştirdim. Bu baskılar bize o zamanlarda yapılmıyordu. Buradan anlaşılması gereken şudur: Biz sadece bize zulüm yapıldığı için konuşuyor değiliz. Benim 1995'ten itibaren konuşmalarım kayıttadır, o kayıtlara da bakılabilir.

  1. FURKAN HAREKETİ MENSUPLARI OY KULLANIYOR MU?

Hiçbir siyasi partiyi desteklemedik. Boş oy kullanmıyoruz, sandığa gitmiyoruz.

  1. FURKAN HAREKETİNİN ÇALIŞMALARINA NEDEN ENGEL OLUNUYOR?

Bunun ilk sebebi bizim Tevhidi, La İlahe İllallah'ı halkın anladığı dille anlatıyor olmamızdır. Tevhid: “Allah'tan başka ilah yoktur” yani Allah'tan başka hiçbir otorite, kanun koyucu, itaat edilecek bir makam yoktur, demektir. Bunu anlatıyor olmamız bazı güçleri rahatsız ediyor. Biz bunu daha evvel de anlatıyorduk ancak eskiden internet bu kadar yaygın değildi, duyulmuyordu, tanınmıyorduk o yüzden idare ediyorlardı. İnternet yayıldıktan sonra bizim yaptığımız konferanslar, sohbetler yayılmaya ve dikkat çekmeye başladı. Ondan sonra da engellemeler ve zulümler başladı. Kamuoyu son yıllarda internette yeni yeni öğreniyor olabilir ama esasında ben bu hükümetin yaptıklarını 2002 yılında da eleştirdim. Ondan sonrasında da birçok konuda hükümete yaptığım tenkitler olmuştu, bundan rahatsızlardı ama idare ediyorlardı. Fakat son yıllarda artık tahammül etmez oldular. Özellikle 17/25 Aralık 2013 operasyonunda Gülen Cemaati ile hükümetin arasının açılmasından sonra devlet bir karar aldı ve tüm cemaatlere baskı uygulamaya başladı. Yani hem Tevhidi anlattığımız için hem hükümeti eleştirdiğimiz için hem de devlet politikası olarak 2014'ün başından itibaren bize de baskı uygulandı.

  1. FURKAN HAREKETİ YAŞADIĞI SOKAK İŞKENCESİNE NASIL BAKIYOR?

İnsanlar ben hapse atıldığım zaman bile bu kadar destek vermemişlerdi. Ama 20 Mart olayında herkes destek verdi. Demek ki artık zaman içerisinde anlamayan insanlar açık bir şekilde devletin bizimle uğraştığını anlıyorlar. Biz aslında bu kadar şiddet beklemiyorduk. Mademki bu kadar gaz yedik, cop yedik, bu kadar el-ayak kırıldı, beller kırıldı, kafataslarına coplar indi, beyin kanamaları geçirildi hiç olmazsa bu bir şeye yarasın ve bunu herkes yaysın. İşin peşini bırakmayalım, Süleyman Soylu görevden alınsın, AKP-MHP ittifakı çatlasın ve insanlarda polis devletine karşı bir anlayış oluşsun, polisler haddini bilmeyi öğrensin. Bunu eğer güzel değerlendirirsek o zaman inşallah güzel sonuçlar ortaya çıkmış olur ve tüm yaşadığımız acılara değmiş olur.