Tefekkür

Hayvanlar Âlemi -3

Paylaş:

Kıymetli okuyucularımız Hayvanlar Âlemi serimize bu ay da kaldığımız yerden devam ediyoruz.

Mavi alakarganın tüylerini kırarsanız mavi renk yok olur. Bu durum şekilsel renklenme olarak bilinmektedir.

Sesleri diğer kargalardan daha farklıdır, ama genelde bir alarm sesi gibi, oldukça gürültülü ve martı çığlığına benzemektedir. Ayrıca kızgınlık döneminde daha da yüksek bir ses çıkarabilirler. Mavi alakargalar genellikle bu sesleri şahinlerden korunmak için çıkarırlar. Ayrıca mavi alakargaların birbirlerine yakınken daha sessiz çağırma şekilleri vardır. Birçok sesi çıkarabilirler ve birçok kişi bu kuşların seslerini tanımayabilir.

 

 

Dünyanın her yanında yaşayan geyiklerin 60 kadar çeşidi vardır. Ren geyiği dışındaki bütün geyik türlerinin yalnız erkekleri boynuzludur. Boynuzlar her yıl ilkbaharda düşer, yerine bir dal fazla oluşarak yenileri çıkar. Bu sayede hayvanın yaşı tespit edilmektedir. Yeni çıkmaya başlayan boynuzlar kadife gibi bir örtüyle kaplıdır. Bu örtü sonbahara doğru parçalanmaya başlar, en sonunda boynuzdan ayrılarak düşer. Geyikler çok iyi yüzerler. Birçok geyik çeşidi nehirleri, gölleri yüzerek geçebilir.

 

 

 

İbibik kuşları ailelerine çok bağlıdır. Eşlerine olan bağlılıklarını eşleri öldükten sonra yeni bir eş aramayarak gösterirler. Yaşlandıklarında anne ve babalarının yiyeceklerini toplarlar. Anneleri öldüğünde uygun bir yer buluncaya kadar onu başında taşırlar. Bu nedenle ibibikler pek çok dinde anne-hürmet duygusuyla bağdaştırılmıştır.

 

 

 

Kırlangıçların göç ederken ulaştıkları ortalama hız saatte 50 ile 65 km arasındadır. 8 saat hiç konmadan uçabilirler. Ayak yapılarının zayıf olması sebebiyle fazla zıplayamaz ya da yürüyemezler. Yerde, çamur ve su almak için inmenin dışında fazla kalmamaya dikkat ederler. Havada avlanma özellikleri onların en belirgin özelliğidir. Yerde avlanmak yerine sürekli uçarak, havada sinek ve benzeri böceklerle avlanırlar. Geniş gaga yapılarının birleşim yerleri torba şeklindedir. Bu özellik sayesinde kalabalık bir sinek sürüsüne girip ağızlarını açtıklarında rahatlıkla beslenebilirler.

 

 

 

Leylekler son derece ilginç bir şekilde iletişim kurarlar. Diğer kuşların cıvıldaşmasının aksine leylekler gagalarını birbirine çarparak farklı tonlarda ve ritimlerde sesler çıkararak iletişim kurmaktadırlar. Hatta bu sesler genç leylekler ve yetişkin leylekler arasında dahi farklılık göstermektedir. Leylekler gagalarını birbirine vurmanın yanı sıra gırtlaktan çıkardıkları ıslık benzeri ses ile de farklı şekillerde iletişim kurmaktadırlar. Leyleklerin bu sesleri çiftleşme dönemlerinde ve alarm durumlarında çok farklı olmaktadır. Genç leyleklerde bazen kedi miyavlamasını andıran sesler duyulabilmektedir.

 

 

 

Zebralar aslında siyahtır, çizgileri beyazdır. Genellikle ayakta uyurlar. Her zebranın üzerindeki çizgi sayısı farklıdır. Ayrıca insanlardaki parmak izi gibi onların da çizgi desenleri birbirinden farklıdır. Bu çizgiler onlar sürü halinde dururken onları avlamak için gözetleyen aslan türü hayvanların sürüyü tek parça görmesini ve avlanacak hayvanın seçilememesini sağlamaktadır. Zebraların renkli görebildiği düşünülmektedir. Turuncu rengi göremezler. Kulaklarını neredeyse her yönde döndürebilirler. Bu yeteneklerini diğer zebralarla iletişim kurmak için kullanırlar.

 

 

 

Timsahlar Dünya’da 240 milyon yıldır yaşarlar. Timsahların en yakın akrabaları kuşlar ve dinozorlardır. Timsahların yuvalarının sıcaklığı bebeğin cinsiyetini belirler. Sıcaklık tam 31.6 santigrat derece olduğunda erkekler olur. Sıcaklık 31.6 derecenin altında veya üzerinde ise dişi olur. Timsahlar et yiyicilerdir. 24 keskin dişleri vardır.Hayvan dünyasındaki en güçlü ısırıklardan birine sahiplerdir. Çenenin kapanmasına neden olan kaslar, çeneyi açan kaslardan çok daha güçlüdür.Timsahlar yiyeceklerini çiğnemezler. Eti parçalarlar ve büyük et parçalarını yutarlar. Yiyeceklerin midelerinde daha hızlı öğütülmesini sağlamak için bazen taş yutarlar.

“Timsah gözyaşları” ifadesi gerçeğe dayanmaktadır. Timsahlar yemek yerken çok fazla hava yutarlar. Bu hava gözyaşı bezleriyle temas eder ve gözyaşlarını akmaya zorlar. Böylece timsahlar yemek yerken ağlıyormuş gibi görünürler. Timsahların ter bezleri yoktur. Bunun için çenelerini tamamen açarak kendilerini soğuturlar. Timsahların görme yeteneği mükemmeldir. Özellikle geceleri çok iyi görürler.