ECEL BİR TANE, O HALDE MESELE YOK!
Hayırlaanılmakbedavadeğil, birbedeli var. Belki de bubedel Allah yolunda can vermekolacak. ‘Kıymetsizbaşlarımızbelkibuşekildedeğerkazanır; o haldemesele yok’ de veyoladevamet…
Baskının arttığı dönemlerde, en başta Peygamberimizi sonra, şu yakın tarihimizdeki o zorlu yılları hatırlamalıyız. O yıllarda hocalarımız, âlimlerimiz neler çektiler neler... Şapka giymeyenler bile idam edildiler. Şimdi onlar hayırla anılıyorlar. Zaten öleceklerdi, şehit olarak öldüler; ecel bir tane, kimse vakti gelmeden ölmez, o halde mesele yok!
Kur’an öğretmenin yasak olduğu yılları hatırlayın. Bazen anlatırım; benim annem 1929 doğumlu, şu an 87 yaşında, 30’lu yılarda köyde gizli gizli köyün hocasından Kur’an dersi almış. Köyün imamı olan hoca, söylenenlere göre Bediüzzaman ile arkadaşlarmış, aynı medresede okumuşlar. Molla Piran derlermiş adına. Hoca o günlerde yasak olduğu için kimseye Kur’an öğretmiyormuş, dedem köyün muhtarı diye bir tek anneme ders vermiş. Bakın ne oldu? O zulmü yapanlar, şimdi sevilmiyorlar; ama o gün hizmet verenler şimdi hayırla anılıyorlar. Hayırla anılmak bedava değil, bir bedeli var elbette: Riski göze alacaksınız, dayanacaksınız, Allah katında derece kazanacaksınız, insanlar katında da derece kazanacaksınız. Bu bedava değil! Müslümanlar muhalefet etmeyi, buna dayanabilmeyi öğrenmelidirler ve hem bu dünyada hem de ahirette sonucunun güzel olacağını unutmamalıdırlar.
NE OLACAKSA OLSUN!
Müslümancesurolmazsakimcesurolurki? Unutma; “Korkaklıktaar, ilerlemekteşerefvar” rahatındanvazgeç, riskigöze al veyoladevamet…
Bu nesil zor günler görmedi. Zor günleri görenler 70-80 sene evvel gördüler. Bu nesil rahata alışmış. En küçük bir risk olduğu zaman kaçmayı düşünen bir nesil… Bunlar kendilerinden sonraki nesillere kötü örnek olmaktadırlar. Ama kimse “Ben korktuğum için kenara çekildim!” demez. Ne der? Bir şeyler der, ama aslında hepsi yalandır. O dediklerinin hepsi önceden de vardı; ama o zaman risk yoktu. Müslümanlar cesur olmalı. Müslüman cesur olmazsa, kim cesur olabilir ki? Bu yolda ölürsen şehitsin; kalırsan gazisin. Daha ne istiyorsun? Allah bir tek Müslümana vaatte bulunmuş.
Baskı yapanlar niye baskı yaparlar? Hani bir laf var, ‘öldürme, korkut’. Baskı yapanlar, korkutmak için yaparlar ve maksatlarına ulaşıyorlar. Herkesi öldürecek halleri yok, birçoğunu korkuturlar. Haberler gönderiyorlar, insanlar arasında laflar dolaşıyor; ‘şöyle olacakmış, böyle olacakmış’ diye. Ne olacaksa olsun! Verecek bir tane canımız var!1
ÖNCEKİLERİN SABRETTİĞİ GİBİ SEN DE SABRET!
“Sen de sabretEy Rasulüm! SendenevvelkiUlu’lAzmpeygamberlerinsabrettiğigibisabret…” Hedefinevarmakiçin, cennettekidereceniyükseltmekiçinbaşınagelenleresabretveyoladevamet.
İman yolu uzundur ve zordur. Dolayısıyla da insanlar dayanamamaktadır. Dişinizi sıkacaksınız, sabretmeye alışacaksınız. İnsan sabretmeye de alışır. Zorluklar bazen üst üste gelir. Onlarla mücadele etmek de insanı zamanla sabırlı hale getirir. Sabrederseniz, sabrın meyvelerini görür ve sabrın güzelliğini anlarsınız. Sabretmezseniz o zaman da kötü olaylar olduğunu görürsünüz, kaybedersiniz. Sabrın faydasını görüyorsunuz, sabretmemenin de zararını… İşte aslında bunu anladığınızda sabır gösterebilirsiniz.
Bir zamanlar bir çoban görmüştüm. Ona; “Kaç yıllık çobansın?” diye sordum. 15 ya da 20 yıl demişti. Yağmur yağıyor, güneş çıkıyor… O hep dağda, hayvanlarla uğraşıyor. Sürekli onları toparlıyor. Biri o tarafa gidiyor, biri bu tarafa gidiyor. İcabında dağlarda vahşi hayvanlarla karşılaştığı da oluyor. Sıcak, soğuk, hepsi ayrı bir sıkıntı... İcabında yiyeceği ekmeği olmuyor. Su arıyor bulamıyor, pis su içmek zorunda kalıyor. Hayvanların içtiği sudan içiyor belki de. Yediği belki kuru bir ekmek, bir iki zeytindir. Banyo yapacağı yer yok, sıcak su yok...
“15-20 yıldır dağlardasın, peki ne öğrendin?” diye sordum. “Sabrı öğrendim” dedi. “Çok önemli bir şey öğrenmişsin.” dedim. Dağda da olsa, hayvanlarla da olsa sabrı öğrenmiş. Hayvanlara sabretmek mi zordur, insanlara sabretmek mi? İnsanlara sabretmek daha zordur. O çoban hayvanlarla sabrı öğrendi, biz de insanlarla öğrendik.
Bir davetçi olarak insanlarla ilgilenirken şunu unutmamak gerekir; sabrederseniz bu dünyada da mükâfatını görürsünüz, güzel sonuçlarını alırsınız; eğer sabırsız davranırsanız mutlaka hata yaparsınız. Bu uzun ve zor yolda, sabırlı ol ve yoluna devam et.
KALP DE KONUŞUR, ONU DİNLEMEK LAZIM!
Biz hepkonuşaninsanlarıdinliyoruzamabirtekinsanmıkonuşur? Hayır, kalp de konuşur, gerçeklerihaykırır... O haldekalbiniyolunakılavuzeyleveyoladevamet...
Allah, bir iyilik yaptığınız zaman arkasından size başka bir iyiliği nasip eder, bunu hissedersiniz. “Şunu yaptığım için Rabbim de bana bu iyiliği lütfetti, işimi kolaylaştırdı.” diye kalbiniz söyler size... Yeter ki kalbinizi dinleyin, sesini duymayı öğrenin. Biz hep konuşan insanları dinliyoruz ama bir tek insan konuşmaz; kalp de konuşur. Fakat bizler ona kulak verecek kadar sükûnet içinde yaşamıyoruz. Hiç uzlete çekilmiyoruz. Kalbin sesini duyacak bir zaman dilimi, bir sessizlik bulamıyoruz. Kalpleri insanlara gerçeği söylediği halde onlar bazen duymak istemezler. Çünkü duyarsa, hayatını değiştirmesi gerekecek.
Zor olan muttaki olmak mıdır? Hayır, asıl zor ve acı olan günahlarla dolu bir hayat yaşamaktır... Takva sahibi olmak için Allah’tan kolaylık dile ve yola devam et…
İnsan, hayatını değiştirmeyi, Müslümanca yaşamayı, İslam’a göre yaşamayı çok zor görüyor. Günahkâr hayatı ise kolay görüyor, hâlbuki asıl zor olan günahlarla dolu bir hayat yaşamaktır. Ama bunu yapan farkında değildir, adeta uyuşturulmuştur. Günahkâr bir hayattan bir gün uyanabilirse, uyandığında bir bakacak ki her tarafı yara bere içerisinde kalmıştır. Her tarafı delik deşiktir günahlarla ama o uyuşturulduğu için bilmemektedir.2
1- http://www.tvfurkan.com/muslumanlara-ve-islami-hareketlere-baskilarin-oldugu-zamanlarda-cemaatlerin-ve-hocalarin-gostermesi-gereken-tavir-ne-olmalidir_990a06c39.html adresindekiAlparslanKuytulHocaefendi’ninvideosundanderlenmiştir.
2- https://www.youtube.com/watch?v=tIzlxTv4tpM
