İstatistik

Geldiğimiz Nokta: Avrupa 2021 İslamofobi Raporu -1

Paylaş:

BATI DÜNYASINDA İSLAM’IN YAYILMASINI HAZMEDEMEYENLER, İSLAMOFOBİYİ KURUMSALLAŞTIRIYOR

11 Eylül 2001 yılında ikiz kulelere yapılan saldırılar ile dünyada İslamofobi giderek artan bir unsur haline geldi. Batı Medeniyetinin İslam’ı ve Müslümanları 21. Yüzyılda yeniden tanımlama, başkalaştırma ve ötekileştirme amacı ile organize edilen bu saldırı, aslında ABD’nin müdahalesini meşrulaştırma çabasından öte bir durumu temsil etmemektedir. Böl, parçala ve yut stratejisi ile Ortadoğu’da hüküm süren Batı anlayışı, İslam’ı tamamen yok etmek adına kukla örgütler yardımıyla propaganda çalışmalarına başlamıştı. Ancak 11 Eylül saldırılarıyla beraber dünyada ilk defa “terörist” kelimesi ile Müslümanlar eşdeğer kabul edilmeye çalışılmıştı. BOP’un teorik altyapısında yaratılmak istenen meşruiyet ancak terör ile bağdaşlaşmış bir İslam modeli ile mümkün görülüyordu. Yıllarca yürütülen karalama kampanyalarına rağmen Batı dünyasında sayıları gittikçe artan Müslümanlar, Avrupa’da ötekileştirilmeye ve küresel anlamda çizginin ötesine itilmeye çalışılmaktadır, yeni Müslüman olanların sayıları gittikçe artarken bir yandan İslamofobik eylemler ve yaptırımlar da artmıştır. Kirli amaçlar çerçevesinde başlatılan fobik anlayış, İslamofobi adı altında Avrupa ve Amerika’da popüler bir hale getirilmek istenmiştir.

Bu bağlamda Avrupa’da 27 ülkede İslam karşıtı eylemlerin derlendiği Avrupa 2021 İslamofobi Raporu, Avrupa’da sosyal ve siyasal yaşamın birçok alanında derinden hissedilen ve Avusturya, Fransa ve daha birçok ülkede kurumsallaşan İslamofobiyi gözler önüne seriyor. Anadolu Ajansı web sitesinde özetlenerek yayınlanan Avrupa 2021 İslamofobi Raporu’ndan derlemeleri siz okurlarımızla paylaşıyoruz.

Avrupa İslamofobi Raporu’na ırkçılık ve insan hakları alanında çalışmalar yürüten 35 akademisyen ve uzmanın katkı sağladığı, Türk-Alman Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Enes Bayraklı ve Georgetown Üniversitesinden Prof. Farid Hafez’in hazırladığı rapor yayınlandı.

Rapor, “Uluslararası İslamofobi Çalışmaları ve Araştırmaları Derneği (IISRA)”, “California Üniversitesi Ötekileştirme ve Aidiyet Enstitüsü”, “Rutgers Üniversitesi Güvenlik, Irk ve Haklar Merkezi”, “Uluslararası İslamofobi Araştırmaları Merkezi”, “California Üniversitesi Irk ve Cinsiyet Merkezinde İslamofobi Araştırma ve Belgeleme Projesi (IRDP)”, “San Francisco Eyalet Üniversitesi Arap ve Müslüman Etnisiteler ve Diasporalar (AMED) Çalışmaları” ve “Leopold Weiss Enstitüsü” gibi kurumlar tarafından desteklendi. Raporun bu yılki kapağında, kariyeri ve başarılarını büyük çoğunlukla yabancı, göçmen ve Müslüman karşıtlığı ile elde eden Avusturya’nın eski Başbakanı Sebastian Kurz yer aldı.

ESKİ BAŞBAKAN KURZ’UN İSLAM DÜŞMANLIĞI

Raporda, 2017-2021’de Avusturya’da iki dönem başbakanlık yapan Kurz’un aşırı sağcı Özgürlük Partisi (FPÖ) ve Yeşiller Partisi ile kurduğu hükümetlerde art arda yürürlüğe soktuğu İslam karşıtı düzenlemelerle İslamofobi’nin yalnız bu ülkede değil, çeşitli hükümetlerle yaptığı iş birliği ile Avrupa’nın birçok ülkesinde kurumsallaşmasına katkı sağladığı kaydedildi.

Kurz’un Müslümanları hedef alan siyasi söyleminin iki dönem iktidarda kalmasına olanak sunduğuna değinilen raporda, peçe yasağı, camilerin kapatılması, sözde “siyasal İslam’la” mücadele adı altında Müslümanlara ait kurum ve kuruluşların fişlenmesini amaçlayan “Siyasal İslam Dokümantasyon Merkezinin” kurulması, yeni terörle mücadele yasasıyla Müslümanların hedef alınması gibi bir dizi düzenlemenin Avusturyalı eski siyasetçi döneminde hayata geçirildiği hatırlatıldı. Raporda, hakkında başlatılan yolsuzluk soruşturması nedeniyle siyasi kariyerini sonlandırmak zorunda kalan Kurz’un Müslümanlara yönelik bu tutumuyla esasında iddia edilen yolsuzlukları ve artan otoriterliği perdelemeye çalıştığının anlaşıldığı belirtildi. İslamofobi’nin geçen yıl da Avrupa’da artan bir trend içinde olduğuna vurgu yapan rapora göre özellikle Birleşik Krallık ve Fransa, Müslüman karşıtı nefret ve ırkçı olayların odağı oldu. Bununla beraber 6’ncı raporu hazırlayan ekip, İslam karşıtı ırkçılığa ilişkin sorunların çözüme kavuşturulması için henüz istenilen düzeyde adımlar atılmadığını, ancak önceki yıllara oranla olumlu bazı gelişmelerin de yaşandığına dikkati çekti.

İSLAM KARŞITI IRKÇILIK İLK DEFA RESMİ BİR BELGEDE

Özellikle, Irkçılık ve Hoşgörüsüzlüğe Karşı Avrupa Komisyonu (ECRI) tarafından Aralık 2021’de kabul edilen ve daha sonra 1 Mart 2022’de yayınlanan “Müslüman Karşıtı Irkçılık ve Ayrımcılığın Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin 5 No’lu Genel Politika Tavsiyesi” isimli belgenin Avrupa kurumları tarafından bu alanda hazırlanan ilk resmi belge olduğu kaydedildi. Söz konusu belgenin İslamofobiyi yalnız Müslümanlara yönelik nefret suçu olarak değil doğrudan İslam karşıtı ırkçılık olarak tanımlamasının önemine dikkat çekildi.

15 MART ULUSLARARASI İSLAMOFOBİ İLE MÜCADELE GÜNÜ

Bir başka önemli gelişmenin de Birleşmiş Milletlerin, 15 Mart’ı, “Uluslararası İslamofobi ile Mücadele Günü” olarak kabul etmesi olduğunun vurgulandığı raporda, bunun İslam karşıtı ırkçılıkla mücadele adına tarihi bir karar olduğuna işaret edilerek, Fransa, Hindistan gibi ülkelerin bu öneriyi eleştirdiği, böylelikle söz konusu ülkelerin bu husustaki tutumlarının İslamofobiye bakışlarını da ortaya koyduğu belirtildi. Uluslararası kurumların din özgürlüğü ve İslamofobi altındaki çalışmalarına da yer verilen raporda, özellikle ABD Dışişleri Bakanlığı Uluslararası Din Özgürlüğü Ofisi tarafından hazırlanan “Uluslararası Din Özgürlüğü” raporunda, Avusturya, Danimarka ve Fransa’daki iktidarların, İslamofobi’nin kurumsallaşmasında belirleyici bir rol oynadığının açıkça görüldüğü ifade edildi. Ayrıca İslam İş birliği Teşkilatının son iki yılda İslam düşmanlığına yönelik dünya genelinde hazırladığı rapora atıf yapılarak, söz konusu çalışmada İslamofobik saldırılar ve Müslümanlara yönelik nefret suçunun en çok Avrupa kıtasında meydana geldiğinin tespit edildiği aktarıldı.

İslamofobi raporunu ele aldığımız bu sayımızda İslamofobi’yi ortaya çıkaran temel düşünceden ve gelişmelerden bahsettik. Bir sonraki yazımızda Avrupa ülkelerinde İslamofobik uygulamalardan ve istatistiklerden bahsedeceğiz.