Dosya

Tabutta Tahliye Sırası Bekleyenlerin Mekanı Cezaevi

Paylaş:

 

Cezaevi nüfusunun günden güne arttığı, o beton duvarların psikolojik rahatsızlıklara sebebiyet verdiği, binlerce hayatın karardığı, çocukların anne babalarıyla cezaevinde ya da onların hasretleriyle dışarıda perişan vaziyette kaldığı bu yıkım sürecini sizlere, yazılan mektuplar ile aktarmaya çalışmıştık. Bu sayımızda ise genel olarak cezaevlerinin durumundan bahsederek serimizi sonlandırıyoruz.

Cezaevlerindeki tutuklu ve hükümlü insanların yaşam koşulları ile ilgili anlaşılır bir gösterge olarak cezaevlerinin doluluk oranları dikkate alınabilir. Türkiye’de haziran ayı itibarıyla 864 çocuğun annesiyle birlikte cezaevinde olduğu biliniyor. Öte yandan 15 Temmuz sürecinin ardından cezaevlerindeki doluluk oranının yüzde 120’lerin üstüne çıktığı ifade edilirken, cezaevlerindeki tutuklu ve hükümlü sayılarının ise birçok ilin nüfusunu katladığı belirtiliyor.1

Günümüz Türkiye’sinde cezaevleri darbe dönemlerini bırakın aratmamayı, daha beter bir hal aldı. Muhalif herkesin mutlaka ama mutlaka vazgeçilmez uğrak yeri olan cezaevlerinde benzerine filmlerde rastlanacak işkence yöntemleri kullanılmakta, insanlar tek kişilik hücrelerde dört yıldır hukuk tanımadan tutulmakta. Her gün dört duvar arasında kimse ile görüştürülmeyen bu insanlar tamiri imkansız psikolojik travmalar yaşamakta fakat kimse bu hukuksuzluğa ses çıkarmamaktadır. Ömer Faruk Gergerlioğlu 12 Eylül darbesiyle 15 Temmuz’dan sonra yaşananları kıyas ederek şu verileri paylaştı: 12 Eylül ihraç öğretmen sayısı 3.854, OHAL dönemi 55 bin! 12 Eylül ihraç akademisyen sayısı 120, OHAL 6 bin! 12 Eylül ihraç hakim ve savcı sayısı 47, OHAL 4.500! 12 Eylül tutuklu gazeteci sayısı 31, şimdi 320! 12 Eylül’de iltica edenlerin sayısı 30 bin, OHAL’de 60 bin kişi! Sorarım hangi darbe önlendi hangisi gerçekleşti?

CEZAEVLERİNDE HÜCRE UYGULAMASI

Manisa Cezaevi’nde tutuklu kalan 34 yaşındaki Mesut K.’nın hiçbir idari cezası olmamasına rağmen tek kişilik hücrede on aydır kaldığı ve KHK ile işinden ihraç edilmiş bir öğretmen olduğu öğrenildi.2 Cezaevlerinde aylarca hatta yıllarca mahkeme salonu görmeden içeride tutulan insanlara, bir de içeride korkusuz ve fütursuzca işkence edilmekte. Hasta olanların tedavileri ya kasıtlı olarak geciktirilmekte ya da tedavilerinin hiç yapılmadığı bilinmektedir. Bu nedenle de birçok hasta tutuklu ve hükümlü ya hayatını kaybetmiş ya da bedenlerinde kalıcı hasarlar oluşmuş durumda. Balıkesir Cezaevi’nde bulunan araştırma görevlisi Özer T.’nin 16 aya yakın tutuklu olduğu, bu süreçte içeride beyin kanaması geçirdiği ve yoğun bakımdan yeni çıktığı öğrenildi. Özer T.’nin yardıma muhtaç olduğu ve kendisini ifade edemeyecek bir durumda olduğu, tedavisinin ise 5- 6 ay kadar sürebileceği doktorlar tarafından ifade edilmesine rağmen cezaevine gönderilmesi işkencedir, vicdansızlıktır.3

ZULMÜ ARTTIRAN TEKİRDAĞ CEZA VE İŞKENCE EVİ

Tekirdağ Cezaevi’nde, keyfi olarak 11 kişinin küçücük bir koğuşa konuldukları, bu koğuşta, bir adet banyo bulunduğu, ayrıca banyo olarak kullanılan alanda hem tuvalet hem de lavabonun bulunduğu, tuvaleti kullanmak isteyenin banyo yapan kişinin çıkmasını beklemek zorunda kaldığı öğrenildi. Ayrıca günde iki saat süreyle su verildiği, bir kişinin bu soğukta yerde yatmak zorunda olduğu, tutuklular arasında hasta olanların bulunduğu, banyo, tıraş, tuvalet gibi temel ihtiyaçların karşılanması konusunda çok zorlandıkları belirtiliyor.4

MUĞLA CEZAEVİ

Muğla Cezaevi’nin fiziki ve yönetim şartları ülkenin genelinde yaşanan sıkıntıları gözler önüne serdi. Sürekli kesilen sular ve yeterli verilmeyen sıcak suyun yanında tutukluların boş zamanlarında halı saha ve aktivitelere katılımı da yasaklanıyor. Fiziki şartları yetersiz olan cezaevinde ayrıca yemekler yenilmez halde. Fare pislikleri ile servis edilen yemekler olduğu iddia ediliyor. Tutukluların kantin ihtiyaçları da keyfi olarak kısıtlanıyor. Yaşanan bu sıkıntılarla birlikte hijyen probleminin de varlığına dikkat çekilen Muğla Cezaevi’nde, tutukluların bu sebeplerden dolayı sık sık hastalandığı belirtiliyor. Tutuklulara verilen yemeklerin yeterli olmadığı ve yemeklerin çok kötü çıktığı tutuklu yakınları tarafından elde edilen bilgiler arasında.5

ASKERDEN ÖZEL EKİP

Elazığ 2 No’lu T Tipi ve Kadın Kapalı Cezaevi’nde tutukluların koğuşları basılarak, darp edildiği, keyfi disiplin cezalarının verildiği, gazete ve kitaplara el konulduğu öne sürüldü. Ortaya çıkan iddialar sebebiyle HDP Diyarbakır Milletvekili Musa Farisoğulları, cezaevindeki tutuklularla görüştü. Askerlerin gardiyan yapıldığını belirten Farisoğulları, Elazığ Cezaevi’nde ‘A ve B takımı’ diye tanımlanan özel ekiplerin olduğunu kaydetti. Farisoğulları, gardiyanların saldırısında birçok tutuklunun darp edildiğinin bilgisiniverdi. Gardiyanların arama adı altında koğuşlara girip her tarafı dağıttığını ve keyfi tutanakların tutulduğunu ifade eden Farisoğulları, tutulan tutanaklar sonucunda keyfi disiplin cezalarının verildiğini söyledi.6

CEZAEVİ İHMALİ

İzmir Kırıklar Cezaevi’nde tutuklu Adem K.’nın; şeker hastası olması nedeniyle ayağının altında derin bir şeker yarası oluştuğu, plastik cerrahi ile ayağının altının yarılıp iltihabının boşaltıldığı, ilaçların uzun zamandır verilmediği, ayağındaki rahatsızlığının ilerlemesi nedeniyle ayağının kesilmesi (ampütasyon) riski bulunduğu öğrenildi.7 Cezaevi İhlalleri adlı Twitter hesabının paylaşımı şu şekilde: 28 yaşındaki Veysel A. 9 kardeşin en büyüğü. Hukuk fakültesi mezunu. Cezaevinde ihmaller sonucu tüberküloz ve menenjite yakalandı. Bacakları tutmuyor. Ve kendi ihtiyacını yardımsız gideremiyor. Cezaevine sağlam giren ve 5 ay önce tüberküloz menenjit teşhisi konulan Veysel A., tedavisi geciktirildiği için tekerlekli sandalyeye mahkum oldu. Veysel A. cezaevinde felç olmak ve bir daha yürüyememek tehlikesiyle karşı karşıya.

“GEÇ GELEN ADALETİ NE YAPALIM?”

Gözaltında işkence ile ölen öğretmen Gökhan A. KHK ile ihraç edildikten 1,5 yıl sonra göreve iade edildi. KHK ile ihraç edilen bilgisayar teknikeri Ömer Faruk A., kanserden öldükten 3 ay sonra geçtiğimiz şubat ayında göreve iade edildi. KHK’yle ihraç edildikten dört ay sonra yaşamını yitiren SES Malatya Şube Eş Başkanı Bülent U. hakkında da OHAL Komisyonu olumlu yanıt vererek işine geri dönmesini kararlaştırdı. 20 gün önce de OHAL Komisyonu, Diyarbakır’da Kadın Doğum Hastanesi’nde memur olarak çalışan ve 2016 yılında KHK ile işinden ihraç edilen kanser hastası Mücahit K.’ı öldükten sonra işe iade etti.8

 

1.             haber.sol.org.tr/turkiye/cezaevleri-dolup-tasti-nufusu-2019da-270-bine-ulas¬ti-267973

2.             magduriyetler2.blogspot.com/2019/11/darbe-doneminde-bile-uygulanmayan.html

3.             magduriyetler2.blogspot.com/2019/11/tabutta-tahliye-sras-bekleyenlerin.html

4.             magduriyetler2.blogspot.com/2019/11/masumlara-yonelik-zulmu-arttran.html

5.             magduriyetler2.blogspot.com/2019/09/mugla-cezaevinde-kotu-yasam-kosullar.html

6.             birgun.net/haber/cezaevlerinde-hak-ihlalleri-bitmiyor-264816

7.             magduriyetler2.blogspot.com/2019/10/ayaklarndan-amputasyon-olma-riski.html

8.             t24.com.tr/haber/oldukten-sonra-ise-iade-edilen-khk-lilarin-yakinlari-gec-ge¬len-adaleti-ne-yapalim,850500