Mektup

Kıymetli Hocam’a Mektubum

Paylaş:

Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla

Hamd, alemlerin Rabbi olan Allah’a; salat, O’nun davasını yeryüzüne hakim kılan Rasulullah’a; ve selam tüm mü’minlerin üzerine olsun.

Kıymetli Hocam, sizi selamların en güzeli olan Allah’ın selamı ile selamlıyor, mübarek Ramazan Bayramı’nızı tebrik ediyorum. Rabbimden niyazım, şu mübarek bayramın tüm İslam alemi için, cemaatimiz ve sizler için hayırlara vesile olmasıdır.

Kıymetli Hocam, bu okuduğunuz satırları arkadaşlarla birlikte sizin bizlere öğretmiş olduğunuz itikâf ibadetini ihya ederken yazıyorum. Buradaki herkesin sizlere selamları var hocam. Allah sizden razı olsun, bize böylesine değerli bir ibadeti öğrettiniz. Belki bugün içeride olabilirsiniz ama sizin vesilenizle birçok kişinin itikafa girmesinden dolayı amel defterinize sevaplar yazılıyor. Bugün zindanda olabilirsiniz fakat amel defteriniz hala işlemeye devam ediyor. Sizin öncülük ettiğiniz hayırlı amelleri şu an dışarıda binlerce insan devam ettiriyor ve bundan sizin de payınız var. Siz bizlere çok güzel örnek oldunuz hocam. Siz bize yolu açtınız, arkanızdan gelen nesil (yani biz) bu yola işaretler koyacağız, bizden de sonraki nesiller bu yolu daha da güzelleştirecekler. Diğer yolların hepsinin uçuruma gittiğini çok yakında anlayacaklar hocam. Henüz yeni olan yolumuzun zamanla çok kıymetli olduğu anlaşılacak ve herkes bu yolu kullanmak isteyecek. Allah’ın izniyle bu yoldan büyük kitleler geçecek, güzel günler gelecek hocam…

Hocam, ben artık eski günlerin geleceğine inanmıyorum. Çünkü bizim misalimiz bir ipek böceğinin haline benziyor. İpek böceği, büyüyüp gelişir ve bir kozalağın içine girer. Orada karanlık vakitler geçirir, zorlu bir dönem yaşar. Ardından o kozalağın içinden mükemmel bir kelebek çıkar. Artık ipek böceğinden eser yoktur. Tamamen farklı bir hayat başlamıştır onun için. Yerde sürünerek hayatını yaşayan bir hayvan artık özgürlüğe kanat çırpmaktadır. Şu an siz ve cemaatimiz de tıpkı ipek böceğinin kozalağa girmesi gibi karanlık bir dönemden geçiyoruz. Fakat bu karanlığın ardında öyle bir nur var ki, Rabbimiz bizler razı olana kadar verecek. Eski günlerden çok daha güzel günler bizi bekliyor hocam. Önceleri belki hedefimize doğru koşuyorduk ama bundan sonra kilometre kilometre gideceğiz inşallah. Siz bize derdiniz ki: “Yok olmayı göze alamayan tohum, ağaç olamaz.” Şu an biz, bu sözü yaşıyoruz hocam. Ağaç olmayı istedik, Rabbim de bizi yok olmakla imtihan ediyor. Rabbim yardım edecek, bu imtihanı da geçip ulu bir çınar olacağız inşallah hocam…

Hocam, sizin orada ne kadar kalacağınızı bilmiyoruz ama ben sizin orada kalacağınız sürenin uzunluğunu birkaç sebebe bağlıyorum. Onlardan bazıları şöyle:

• Omzunuza yüklenen yükün ağırlığını gösteriyor. Peygamberine ağır bir dava yükleyen Allah, nasıl ki ona gece namazlarıyla, mağarada uzlete çekmekle manevi benzin yüklediyse size de orada manevi bir eğitimle benzin yüklüyor ki omzunuzdaki ağır yükü taşımanız kolaylaşsın diye. Aslında bu, Rabbimin merhametini de gösteriyor.

• İleride Rabbimin vereceği nimetin ne kadar büyük ve değerli olduğunu gösteriyor. Çünkü Rabbimiz, peygamberine yıllarca çile çektirdi fakat daha sonrasında tüm Arap Yarımadası’nın fethini nasip eyledi.

• Ayrıca hakkı ne kadar gür bir şekilde ve dosdoğru ortaya koyduğunuzu gösteriyor. Ve sizin orada kalmanızı isteyenlerin haktan ne kadar korktuklarını ve ne kadar nefret ettiklerini gösteriyor. Birkaçı bu şekildeydi. Tefekkür ederek bu konudaki Rabbimizin vermiş olduğu nimetler, bu olaydaki hikmetler daha da artırılabilir. Son olarak tekrardan bayramınızı tebrik ediyor, sizi en yakın zamanda tekrardan aramızda görmek için Rabbime niyazda bulunuyorum. Allah’a emanet olun hocam…

 

 

Talebeniz Ömer HAKSEVEN- ADANA | 12.06.2018