Gündem

Son Dönemde Ortaya Çıkan Fitne Konusu İle İlgili Açıklama

Paylaş:

Furkan Hareketi içerisinde yıllarca yer almış fakat sürekli olarak Furkan Hareketini eleştirmiş olan ve son zamanlarda da fitneye sebebiyet veren açıklamalarıyla gündeme gelen Mürsel Güler’in iddiaları hakkında Alparslan Kuytul Hocaefendi açıklama yapmıştır. Alparslan Kuytul Hocaefendi’nin yapmış olduğu açıklama şu şekilde:

9-10 yıldır kendini istihbaratçı olarak tanıtan kimseler tarafından Furkan Hareketi mensubu birçok arkadaşımıza tehditler yapılmış ya da onlara birtakım iğrenç tekliflerde bulunulmuştur. Bunların dışında derin devlet sistematik bir şekilde zulmetmeye devam etmiştir. Bunlarla bizi yıkamayanlar, dağıtamayanlar yeni bir operasyon planı yaptılar ve içimizden fitne çıkarmaya çalıştılar. Ancak bununla da hiçbir yere varamayacaklar Allah'ın izniyle. Bugüne kadar bu cemaat nice badirelerden geçti hepsinde de Rabbimin yardımıyla yoluna devam etti. Tüm kardeşlerimiz her bir fitnenin Allah’ın temizlik yapması ve cemaati arındırması olduğunu bilmelidir.

Ben aslında bunun geniş bir proje olduğunu düşünüyorum. Kısa bir zaman önce başka bir cemaatten ve şehrin sorumlusu olan biri yanıma gelmiş ve bana: “Son zamanlarda bizde de böyle olaylar başladı. Eskiden bırakmış gitmiş bazı adamlar geri dönüyorlar ve eski meseleleri gündeme getiriyorlar. Ortalığı kaynatıyorlar” dedi. Demek ki bu yeni bir projedir! CHP içerisinde ve özellikle muhalif cemaatlerde kazanı kaynatmaya çalışıyorlar. İçeriden parçalama siyasetini izliyorlar ve cemaati ayakta tutan temellere ve kolonlara vuruyorlar. Kardeşlik, disiplin, itaat, bağlılık gibi temelleri yıkmaya çalışıyorlar. Bunun sonucunda cemaatlerin dağılacağını çok iyi biliyorlar. Böylece karşılarında hiçbir güç kalmasın, kimse onları eleştirmesin istiyorlar. Tüm arkadaşlarımızın hatta tüm partilerin ve cemaatlerin bunun farkında olmalarını istiyorum.

İHANET İLE KARŞI KARŞIYAYIZ

Bizim başımızdaki fitne olayı, sadece bir kişinin 3-5 kelimesinden ötürü kızgınlık ile başlamış gibi görünse de gelinen noktada tam bir ihanet ile karşı karşıya olduğumuz tescillendi. Gelinen son noktada birçok arkadaşımızın isimleri veriliyor ve emniyete gidip her şeyi anlatmakla tehdit ediyorlar. İleride bu yalan dolan iftiralarla bazı arkadaşlarımız gözaltına alınırsa sorumluları kendileridir. Onlar istihbaratın ve emniyetin bilmediği bir şeyi mi biliyorlar? Söyledikleri şeylerin hepsi iddianamede zaten var. İddianame okumadığı için bilmiyor. Günahını artırıyor, ihanetini tescilliyor. Kimsenin aslını bilmediği olayları farklı anlatıyor. Bu kişi 25 yıldır aslında hep böyleydi ama bu kadar ileri gitmemişti. Bu sadece bir öfke değil, bir fitne çıkarma girişimi; bu bir proje! Bu kadar çıldırmaları da korku…

Onun söylediği birisi benim avukatımı aramış. Mürsel Güler diyor ki diye olayı anlatmış: Mürsel Güler: “Beni Gasp Bürodan aradılar. ‘Gel, şikayetçi ol biz gerekeni yapalım’ dediler” diyor. Gasp Büro ile bu konunun ne alakası var? Yusuf Tapan ile Haydar Akoraler kardeşimize işkence yapanlar onlardı ve onlar da bu işin içinde. Bununla birlikte yine dosyalar hazırlamaya çalışıyorlar. Mürsel Güler en son paylaşımlarından birinde: “Bu ülkede DEVLET var” diyor. Biz “Devlet yok” demedik. “Devlet güçsüz” de demedik. Devletin var olduğunu da devletin gücünü de herkes biliyor. Bunu söylemenin bir manası olsa gerek. Yani “ben devlete sığınacağım” demek istiyor. Bugüne kadar eleştirdiğin devlete mi sığındın? Beraber yediğin içtiğin insanlara iftira mı atacaksın? Sen tarihe ihanetinle geçtin. Sen devlete sığın, biz de Allah’a sığındık! Devlet mi güçlü, Allah mı güçlü göreceksin.

Bize bu oyunu oynamalarının bir sebebi de hizmetimizi ve faaliyetlerimizi engellemektir. Bunlarla uğraşalım, faaliyet yapamayalım istiyorlar. Ben bu oyunu baştan bildiğim için eşimin ve kendisinin videosunu yayınladığında hapisteyken: “Hiç kimse cevap vermesin. Allah’ından bulsun, hizmetinize devam edin, hayırlı işler yapın, bununla uğraşmayın” dedim. Ondan sonra kimse cevap yazmamış ama bu yazmaya devam etmiş. Bunun üzerine cevap yazılmış. Madem devam ediyor ben de “Yazsınlar” dedim. Ama ben konuşmadım, bir şey yazıp çizmedim. Cezaevinden çıktıktan sonra yaklaşık 40 gün olmuştu. Artık açıklama yapma ihtiyacı olduğunu hissettim ve açıklama yaptım. Bunlar bu 3 ay içerisinde bin tane tweet attılar, kaç kişiye küfrettiler. Ben hayatımda bu kadar çirkeflik görmedim. O kullandıkları kelimeleri ben söyleyemem. Bu, itibar için yapılmış olabilir mi? Böyle yapan insanın itibarı daha da bitmez mi? Bu, itibar için yapılmış olamaz. Bu başka bir şey. Bu bir proje. Bir şeyin bahane edilmesi gerekiyordu, o olay olmasaydı başka bir şey bahane edilecekti. Ve olay kasten büyütülüyor. Ondan sonra da: “Bunlar kendilerinden ayrılana itibar suikastı yapıyorlar” diyorlar. Allah için onların ifadelerine ve benim verdiğim cevaplara bakıp söyler misiniz kim kime itibar suikastı yapıyor?  Biz mi çirkefleştik, onlar mı? Bunlarınki Yahudi taktiğine benziyor, Yahudi, adamı dövermiş sonra da “Beni dövüyorlar” diye bağırırmış. Aynı onun gibi.

Bu bir ihanet ve dağıtma projesidir. Bunu yapanlar ihanet içindedir. İhanetlerini bugüne kadar anlamayanlar, artık anlamışlardır. Bundan sonra hiçbir şey olmamış gibi bunlarla muhabbetini sürdürenler, ihanete ortak olmuşlar demektir. Ben öyle kabul ederim. Açıkça “Dosyayı alacağım, herkesin adını vermeye gideceğim” diyor. Şu anda devletin bizim üzerimize geldiğini herkes biliyor. 100’den fazla mahkeme açtıklarını ve bu dosyaların da içinin boş olduğunu 88 tane beraatimiz ispat ediyor. Buna rağmen bir sürü yalan dolan dosyalar açtıklarını herkes biliyor ama bu, onların ekmeğine yağ sürüyor. Yeni dosyalar açılmasını sağlamaya çalışıyor. Bunları hiç dikkate almayanlarda ve bunu basit görenlerde demek ki cemaat kanı yoktur. Kendilerine o lafların onda biri söylense neler yaparlar ama cemaate bunca küfürler edilmesi bazı insanların hiç umurunda değil. Bu cemaate sokulan bıçağı umursamayanların bizimle bir alakası yoktur. Şu ihanete ve çirkefleşmeye rağmen hâlâ umurunda olmayanlar, lütfen bu cemaate bir daha gelmesinler. Ben bu cemaatin hocasıyım ve böyle söylüyorum.

Bu kişilere karşı hâlâ tavır koymayanlar, hâlâ gri olanlar, net olmayanlar cemaat kanı taşımayan kansızlardır. Bunlar açıkça cemaati hedef almışlar, cemaati dağıtmak ve bitirmek istiyorlar. Bu cemaat şu anda bitse, parçalansa, dağılsa, herkes peren peren olsa adamlar mutlu olacaklar. Bundan rahatsız olmayan insanda cemaat kanı yoktur. Ve böylelerine diyeceğim “İnşallah bunlar bir gün de sana öyle konuşurlar da ancak o zaman anlarsın” demekten ibarettir.

Bu işin bir proje olduğunu söyledim. Hem dağıtma hem saygıyı ve bağlılığı azaltma, disiplin ve itaati bitirme projesi hem de hizmetimizi engelleme projesidir. Derin devlet, ben Bolu Cezaevinden çıktıktan sonra beni birkaç meseleyle uğraştırmıştı. Şimdi bu ikinci tahliyemden sonra da beni bu meseleyle uğraştırıyor. Bu, derin devletin bir tuzağıdır. Bunları kullanıyorlar. Ellerindeki çırayı yakmışlar, odun arıyorlardı. “Çırayla hangi odunu tutuşturalım?” derken bu odunları buldular, bunları tutuşturdular. Bu odunlar yanıyor, bitti bitecek. Odayı sıcak tutmak için yerine başka odunlar atacaklar, biraz da onları yakacaklar. Odun olmak ve bu ateşte yanmak isteyenler buyursunlar, yansınlar. Allah, Hz. İbrahim’i Nemrut’un ateşinden kurtardı, İbrahim’in yolundan gidenleri de derin devletin ateşinden kurtarır. Allah, “İbrahim’e karşı serin ol!” dedi, ateşe emretti. Allah isterse bu ateşin bizi yakmamasını sağlar. Zaten şu ana kadar hiçbir başarı da sağlayamadılar elhamdülillah. Ne yaptılarsa olmadı. Sohbet odalarında yaklaşık 100 saat konuşmuşlar. Üç kelimeye karşılık 100 saat konuşulur mu? Bu normal midir? O sohbet odalarını açanlar neden bunları destekliyorlar, kim bunları bir araya topluyor? Bu işin bir proje olduğu açık değil midir? Şehir şehir ya da fert fert gezip-Adana da dahil-ikna çalışmaları yapıyorlar. Üç kelime için bunlar yapılır mı? Ve o üç kelimeyi fazlasıyla hak etmiş birisisin. Şu anda artık herkesin ortak kanaati bu.

Değerli kardeşlerim, biz hizmetimize devam edeceğiz, onlar da çirkefleşmeye devam etsinler. Yeri geldikçe cevabı verilir fakat biz hizmetimizle uğraşacağız. Bizim bir hizmetimiz var, onlar gibi değiliz. Onların ne bir davası var -davaları bu olmuş artık- ne de bir hizmetleri var. Gece gündüz bu ateşi harlamaya çalışıyorlar. Onlar onu yapsınlar, biz de hizmet yapalım. Allah, hizmet yapanlara yardım edecektir. Fitne çıkaranlar da eninde sonunda müstahaklarını bulacaklardır. Aslında şu anda bile zaten herkesin nefretini kazanmış durumdalar. Aslında bu da bir ceza zaten.