İstatistik

Neden Mi Gençlere Ulaşmalıyız?

Paylaş:

Çünkü yapılan araştırmalar gençliğin çok ciddi tehlikeler altında olduğunu gösteriyor. O halde bu istatistiklere bir göz atalım:

Hep Düşülen Tuzak: Uyuşturucu!

En küçük uyuşturucu bağımlısı 12 yaşında

2009 yılında ayakta tedavi için başvuru yapanların sayısı 107 bin iken, 2010’da yüzde 26 artışla 134 bin 287’ye çıktı.

Tedavi görenlerin yüzde 33’ünün ilkokul, yüzde 32’sinin ortaokul, yüzde 24’ünün lise, yüzde 5’inin ise yüksekokul mezunu olduğu tespit edildi.[1]

Sosyete uyuşturucusu olarak bilinen ve 1 gramı 150 dolardan alıcı bulan kokain, liselilerin kullandığı maddeler arasında yer alıyor.

 Uyuşturucuyla tanışma ve kullanma yaşı 14

Öğrencilerin 1/5’i mutlaka sigara ya da alkol kullanıyor. Veriler, 14 ile 18 yaş arası gençliğin uyuşturucu bataklığına giderek saplandığını gösteriyor.

Sigara deneme yaşı 13,5, alkolde 13, uyuşturucu maddede 14, esrarda ise 15’e kadar düşmüş durumda. Bu maddeleri alışkanlık edinme yaşı, yine ortalama 13-14 yaşta seyrediyor.[2]

Ortaya çıkan bir çarpıcı gerçek daha; gençler su yerine alkol içiyor!

Alkol kullanma yaşı ilköğretim düzeyine kadar inmiştir.

20 milyon erişkinin yarıdan fazlası, aşırı alkol tüketimine gençlik yıllarında başlamıştır.

Alkol tüketimi özellikle lise son sınıf erkek çocuklar arasında oldukça yüksek bulunmuştur. Ancak ergenlik dönemindeki kız çocuklarında da alkol kullanım oranı yüksek olduğu ortaya çıkmıştır.

Yüksekokula devam eden öğrencilerde alkol kullanım sıklığının %11,9 olduğu saptandı. Kız öğrencilerde alkol kullanımı, erkek öğrencilere göre sayı ve yüzde olarak yüksek bulundu.

Üniversite öğrencilerinin %80’inin alkol kullandığı, %15’inin ağır içici olduğu, %60’ının alkol ya da başka bir madde kullandıkları görülmüştür.

Arkadaş baskısı, sosyal ve psikolojik nedenlerle gençlerimizde ilk alkol alma yaşı maalesef 11’e kadar düşmüştür.[3]

Cinâyetlerin % 85’i,

Tecâvüzlerin % 50’si,

Şiddet olaylarının % 50’si,

Eşlerini dövenlerin % 70’i,

Çalışmayanların % 60’ı,

Akıl hastalıklarının % 40-50’si alkolden kaynaklanmaktadır.

Alkol kullananlardan doğan çocuklardaki aklî ârızalar % 90’lardadır.[4]

Kanser Olmak İsteyenlere: Sigara!
Çabuk ulaşılabilir olması sebebiyle gençler arasında sigara içmek oldukça yaygın.

Gelişmiş ülkelerde 12–17 yaş arasındaki her beş gençten birinin sigara tiryakisi olduğu tahmin edilmektedir.

Ülkemizde ise bu oran daha yüksektir.  

Uzmanlara göre sigara ‘en büyük kitle imha silahı!’ Çünkü dünyada 1,1 milyar kişi sigara içiyor.

Türkiye’de yaklaşık 21 milyon insan sigara kullanıyor.

Sigaraya bağlı hastalıklardan her yıl yaklaşık olarak 165 bin kişi hayatını kaybediyor.

Çalışmadan kazanayım derken olanı da kaybettiren: Kumar!

Kumar alışkanlığının ilk basamağı niteliğinde olan şans oyunları gittikçe yaygınlaşmaktadır.

Gençler arasında en gözde oyunlardan biri olan ‘İddaa’ ise âdeta bir salgın gibi yayılıyor.[5]

                18 yaşın altında bulunan gençlerin;

 % 19,8’i de ‘Hemen Kazan’ oynuyor.

 % 28,4’ü ‘Sayısal Loto’,

                % 25,9’u ‘Piyango’,

 % 25,9’u ‘İddaa’ oynuyor.

Fark etmeden bu batağa saplananların birçoğu kendilerine geldiklerinde maalesef çok geç kalmış olmaktadırlar. Sonuçta bazıları mallarını, bazıları ailelerini hatta bazıları da hayatlarını kaybetmektedirler.

 İletişim çağında depresyonlu genç yetiştirmenin adı: Teknoloji!

İnternet ve cep telefonuna düşkünlük, gençlerde alkol, uyuşturucu ve sigara bağımlılığı ile depresyon ve yeme bozuklukları gibi sorunları tetikliyor.
Her beş gençten biri günde en az 120 kısa mesaj çekiyor.

Her on kişiden biri internette günde 3 saatten fazla vakit geçiriyor.

Çok fazla cep telefonu kullanan ve sanal ortamda saatlerini harcayan öğrencilerde; okula devamsızlık, yeme bozuklukları ve depresyon gibi sorunlar da daha fazla görülüyor.

İnsanın en verimli ve en kıymetli çağı olan gençliğini, hiçbir hayırlı netice elde edemediği bu uğraşlarla öldürmek canice bir cinayet değil midir?

Her şeyi veriyorsak niye bu yolu seçiyorlar? İntihar!

Kanada, İrlanda, Yeni Zelanda, Norveç, İspanya, İngiltere ve ABD’deki ülkelerde;

15–19 yaşlar arasındaki gençlerde intihar oranları son 20 yıl içinde önemli oranda artmıştır.

İntihar eden gençler arasında erkeklerin oranı kızlarınkinden dört misli fazladır.

Türkiye’de de özellikle son dönemde, lise çağındaki gençler arasında yaşanan intihar vakaları artmaktadır.
Araştırmalara göre; Türkiye’de 1 yılda 5–14 yaş arası 40–50 çocuk intihar ederek canına kıymaktadır.

 

Uyuşturucu ve içki ile aklî fonksiyonları zayıflayan, yine içki ve sigara ile sağlıkları bozulan, kumar ile bataklığa saplanan ve maksatsız günü birlik uğraşlarla hayatının manasını yitiren gençliğin adım adım hayattan kopması bir sürpriz değildir.

Hâlbuki gençliğin kuvveti toplumun gücüdür. İlimle yükselmiş, ahlâkla süslenmiş ve imandan aldığı kuvvetle hedefine kitlenmiş bir gençliğin Allah’ın izniyle başaramayacağı yoktur. Demek ki; gençlimizin bu hâle gelmesini ancak düşmanımız isteyebilir.

O halde; milletimizin muhtaç olduğu bu nesil ancak, kendini böyle kötü alışkanlıklardan uzaklaştırarak düşmanın oyununu bozan bir gençlikle meydana gelebilir.

 



[1] İst.M. Eğt. Md. ve İst.Emnt.Md.Nrkt.sçl. Müc.Şb.Md

[2] Psktyr. Prof. Dr. Nevzat Tarhan

[3] Yrd. Doç. Dr. Gülten KARADENİZ

[4] Dünya Sağlık Teşkilatı raporları

[5] Meclis Çocuk ve Gençlerdeki Şiddeti Araştırma Komisyonu’nun raporu