Sahabe İklimi

Onlar Gibi Kardeş Olabilmek -2

Paylaş:

   Peygamber Efendimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in ashabı arasında kurmuş olduğu kardeşliğin İslam tarihine geçen önemli hususlarını sizlerle paylaşmaya devam ediyoruz:

   Peygamberimiz, Bahreyn arazisini parça parça ayırıp ashaba dağıtmak üzere önce Ensar’ı davet etti. Ensar: “Ya Rasulallah! Muhacir kardeşlerimize aynı hisseyi vermedikçe biz bir şey almayız” dediler. Allah Rasulü: “Ey Ensar! Siz dünya malında başkalarını kendinize tercih ederek almıyorsanız Kevser havuzunun başında bana kavuşuncaya kadar sabredin. Zira benden sonra zaman değişecek, başkalarının size tercih edileceği zaman gelecektir.”1

   Cerîr b. Abdullah Radıyallahu Anh, Yemen’de Becile kabilesi reisi idi. Hicretin onuncu yılında 150 kişilik bir heyetle gelip Müslüman olmuştu. Peygamberimizi çok severdi. Peygamberimiz de onu sever, onu gördüğünde tebessüm ederdi. Cerir b. Abdullah, Enes b. Malik ile birlikte bir yolculuğa çıkmıştı. Enes b. Malik’ten daha yaşlı olmasına rağmen Enes b. Malik’e hizmet etmeye başladı. Enes Radıyallahu Anh ona: “Böyle yapma” dedi. Cerir Radıyallahu Anh: “Ya Enes! Ben Ensar’ın Allah Rasulü’ne nasıl hizmet ettiklerini gördüm. Kendi kendime: ‘Eğer Ensar’dan biriyle arkadaşlık edersem ben de ona hizmet edeceğim’ diye yemin etmiştim” dedi.2

   Abdurrahman b. Ebu Bekir Sıddık Radıyallahu Anha anlatıyor: Suffa ashabı gayet fakir kimselerdi. Peygamberimiz bir gün şöyle buyurdu: “İki kişilik yemeği olan Suffa ashabından bir üçüncü kişiyi, üç kişilik yemeği olan bir dördüncü kişiyi, dört kişilik yemeği olan bir beşinci hatta bir altıncı kişiyi yemeğe davet etsin.” Allah Rasulü, Suffa ashabından on kişiyi evine götürdü. Babam Ebubekir ise onlardan üç kişiyi eve getirdi. Allah’a yemin olsun ki yediğimiz her lokmanın ardından yemek daha çok artıyordu. Nihayet misafirler doydular. Yemek ilk geldiğinden daha fazla ortada duruyordu. Babam Ebubekir yemeğe baktı ve anneme hitaben: “Ey Firas Oğullarının kızı! Bu durum nedir?” dedi. Annem: “Yemin ederim ki, yemek şu anda öncekinden üç kat daha fazla” dedi.3

   Abdullah b. Ömer hastalanmıştı. Üzümün ilk çıktığı mevsimde üzüm arzu etmişti. Hanımı Safiye, hizmetçisini üzüm almaya gönderdi. Hizmetçi, bir dirheme bir salkım üzüm satın aldı. Onun üzüm aldığını gören bir dilenci hizmetçiyi eve kadar takip etti. Hizmetçi eve girince dilenci kapıyı çaldı. Hasta yatağında yatan Abdullah b. Ömer: “Bu üzüm salkımını dilenciye verin. Bu üzüm salkımını dilenciye verin” dedi.4

   Hz. Ömer Radıyallahu Anh anlatıyor: Peygamberimizden umreye gitmek için izin istedim. Bana izin verdi ve: “Sevgili Kardeşim! Dualarında bizleri unutma” dedi. Hz. Ömer diyor ki: “Peygamberimiz, o zaman bana ‘Sevgili Kardeşim’ diye hitap etmişti. Bana öyle bir güzel kelime söyledi ki, bütün dünya benim olsaydı bu kadar sevinmezdim.”5

   İslam Medeniyetinin kurulmasında önemli yer tutan kardeşlik duygusu bugün Müslümanlar olarak bizim de eksikliğini hissettiğimiz ve ihtiyaç duyduğumuz bir duygu. Allah Azze ve Celle kardeşlik müessesesini yeniden tesis edebilmeyi ve bu duyguyu yeniden hissedebilmeyi nasip etsin.

  1. Buhari
  2. Buhari; Müslim
  3. Buhari; Müslim
  4. Beyhakî
  5. Ebu Davud; Tirmizi