Hatıra

Kapı Kapı Tevhide Davet

Paylaş:

Tevbe eden sarhoş, iman eden ateist, rüya görerek Allah’ın yönlendirmesiyle davetimize muhatap olan nice kardeşlerimiz… Evet bu asrın davetçileri olarak yaşadığımız bu örneklere bakınca yükümüzün ne kadar ağır olduğunu bir kez daha hatırlıyoruz. Binlerce insan uçurumun kıyısında onlara uzatacağımız eli bekliyor…

 

YENİ MÜSLÜMAN OLMUŞ BİR KARDEŞİMİZİN TEVHİD DAVETİ

Daha önce Hristiyan olan Suriyeli Yasin isimli kardeşimiz 7-8 ay önce Müslüman olmuştu. Kendisi ile yaptığımız davet faaliyetleri ile tanışmıştık.

Bu kardeşimiz yeni Müslüman olduğu için her şeyi soruyor, yeni girdiği dini anlamaya çalışıyordu. Biz de en çok Tevhid üzerinde duruyor ve kardeşimizin sorularını cevaplıyorduk. Bizim Tevhid broşürü ile Tevhid daveti yaptığımızı öğrenince çok hoşuna gitti ve “ben de yapabilir miyim?” diye sordu. Bizler şaşırmıştık. Ne biliyordu ki ne anlatacaktı? Sonradan anladık ki Tevhidi öğrenmişti ve kendisini, Tevhidi anlatabilecek kadar konuya hâkim hissediyordu. Biz de “tabi neden olmasın” dedik. Birkaç tane broşür verdik. Ancak önüne gelen herkese -Müslüman-gayr-i Müslim ayırt etmeden- Tevhidi anlattığı için bir hafta içerisinde 50 kişiye broşür vermişti. Kendisi Suriyeli olduğu için çevresinde Türkçe bilmeyen insanlar vardı. Benden broşürün Arapça halini istedi. Ben de “henüz Arapça hali yok, belki ileride yaparız” dedim. Kendisi internetten, Arapça sitelerden araştırma yapıp tevhidi anlatan notlar bulup derlemiş, matbaada bastırmak istediğini söylemişti. Ancak o günlerde ailesi Suriye’ye dönüş yaptığı için ailesi ile birlikte dönmek zorunda kaldı. Giderken “orada Tevhidi anlatmaya devam edeceğini” söylemişti.

 

TEVBE EDEN SARHOŞ

İskenderun’dan bir kardeşimizin davet hatırası… Ramazan kardeşimle Tevhid broşürü için sahile çıkmıştık. Bankta oturan dört gence Tevhidi anlatmaya karar vermiştik. İlk olarak ben yanlarına gittim. Tevhidi anlatarak broşürü kendilerine uzattığımda bana içkili olduklarını söylediler. Ben biraz ısrar edince çantalarını açarak ‘Abi sen çantaya koy, biz ayık zamanda okuruz, şimdi çarpılırız falan’ dediler. Daha sonra Ramazan kardeşim geldi. ‘Bir şey olmaz, o sizi çarpmaz korkmayın’ dedi. Ben de o esnada ‘belki bu size bir işarettir’ dedim. O esnada içlerinden bir tanesi ‘Abi ben uzun süredir bu günahı işlemiyordum. Uzun bir aradan sonra bugün içkiyi ilk defa kullandım. Allah beni sizinle karşılaştırdı. Bunun bir tesadüf olmadığına inanıyorum’ dedi ve ‘daha rahat bir yere geçip oturalım’ dediler. Çimlerin üzerinde bir sohbet halkası oluşturduk ve yarım saat kadar Tevhidi konuştuk. Çok memnun kaldılar ve Allah razı olsun abi, deyip ayrıldılar. İnşallah Allah onlara ve onlar gibi günah işlerken kalbi rahatsız olan samimi kullarına hidayet nasip eder.

İMAN EDEN ATEİST

Kahveye girdim, masanın birine selam verdim. 2 kişiydiler. ‘Sizlerden para talep etmiyorum, hiçbir ürün de satmayacağım, tek gayem İslam’ı anlatmak’ dedim. ‘Hayır, dinlemek için vaktimiz yok’ dediler.

Yanımda bulunan iki arkadaşım daha vardı birlikte yan masaya geçtik. Yan masadakiler kabul edince onlara uzun uzun Tevhidi anlattık. Bu arada ilk uğradığımız masadaki o iki kişi sessizliğe büründüler ve bir tanesi bana bakarak ‘Şu anda vaktimiz var rica etsem anlatabilir misin? Hem sana çok önemli bir şey sormak istiyorum’ dedi. ‘Önce sizin sormak istediğiniz soruyu cevaplamak ondan sonra konuşmak istiyorum’ dedim.

‘Peygamberimizin çok evliliği ve şehvet düşkünü olması benim aklımı bulandırdı ve Rabbimden soğudum. Din hakkında şüphelerim var. Kölesi Zeyd’in hanımı ile evlenmesi ise başlı başına bir muamma’ dedi.

‘Peki ben sana bunu açıklarsam mutmain olup tekrar iman edecek misin? Gerçekten samimi misin?’ dedim. Evet deyince Rasulullah eğer şehvet düşkünü olsaydı 25 yaşında yağız bir delikanlı iken 40 yaşında dul bir bayandan asla razı olmaz 17 yaşında birisiyle izdivaç kurardı. Onunla 25 yıl bilfiil evli kaldı ve Hz. Hatice vefat ettiğinde kendisi 50 yaşına varmıştı. Hz. Hatice’nin vefatından sonra 2 yıl kimseyle evlenmedi, bekledi. Ona olan saygısından… Şehvet düşkünü olan kişi 1 ay dahi beklemez değil mi beyefendi, dedim. Evet, dedi.

Sonra Ahzab Suresi’ndeki “Hani hem Allah’ın nimet ve ihsanına hem de senin iyiliğine nail olmuş olup da hanımını boşamaya karar vermiş olarak sana danışmaya gelmiş olan kişiye sen: “Eşini yanında tut Allah’tan kork!” demiştin. Allah’ın açığa çıkaracağı bir durumu içinde saklamıştın, çünkü insanlardan çekinmiştin. Halbuki asıl Allah’tan çekinmen gerekirdi. Neticede, Zeyd eşini boşayıp onunla ilişkisini kestikten sonra, Biz onu sana nikâhladık ki, bundan böyle evlatlıkları, eşleriyle ilişkilerini kestikleri, onları boşadıkları zaman, o kadınlarla evlenmek hususunda müminlere bir güçlük olmasın. Allah’ın emri her zaman gerçekleşir” ayetlerini açıklayarak devam ettim. Adam mutmain oldu ve siz bunları nereden öğreniyorsunuz, dedi. Lütfen böyle aklı karışık olan herkese anlatın, insanları kurtarın. Ben kurtulmak istiyordum siz de vesile oldunuz, esen kalın ve hep böyle devam edin dedi. Bir kardeşimize daha el uzatmış olmanın sevinciyle yanlarından ayrıldık.

 

SERVİSTE OKUNAN BROŞÜR

Elazığ’dan Fatih Ç. kardeşimizin davet hatırası… Tevhid daveti için iki arkadaşımla Elazığ’ın işlek caddelerinden olan Hürriyet caddesi esnaflarını geziyorduk. Bir telefon dükkanına o an müşterisi var diye girmeyecek olduk ama müşteri çıkarken onunla selamlaşıp ayaküstü ona Tevhidi anlattık. Bizi önceden tanıyan birisiymiş. Sonra ben de sizinle biraz gezmek sizi dinlemek istiyorum dedi ve beraber birkaç esnafa gittik.

Servis şoförüymüş, birazdan servisim var diyerek bizden ayrılırken Tevhid broşürlerinden birkaç tane de bana verin taşıdığım işçilere vereyim onlar da okusunlar, dedi. Bir gün gelip serviste de anlatmak üzere anlaştık. Birkaç gün sonra bir düğünde karşılaştık hemen yanımıza geldi selamlaştık konuştuk. Ne zaman gelelim senin serviste anlatmaya dediğimde “Hocam sizin gelmenize gerek kalmadı, ben otobüsün ses sisteminden broşürü yol boyu bir işçi arkadaşa okuttum, kendim de onlara okuyorum” dedi.

Gerçekten çok sevindik bu duruma; Tevhid daveti her yere, elden ele dalga dalga yayılmaya başladı artık.

Ve başka bir arkadaşımız da arayıp “davet fotoğraflarınızı gördükçe Müslümanlar adına sönen ümitlerim yeniden yeşerdi” dedi. Attığımız her adımın, çaldığımız her kapının bu ümidi yeşertip meyve verecek seviyeye getirmesi duasıyla...

Tevhid davetini yaparken karşılaşılan hatıralarla devam etmek dileğiyle…