Kapak

İmkân ve İmtihan Bağlamında Sosyal Medya

Paylaş:

İçinde yaşadığımız çağın en büyük sorunlarından/gerçeklerinden birisi de sosyal medya gerçeğidir. Her ne kadar ‘sanal ortam’ diye adlandırsak da soluduğumuz hava kadar gerçek bir durumla karşı karşıyayız. Kıyamete kadar gelecek tüm meselelere cevap verecek, çözüm sunacak bir dinin mensupları olarak sosyal medyaya bakışımız nasıl olmalı, kullanma konusunda nasıl bir yol izlemeliyiz? Bu meselede teknolojiyi şeytan işi veya öcü gibi gösterip ötekileştirmeye çalışmak gerçeklere sırtımızı dönmek olacaktır. Dünyadaki kullanım sıklığına bakılırsa sosyal medya gerçeğini görmezden gelmek çözüm olmadığı gibi çağın gerçeklerini ıskalamak anlamına da gelecektir. Eskiden sadece masaüstü bilgisayarlarda olan internet şimdi akıllı telefonlarla herkesin yanı başında ve neredeyse ayrılmaz bir parçası konumundadır. Dolayısıyla Müslümanlar olarak sosyal medyayı kullanıp/kullanmama veya nasıl kullandığımız noktasında imtihandayız.

Sosyal medyanın kullanım sıklığına baktığımızda dünya nüfusunun neredeyse üçte ikisinin (%59,5) kullandığı devasa bir mecradan bahsettiğimiz görülecektir. Türkiye’deki kullanımı da dünya ile paralellik arz etmektedir. 2022’de yapılan bir araştırmaya göre kullanılan sosyal medya uygulamaları içinde %82 ile WhatsApp birinci, YouTube %67,2 ile ikinci, Instagram %57,6 ile üçüncü sırada gelmektedir. Ardından sırasıyla %50,4 ile Facebook, %20,2 ile Twitter, %13,6 ile Telegram, %13,3 TikTok, %8,3 ile Snapchat ve %5,3 ile BİP geliyor.1

Yeni nesil çok küçük yaşlardan itibaren (maalesef çoğu zaman annelerin çocuklarını susturma aracı olarak) akıllı telefonlarla tanışıyor. Büyüdüğünde ise neredeyse vücudunun bir parçası, vazgeçilmez bir aksesuarı konumunda oluyor. Diğer yandan olaya zaman açısından baktığımızda vaktimizin çoğunu alan bir mecra olduğu da görülmektedir. Yapılan araştırmalarda gerek dünyada gerek ülkemizde internette harcanan zaman günün yaklaşık yedi saatini alıyor, bunun üç saate yakını sosyal medyada geçiyor. Yapılan istatistikler, kullanım sıklığının her geçen gün arttığını gösteriyor. Son beş yılda dünyadaki sosyal medya kullanıcı sayısı neredeyse iki kat arttı. 2019 yılına göre bu sayı %13,2’lik bir artış gösterdi. Son beş yılda insanların sosyal medyada harcadığı zaman da yaklaşık olarak 1,5 kat arttı.”2 İçeriğine bakıldığında da dini veya din dışı o kadar çok çeşit var ki çok geniş perspektife sahip bir alan. Tüm bu bilgilerin ışığında sosyal medya hususunda nasıl bir tavır takınmalıyız sorusu çok daha fazla önem kazanıyor. Bu meselede yapılması gereken çağa ayak uydurup sosyal medyayı olduğu gibi kullanmak mı yoksa İslami bir süzgeçten geçirip, ona uygun bir şekil vermek midir? İslam, doğası gereği içinde bulunduğu çağa ve topluma kendi damgasını vuran, baskın karakterde bir dindir. Dolayısıyla Müslümanlar, bulundukları her ortamda İslami kimliğini/kişiliğini muhafaza etmekle mükelleftir. İnternetin kendi kültürünün ve dilinin var olduğu bir gerçek ancak onu yine de İslam’ın potasında eritmek, öyle kullanmak zorundadırlar.

İki ucu keskin kılıç gibi bir mecra, dolayısıyla fayda verdiği kadar zarar verme potansiyelini de içinde barındırıyor. Bir yönüyle kullanmak zorundayız. Çünkü dünyanın büyük bir kesimi kullanıyor ve onlara İslam’ın mesajını ulaştırmakla mükellefiz. Sosyal medyada konuşulan, yazılan ve paylaşılan bilgilerin en azından Müslümanları ilgilendiren kısmıyla ilgilenmek, söz konusu olan bu haberlerin ve bilgilerin doğruluğuna veya yanlışlığına dair tecrübe ve bilgilerimizi paylaşmak durumundayız. Yani “emr-i bi’l-ma’ruf nehy-i ani’l-münker” vazifemizi sosyal mecrada da yerine getirmeliyiz. Diğer yönden adaletin neredeyse kaybolduğu toplumda yerine göre adil karar verilmesine, adaletin tecellisine olanak sağlayan bir mecra aynı zamanda. Son yıllarda bunun sayısız örnekleri olmuştur. Bu yönüyle de zulmün karşısında, mazlumun yanında olmak adına kullanılması gerekiyor. Medyanın tekdüzeleştiği, hâkim güçlerin tetikçisi olduğu, bağımsız haber almanın neredeyse kaybolduğu bu zamanda yerine göre iletişim ve haberleşme kaynağı olmuştur. Müslümanların davalarını anlatmaları, büyük kitlelere ulaştırmaları için tüm meşru vasıtaları/teknolojik imkanları kullanmaları en doğal haklarıdır. Sosyal medya bu yönüyle de her kesimin kendi doğrularını anlattığı/yaydığı bir alandır. Zaman zaman bu alanda karşılıklı sataşmalar, münakaşalar olsa da bu alan sesini duyurmak isteyenler için büyük bir fırsattır. Tüm bunlar ve belki daha da çoğaltabileceğimiz gerekçeler sosyal medyayı kullanmanın bir zaruret olduğunu göstermektedir. Ancak bununla beraber dikkat edilmesi gereken yönleri de çoktur. Bilgi kirliliğinin, yalan haberin, ahlak dışı görüntü ve içeriklerin çokça bulunduğu/yayıldığı da göz ardı edilmemelidir. Her ne kadar sosyal medya kullanım etiğinden ve buna uymayanlara uygulanacak yaptırımlardan bahsedilse de yine de insanları her yönüyle zapt etmek mümkün değildir. “Yapılan bir araştırma, herhangi bir konudaki yalan haberlerin sosyal medyada 6 kat daha hızlı yayıldığını ortaya koymaktadır. Araştırmada 2006-2017 yılları arasında Twitter’da paylaşılan 126 binden fazla haber ve 4,5 milyondan fazla tweet ve retweet incelenmiştir. Araştırma sonucunda, yalan haberlerin, doğru haberlere kıyasla Twitter’da çok daha hızlı yayıldığı ve yalan haberlerin doğru olanlara nispetle %70 daha fazla olduğunu ve retweetlendiğini ortaya koymuştur.”3

Bizi muhafaza edecek olan şey İslam fıkhıdır. İslam fıkhının bize çizmiş olduğu kriterler gerek normal hayatımızda gerekse sosyal medyada geçerlidir. Normal yaşantımızda haram olan ve bizi bağlayan ne kadar uzak durmamız gereken emir ve nehiy varsa sosyal medya için de aynı şekilde geçerlidir. Bu genel bakışın yanında bir de dikkat edilmesi gereken bazı kurallar olmalıdır. Bunlardan birkaç örnekle konuya açıklık getirelim:

  • Öncelikle bu mecrayı kullanırken niyetimiz halis olmalıdır. Hangi amaçla sosyal medyayı kullandığımıza dikkat etmeliyiz. Sosyalleşmek mi istiyoruz, vakit mi geçiriyoruz yoksa gerçekten davamıza hizmet mi ediyoruz? Bu soruların cevabı aslında niyetimizde gizlidir. Bazen başlangıçta niyet düzgün olabiliyor ama süreç içerisinde bozulmalar meydana gelebiliyor. Müslüman daima Allah Azze ve Celle’ye hesap vereceği bilinci içerisinde olmalıdır. Ahirette Allah’ın bizleri hesaba çekeceğine dair ayetleri daima hatırında tutmalıdır. “Oku şimdi kitabını! Bugün sana hesap sorucu olarak kendi nefsin yeter!4 Zerre kadar hayır ve şerrin hassas terazide tartılacağını,5 yapılan her şeyin lehe veya aleyhe olacağı gerçeğini asla unutmamalıdır.
  • İstatistik kısmında da geçtiği üzere insanların zamanının çoğunu alan bir mecra. Dolayısıyla bu kadar zaman geçirmek doğru mudur? Değilse ne kadar zaman ayrılmalıdır? İnsanların kitap okumaya ayırdığı zaman çok az iken bu alanda çok zaman harcaması ortada bir zaman israfının olduğunu gösteriyor. Zaman bize verilen ve kıymeti çok az bilinen bir nimettir. İnternet veya teknoloji de elbette birer nimettir. Her bir nimetin şükrü onu yerli yerinde kullanmakla eda edilir. Verilen nimeti hayırda kullanırsak hem şükrünü eda etmiş hem de sevap kazanmış oluruz. Tam tersini yaparsak hem nankörlük yapmış hem de günaha girmiş oluruz. Bu konuda kulağımıza küpe olması gereken hadis, İslam’ın dört temel rüknü sayılan hadislerden biri olan “Kendisini ilgilendirmeyen işleri terk etmesi kişinin Müslümanlığının güzelliğindendir”6 Bu hadis Müslümanlığımızın kalitesini ortaya koymaktadır. Sosyal medyayı gerektiği kadar kullanmalı, zaman israfına yol açacak kadar meşgul olmamalıyız. Hak ile meşgul olmadığımızda batıl tarafından istila edileceğimizi bilmeliyiz.
  • Sosyal medyada yaptığımız paylaşım, beğeni ve yorumlara dikkat etmeli, karşılaştığımız haber ve diğer içerikleri, farklı kaynaklardan teyit etmeden acele bir şekilde kullanmamalıyız. Teknoloji o kadar ilerlemiş ki her bir fotoğraf veya konuşma çeşitli şekillerde kırpılmış/hazırlanmış olabiliyor. Bu şekilde paylaşma veya kullanma yalana ortak olma ve onu yayma anlamına gelebilir. Buna da çok dikkat etmek gerekir. Benzer durum paylaşılan bazı hadislerin kaynağı hakkında da söz konusudur. Çoğu zaman hadis olmayan bir söz veya çok zayıf olan bir hadis kaynak vs. gösterilmeden paylaşılıyor. İnsanlar, kendi savundukları görüşü kuvvetlendirmek için olmayan şeyleri delil diye gösterebiliyor, buna da dikkat etmek gerekir. Hakkında bilgin olmayan şeyin ardına düşme; çünkü kulak, göz ve kalp, bunların hepsi ondan sorumludur”7 ayeti bizi bu hususta uyarmaktadır. Efendimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem de Her duyduğunu nakletmesi kişiye yalan olarak yeter”8 buyurarak elde edilen haber konusunda hassas olmayı, teyit etmeden kullanmamayı öğütlemektedir.
  • Sosyal medyada dikkat edilmesi gereken bir konu da mahremiyet konusudur. Maalesef bu konuya da çok dikkat edilmemekte, mahrem sınırlar aşılmaktadır. Gerek kadın erkek münasebetleri gerekse paylaşılan resim ve videolarda bu konuya dikkat edilmesi oldukça önemlidir. Profil resimlerinden tutun da gezilen yerlere, yenilen yemeklere, evin içine dışına varana kadar her şeyin çok rahatlıkla paylaşıldığı, paylaşılmasının normalleştiği görülmektedir. Fenomen olma yolunda her şeyini paylaşmanın mübah gibi görülmesi, çok fazla beğeni alma adına olmadık şaklabanlıkların yapılması, birilerine kendini beğendirmek için farklı karakterlerin yansıtılması gibi konular üzerinde ayrıca durulması gereken hem sosyal hem psikolojik yönden irdelenmesi gereken bir durum. Bazı insanlar kendilerini sosyal medyaya o kadar kaptırıyor ki normal hayatın dışına çıktığının farkında olmuyor. Adeta sanal bir âlemde yaşıyor. Farkında olmadan bu şekilde birer sosyal medya bağımlısına dönüşüyorlar.

Sonuç olarak sosyal medya, dikkatli kullanılması gereken, sınırlarını İslam fıkhının çizdiği alanda kalması gereken bir mecradır. Hayırlı hizmetlerin yapılabileceği ancak kendimizi kaptırdığımızda da zaman israfı ve haramlara karşı hassasiyetlerin zayıflaması gibi birçok zarara da yol açabileceği bilinmelidir. Hayırlı hizmetlerde ve neslimize en az zarar verecek düzlemde kullanımı üzerinde şüphesiz daha fazla kafa yorulması gereken bir konudur. Biz bu kadarıyla yetinelim. Rabbim her bir nimeti kendi yolunda hakkıyla kullanmamızı nasip eylesin.

  1. https://setav.org/assets/uploads/2022/09/Burak-Yilmaz_2022_agustos_New-folder-3_AA-28735486-kopya1120.jpg
  2. https://recrodigital.com/dijital-2021-raporunda-turkiye-ve-dunyada-internet-ve-sosyal-medya-kullanimi-karsilastirmasi-ocak-2021/
  3. http://news.mit.edu/2018/study-twitter-false-news-travels-faster-true-stories-0308
  4. İsra, 14
  5. Zilzal, 7-8
  6. Tirmizi, Zühd, 11; İbni Mâce, Fiten, 12
  7. İsra, 36
  8. Müslim, Mukaddime, 5