Fıkıh

Haccın Tanımı ve Mahiyeti

Paylaş:

Hac; “Arafat’ta özel vaktinde bir miktar durmak ve ondan sonra Kâbe-i Muazzama’yı usulü üzere tavaf ederek ziyaret yapmakla beraber yapılması gereken diğer menâsikleri1 yerine getirmek” demektir.

                İslamiyet’in beş esasından biri olan hac, hicretin 9. yılında farz kılınmıştır. Haccın farz olduğu hükmü, Kur’an-ı Kerîm ve Sünnet’te bildirilmiş ve bu hüküm icmâ ile gerçekleşmiştir. Kur’an-ı Kerîm’de: “Yoluna gücü yetenlerin Kâbe’yi hac ve ziyaret etmeleri, insanlar üzerinde Allah’ın bir hakkıdır”2 buyrulmuştur. Peygamberimiz bu ayetlerden sonra bir hutbe irad ederek Müslümanlara: “Ey insanlar, hac üzerinize farz kılındı. O halde haccediniz”3 diyerek bu sorumluluklarını bildirmiştir.

                Haccın Farz Olmasının Şartları:

  • Müslüman olmak,
  • Haccın farz olduğunu bilmek (İslam ülkesinde olmayanların, haccın farz olduğunu işitmesi)
  • Akıllı olmak,
  • Baliğ olmak,
  • Hür olmak,
  • Geçim ihtiyacından fazla olarak kendisinin ve aile halkının âdete göre nafakalarını temin etmek,
  • Hac görevini güçlük olmaksızın gidip yerine getirecek kadar yeterli bir vakit bulmak,
  • Kendi durumuna uygun binek vasıtası ve yolda yapacağı harcamaları karşılayacak kadar parası olmak.

                Haccın Yapılmasını Gerektiren Şartlar:

  • Bedenin sağlıklı olması,
  • Arızi engel dediğimiz tutukluluk ve zorla hacdan engellenme gibi bir durumun olmaması,
  • Gideceği yolda selametin ve emniyetin olması,
  • Kadının hacca gidebilmesi için, üç mezhepte, kocasının veya nikâhı düşmeyen ebedi mahrem akrabasından fasık veya mürted olmayan akıl ve bâliğ veya mürâhık bir erkeğin beraber gitmesi lazımdır. Bunun yol parasını verecek kadar, kadının zengin olması da lazımdır.

Şafii mezhebinde ise mahremsiz olarak, iki kadın ile farz olan hacca gidilebilir.

  • Hacca gidecek kadının, kocasından boşanmış veya kocası ölmüş ise, iddetini tamamlamış olması.

                HACCIN RUKÜNLERİ

                Hanefîlere göre haccın Arafat vakfesi ve ziyaret tavafı olmak üzere iki farzı vardır. (Bazı kitaplarda ihramda farzları arasında sayılır) Şafii mezhebinde ise üçüncü rükün sa’y dir. Ayrıca umrede ömründe hemen yerine getirilmesi gerekmeyen bir farz-ı ayndır. 

                İhrama Girmek: Hac için ihrama girmek sıhhatinin şartlarındandır. İhram, hacca veya umreye niyet ederek, aslında helâl olan bazı davranışları ihram süresi içinde kendisine haram kılmak demektir. Kılık-kıyafet, cinsel hayat ve avlanmak gibi hususlarla ilgili olmak üzere gruplandırılabilecek bu yasakların ihlâli, yasağın çeşidine ve ihlâl biçimine göre değişen cezaları gerektirir. Bu cezalar kurban kesmek, sadaka vermek, bedelini ödemek ve oruç tutmaktan ibarettir.

                HACCIN VÂCİPLERİ

  1. Tavafa hacer-i esved veya hizasından başlamak.
  2. İhram yasaklarına uymak.
  3. Tavafı yürüyerek yapmak.
  4. Arefe günü, akşam ve yatsı namazlarını yatsı vakti girdikten sonra Müzdelife’de cem-i tehir ile kılmak.
  5. Umre sa’yını, umre tavafından sonra, henüz tıraş olmadan, ihramlı olarak yapmak.
  6. Bayram günlerinde şeytan taşlamak.
  7. Tavafı kudumden sonra ve hac ayları içinde olmak şartı ile, Safâ ile Merve tepeleri arasında, yedi kere sa’y etmek.
  8. Arafat’tan dönüşte, Müzdelife’de vakfeye durmak.
  9. Minâ’da şeytan taşlamak, yani üç gün, temiz taş veya teyemmümü caiz olan bir şey atmak.
  10. Afaki yani Mikât denilen yerlerden daha uzak memleketlerin hacılarının, Mekke’den son ayrılacağı gün, tavaf-ı sadr yani tavaf-ı veda yapması. (Hayızlı kadına bu vacip değildir.)
  11. Arafat’ta, güneş battıktan sonra bir müddet kalmak.
  12. Tavafı ziyarette Kâbe-i Muazzama etrafında dörtten sonra üç kere daha dönmek.
  13. Tavafta abdestsiz veya cünüp olmamak.
  14. Üzerindeki elbisenin temiz olması.
  15. Tavaf yaparken, “Hatim” denilen yerin dışından dolaşmak.
  16. Tavafta Kâbe-i Muazzama’yı sol tarafa almak.
  17. Tavafı ziyareti, bayramın üçüncü gününün güneş batıncaya kadar yapmak.
  18. Tavaf ederken avret yerinin kapalı olması. (Kadın için çok mühimdir).
  19. Safâ tepesi ile Merve arasında sa’y ederken, Safâ’dan başlamak.
  20. Safâ tepesine çıkınca, Kâbe’ye dönüp, tekbir, tehlil ve salâvat getirmek ve dua etmek. Sonra, Merve’ye doğru yürümek. Safâ’dan Merve’ye dört, Merve’den Safâ’ya 3 kere gidilir.
  21. Her tavaftan sonra, Mescid-i Haram içinde iki rekât namaz kılmak.
  22. Kurbanı, bayramın birinci günü kesmek.
  23. Saç traşını ya da kısaltmayı bayramın birinci günü ve Harem hududu içinde yapmak
  24. Sa’yı yürüyerek yapmak. (İki yeşil direk arasında erkek hızlı, kadın yavaş gider.)
  25. Kıran ve temettü hac yapanlar için şükür kurbanı kesmek.
  26. Cimaı tavaf-ı ziyareti yapıncaya kadar terk etmek vacipdir. Cima gibi yasak olan şeyler, Arafat’ta durmadan önce yapılırsa, haccı bozar.

                KURBAN VE HÜKMÜ

                Kurbanın Hükmü: Kurban hicretin 2. yılında meşru kılınmıştır. İmam-ı Âzam’a göre kurban bayramında ibadet niyeti ile kurban kesmek hür, mukîm, Müslim ve zengin kimselere vaciptir. Diğer mezhep imamlarına göre ise Sünnet-i Müekkede’dir. Kurbanlar sadece koyun, keçi, deve ve sığır cinsinden olan (manda gibi) hayvanlardan kesilir. Tavuk, horoz ve kaz gibi küçükbaş evcil hayvanlarda etleri yenen vahşi hayvanlardan kurban olmaz. Bunları kurban niyetiyle kesmek tahrimen mekruhtur.

                Kurbanın Kesilme Vakti: Zilhicce ayının 10, 11, 12. günleri yani bayramın 1. 2. ve 3. günleridir. Fakat 1. günde kesilmesi daha faziletlidir. Allah için kesilen kurbanın eti 3 parçaya bölünerek üçte biri kendisi ve ev halkına üçte biri misafire üçte biri de fakirlere dağıtıma ayrılır. Şafi mezhebine göre 4. Gün ikindi vaktine kadar kesilebilir

                Teşrik Tekbirleri: Arefe günü sabah namazından bayramın dördüncü gününün ikindi namazına kadar, yirmi üç vakit farz namazın arkasından bir defa teşrik tekbirleri getirilir. Fıkıh âlimlerinin çoğuna göre hükmü vaciptir. Sünnet diyen âlimler de vardır. Bu hususta kadın-erkek, misafir-mukim, cemaatle kılan-münferit kılan eşittir. İmam-ı Âzam’a göre ise, bu tekbirlerin vacip olması için mukim olmak, hür olmak, erkek olmak ve namazın müstehap şekilde cemaatle kılınan bir farz olması şarttır. Buna göre, misafirlere, kölelere, kadınlara ve tek başına namaz kılan kimselere bu tekbirler vacip değildir.

 

  1. Âl-i İmrân, 97
  2. Müsned, 1:255; Müslim, 2:975
  3. Tirmizî, “Tefsîr”, 3; Ebû Dâvûd, “Menâsik”, 57

Kaynak: Musa Uzun - Hac Kitabı, Ö.Nasuhi Bilmen-B.İslam İlmihali, İslam Fıkhı- Vehbi Zuhayli