Haber-Yorum

Türkiye ve Dünya Haberleri

Paylaş:

 

TÜRKİYE HABERLER

SURİYE’DE ŞEHİTLERİMİZ VAR                                                                                                                                                  

Hatay Valisi Rahmi Doğan, İdlib’de Suriye ordusu güçleri tarafından TSK unsurlarına düzenlenen saldırıya ilişkin yaptığı dördüncü açıklamada, “Esed rejim güçlerinin saldırısı sonucu TSK mensuplarımızdan ağır yaralı olan 4 Mehmetçiğimiz tüm müdahalelere rağmen kurtarılamamıştır. Yapılan hava saldırıları sonucu 33 Mehmetçiğimiz şehit olmuştur. Olaydan iki gün sonra TV karşısında açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şehit sayısının 36’ya yükseldiğini ifade etti. Aynı konuşma içerisinde çeşitli siyasi meselelere de değinen ve “Şehitler tepesi hiçbir zaman boş kalmayacaktır” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının bir bölümünde ABD Başkanı Trump ile arasında geçen bir diyalogundaki espriyi anlatarak milletvekili ve bazı bakanlarla güldü. Bu gülümseme, sosyal medyada “#negülüyorsunerdoğan” tagıyla gündem oldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, karşılık olarak kendine yapılan eleştirileri “Şeytani bir kampanya” olarak niteledi.

 

‘BİZDE İNSANIN KIYMETİ YOK’

Van’ın Bahçesaray ilçesinde iki defa çığ felaketi yaşandı. 5 kişinin öldüğü, 8 kişinin de yaralandığı ilk çığ felaketinde kar altında kalan 2 kişiyi kurtarmak isteyen ekiplerin üzerine de çığ düştü. AFET ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı da (AFAD), Van’da meydana gelen iki çığ faciasında toplam 41 kişinin yaşamını yitirdiğini, 84 kişinin ise yaralandığını açıkladı. İçişleri Bakanlığı, Van’ın Bahçesaray ilçesinde 4 ve 5 Şubat’ta yaşanan iki çığ düşmesi olayını soruşturmak üzere 3 mülkiye müfettişi görevlendirdi. Çığ felaketine ilişkin Van Barosu, TMMOB ve Van-Hakkâri Tabipler Odası’nın hazırladığı raporda ciddi ihmaller olduğu belirtildi. Raporda, birinci çığ felaketinin ardından yapılan arama kurtarma çalışmaları için kriz masasının kurulmadığının, gerekli önlemlerin yeteri kadar alınmadığının ve ağır iş makinelerinin çığ bölgesinde hareketli olmasının ciddi sorun oluşturduğunun altı çizildi. Kendisine yöneltilen soru üzerine çığ felaketi hakkında açıklamalarda bulunan Alparslan Hoca ise hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet dileyerek, ikinci çığ felaketinde gerekli önlemlerin alınmamasını eleştirerek “Benim gördüğüm; ‘Bizde insanın kıymeti yok. Çünkü bizde hiç tedbir yok. Allah-u Teala İsra Suresi’nin 70. ayetinde: ‘Andolsun. Biz insanoğlunu şerefli kıldık’ buyuruyor.  İnsana değer vermek zorundasınız” ifadelerini kullandı.

 

YARGI KARMAŞASI SÜRÜYOR

 İş adamı Osman Kavala hakkında 2 yıl 4 ay tutuklu kalmasının ardından Gezi Davasından tahliye ve beraat kararı verildi. Ardından, 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin diğer soruşturma kapsamında yeniden tutuklandı. Öte yandan, HSK, Gezi Davası’nda beraat kararı veren İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti hakkında inceleme ve soruşturma başlattı. Kavala için verilen beraat ve tekrar tutuklama kararını değerlendiren Cumhurbaşkanı Erdoğan “Bir manevrayla onu beraat ettirmeye kalktılar. Sosyalist zengin olmasının onu kurtarmaya yetmemesi lazım” ifadelerini kullanırken ‘yargı güvenilirliğini yitirdi’ eleştirilerine ise “saygı duymaları lazım” şeklinde cevap verdi.

BİR ÇOCUKLA UĞRAŞTILAR!

Almanya’da kemik kanseri tedavisi görmesi gereken 8 yaşındaki Ahmet Burhan Ataç’a eşlik etmek isteyen annesi yurt dışı yasağı sebebiyle oğlunun yanında olamadı. Annesini yanında isteyen Ahmet ise tedavi için gittiği Almanya’dan geri dönerek annesinin yanında kalmaya devam etti. Tedavisi geciken Ahmet annesiyle Almanya’ya gidebilsin diye sosyal medyada kampanya başlatılmıştı. Kampanyaların ardından yurtdışı yasağı kaldırılmış ve hemen ardından tekrar yasak getirilmiş ve yaşananlar birçok kesimin tepkisini çekmişti. Daha sonra İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’yla bir görüşme yaptıklarını belirten sanatçı Haluk Levent, Ahmet ve annesinin Almanya’ya gidebildiğini duyurdu. Levent, Ahmet ve annesi Zekiye Ataç’ı Almanya’ya uğurladığını ifade etti. Kanser Hastası Ahmet ve annesinin yaşadıkları hakkında açıklama yapan Alparslan Kuytul Hoca, “Devlette şefkat esastır, bir çocuğa şefkat göstermeyen devlet olur mu? Bu daha çocuk. Bir çocukla mı uğraşıyorsunuz? Aslında siz, bu olaylarla Türkiye’ye çok şey kaybettiriyorsunuz. Memlekette ne şefkat kaldı ne merhamet kaldı ne adalet kaldı ne de dünyada itibarımız kaldı” dedi.

 

YENİKAPI’DA BÜYÜK KUDÜS MİTİNGİ

Saadet Partisi, ABD’nin ‘Yüzyılın Anlaşması’ adı altında açıkladığı plana tepki için İstanbul Yenikapı Meydanı’nda 60 sivil toplum kuruluşunun desteğiyle miting düzenledi. Mitinge Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’nun yanı sıra, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ve Hüda Par Genel Başkanı İshak Sağlam, İstanbul Büyükşehir Başkanı Ekrem İmamoğlu da katıldı. Mitinge AKP tarafından katılım sağlanmaması ise dikkatleri çekti.

 

‘ÇOCUKLARIM AÇ!’

 Hatay Valiliği önüne gelen bir kişi “Çocuklarım aç, iş istiyorum anlamıyor musunuz?” diyerek kendini yaktı. Uzun süredir işsiz olduğu öğrenilen Âdem Yarıcı’ya yangın tüpleriyle polisler müdahale etti. Hatay Valiliği, Yarıcı’nın geçirdiği kalp krizi nedeniyle yaşamını yitirdiğini açıkladı. Olayın sosyal medyada ekonomik kriz üzerinden yankı uyandırmasından sonra Hatay Valiliği, Yarıcı’nın psikolojik sorunlarının olduğunu ve daha önce de kendini yakma teşebbüsünde bulunduğu yönünde açıklamada bulundu. Kendisine yöneltilen bir soru üzerine konu ile ilgili açıklamada bulunan Alparslan Kuytul Hoca, “İntihar hadiseleri, daima savaş zamanlarında ve ekonomik krizin olduğu dönemlerde artmıştır. Hiç kimse intihar ederken yalan söylemez. Adam üzerine benzin döküp kendisini yakarken ‘çocuklarım aç’ demiş. Neden yalan söylesin?” dedi.

 

KKTC CUMHURBAŞKANINDAN SKANDAL AÇIKLAMA!

 Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın İngiliz The Guardian Gazetesine verdiği röportajda, “Kırım’ın ilhakı” gibi Kuzey Kıbrıs’ın Türkiye’ye bağlanmasının “korkunç” olacağı açıklaması KKTC’de tepki çekti. Rum medyası haberi “Mustafa Akıncı’dan cesur açıklamalar” başlığı ile duyururken KKTC’li bazı milletvekilleri durumu tepki ile karşıladı. Kıbrıs’ta federal çözüme bir an önce varılması gerektiğini ifade eden Akıncı, “Acele etmemiz lazım. Bunca yıldan sonra bir dönüm noktasına, belirleyici bir ana geldik” dedi. Akıncı, “Kıbrıslı Türkler laik, demokratik ve çoğulcu kimliğini korumak istiyor” diye konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan ise “Bunu çok açık ve net söylüyorum; tamamıyla bir hadsizliktir, haddini bilmemektir. Şu an itibarıyla dünyada Kuzey Kıbrıs’ın devlet olarak mücadelesini bizden başka veren var mı? Yok” ifadeleriyle sert tepki gösterdi.

 

PERİNÇEK’TEN ŞEYTANLAŞTIRMA İTİRAFLARI!

Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, katıldığı TV programında AKP eliyle cemaat ve tarikatların şeytanlaştırıldığını söyledi. Furkan Vakfının da üzerine gidildiğini belirten Perinçek, “AKP çok doğru yaptı” ifadelerini kullandı. “Bakın tarikatlar ve cemaatler Türkiye tarihinde hiç bu kadar şeytanlaşmamıştı. Bunu yapan da AK Parti hükümetidir. FETÖ, arkasından Adnan Oktar, Furkan Vakfı ve Süleymancılara operasyonlar yapıldı. Tarihimizde bu kadar büyük müdahale olmadı” diyen Perinçek sözlerine Diyanet İşleri Başkanlığının yayınladığı “Tarikatlar ve Cemaatler” başlıklı raporunu örnek göstererek ‘Bakın Diyanet, Cemaat ve Tarikat raporu yayınladı. Ardından Furkan Vakfı, Süleymancıların üzerine gidildi, gidilmeye de devam ediliyor” dedi. Perinçek’in bu ifadelerini değerlendiren Alparslan Kuytul Hoca: “Demek ki açık bir şekilde bir şeytanlaştırma stratejisi izlenilmiş, bu söz bunun itirafıdır. Aslında çok güzel ifade etmiş, kendisini de ele vermiş oldu. O AKP’yi ele verdiğini zannediyor ama esasında kendisini de ele vermiş oldu. Demek ki ortada bir şeytanlaştırma projesi varmış ve yapılanlar bunun için yapılmış ve bu devam ediyor. Aslında bizim tanıyanlarımız ve sevenlerimiz arttı, demek ki şeytanlaştıramadınız” dedi.

 

DÜNYA HABERLER

CORONA VİRÜS TEHLİKESİ YAYILIYOR                                                                                                                                  

Çin’in Hubey eyaletine bağlı Wuhan kentinde ortaya çıkan corona virüs salgını, dünyanın her yerine yayılmaya başladı. Çin anakarasında görülen corona virüs vaka sayısı şubat ayı sonlarında 80.552, hayatını kaybedenlerin sayısı 3.042, tedavisi tamamlanarak taburcu edilen kişi sayısı 53.734 olarak açıklandı. Corona virüsün ortaya çıktığı kentte, virüse yakalandığını yetkililere bildirene 1400 dolar para ödülü verileceği ve söz konusu parayı almanın tek şartının ise hastanede yapılan testlerin negatif çıkması olacağı söylendi. Corona virüsü hakkında dünya genelinde çeşitli haberler gelmeye devam ederken, İran ve İtalya’da ise kritik saatler yaşanıyor. Milletvekillerinin corona virüsüne yakalanmasının ardından İran Acil Servisler Kurumu Başkanı’nın da corona virüsü olduğu açıklandı. Öte yandan, corona virüsü vakasının Almanya’da 203’e yükseldiği bildirildi. Ülkemizde ise Sağlık Bakanı Fahrettin Koca son yaptığı açıklamada vatandaşlara dikkat etmeleri konusunda bir dizi uyarıda bulundu. Koca; İran, Irak, Güney Kore, Çin gibi ülkeleri ziyaret etmiş olanların raporlu sayılabileceklerini ve bu dönemi evlerinde geçirebileceklerini belirtti. Bugüne kadar ülkemizde herhangi bir vakaya rastlanmadığını da söyleyerek vatandaşlara zorunlu olmadıkça yurt dışına çıkmamaları uyarısında bulundu. Ayrıca Çin’de yeni tip corona virüs (Covid-19) salgınında halkın evlerine çekilmesi, toplu taşımanın sınırlandırılması ve birçok fabrikada üretimin durması sonrası hava kirliliği azaldı. ‘Corona virüs kıyamet alametleri arasında sayılabilir mi?’ sorusuna cevap veren Alparslan Hoca, böyle bir hadisin bulunmadığını dolayısıyla da böyle bir alametin olmadığını söyleyerek geçmişte de binlerce insanın ölümüne sebebiyet veren hastalıkların olduğunu hatırlattı.

 

HİNDİSTAN’DA MÜSLÜMAN KATLİAMI!

Hindistan’ın çeşitli eyaletlerinde 31 Aralık 2014’ten önce ülkeye giren gayrimüslim göçmenlere vatandaşlık verilmesine imkân tanıyan ancak aynı durumdaki Müslümanları kapsam dışı tutan düzenleme, 9 Aralık 2019’dan bu yana protesto ediliyor. Protestoya şiddetle karşı çıkan Hindu grupların Müslümanların dükkân ve evlerini hedef aldıkları haberleri geliyor. ABD Başkanı Donald Trump’ın ilk resmi Hindistan ziyaretine denk gelen çatışmalar, Hindistan’ın başkentinde onlarca yıldır yaşanan en fazla ölümlü olay oldu. Geçen yıl sonunda onaylanan Yeni Vatandaşlık Yasası, Pakistan, Bangladeş ve Afganistan’dan ülkeye gelen ve Müslüman olmayanlara vatandaşlık hakkı tanıyor. Hindistan’da Hint milliyetçisi grupların Müslümanlara yönelik gerçekleştirdiği ırkçı saldırılarda camiler, iş yerleri ve evler tahrip edildi. Irkçı saldırganlar bir minarenin tepesine çıkarak hilali söktü ve bayrak dikti. Saldırılar sonucunda bazı bölgelerde sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Yasa, dünyada en çok Müslüman nüfusa sahip ikinci ülke olan Hindistan’da, 200 milyon Müslüman’ı ikinci sınıf vatandaş haline getirmek ve birçoğunu vatansız bırakmak için atılan bir adım olarak değerlendiriliyor. İslam İş Birliği Teşkilatı (İİT), 6 dini gruba vatandaşlık yolunu açan ancak aynı durumdaki Müslüman göçmenleri kapsam dışı bırakan Vatandaşlık Yasası’nı protesto eden Müslümanlara şiddet uygulanmasını kınadı. İİT’den yapılan yazılı açıklamada, Hindistan yönetimine, Müslümanlara şiddet uygulanması için kışkırtanları ve şiddet uygulayanları yargılaması çağrısında bulunuldu. Müslümanlara yönelik şiddetin kınandığı açıklamada, Hindistan yönetiminden ülkedeki Müslümanların emniyet ve güvenliğini sağlaması ve tüm kutsal yerleri koruması istendi.

 

SINIRLARDA MÜLTECİ KRİZİ

Türkiye’nin İdlib’te 36 şehit vermesinin ardından sınır kapılarını açması üzerine çeşitli illerden Avrupa’ya gitmek için yola çıkan göçmenler akın akın Edirne’ye gidiyor. Yunanistan’ın kapattığı Pazarkule Sınır Kapısı’nda TOMA’lardan tazyikli su, gaz bombası ile müdahale gören göçmenler, Meriç Nehri ve kırsal alanlardaki tel örgüleri aşarak, Yunanistan’a geçmeye çalışıyor. Pazarkule ile Kastanies Sınır Kapısı arasındaki ara bölgede zorlu şartlarda bekleyişini sürdüren göçmenlere Yunan güvenlik güçleri biber gazı ve ses bombasıyla müdahale etmeyi sürdürüyor. Müdahale sırasında bazı göçmenler hayatını kaybetti. Yunan güçleri, mülteci akınına karşı aldıkları önlemleri artırırken son olarak sınır bölgesine jiletli tel gerdikleri görüldü. Her imkanı deneyen mültecilerden bir grubun ise şişme botunun patlaması sonucu Meriç Nehri’ndeki bir adacıkta mahsur kaldığı görüldü. Almanya koalisyon hükümeti ise Yunanistan’daki reşit olmayan sığınmacıların ülkeye girişine izin vereceğini açıkladı. Yunan yetkililer, Türk kuvvetlerini Yunanistan tarafında göz yaşartıcı gaz ve sis bombası atmakla suçladı. Bir Yunan yetkili, “Bu sabah koordineli saldırılar oldu. Saldırılar Drone’lar tarafından koordine ediliyor. Türk polisinin saldırıları, gözdağı vermenin yanı sıra mültecilerin sınırı geçmesine yardımcı olmayı amaçlıyor” dedi. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ise, sınır bölgesini inceledikten sonra gazetecilere verdiği demeçte, “Türkiye niye Yunan tarafına gaz sıksın? Gaz sıkan Yunan tarafıdır. Bizim karakollarımıza gaz sıkıyorlar. Biz de buna mukabele ediyoruz” dedi. Atina, yaşanan çatışmaları ulusal güvenliğe karşı bir tehdit olarak nitelendirirken, Başbakan Kiryakos Miçotakis, 2015 yılında yaşanan göç akınını tekrar yaşamamak için Avrupalı liderlerle istişarelerde bulundu. Öte yandan Atina’da binlerce kişi mültecilere yönelik ırkçılığı “Birlikte yaşayabiliriz. Sömürü, savaş, milliyetçilik ve ırkçılığa karşı birlikte savaşabiliriz” sloganlarıyla protesto etti.

 

İDLİB’TE NELER OLUYOR?

İdlib, Suriye’nin kuzeyinde Halep’e 60 kilometre mesafede, konumu itibarıyla Hatay ve Kilis’e sınır olan bir şehir. İdlib lojistik açısından Suriye’nin en önemli konumlarından biri. M4-M5 Karayoluna sınır konumunda bulunan İdlib, cephane ve lojistik destek takviyesi açısından oldukça kritik. İdlib, insan nüfusu ile de Suriye’nin en önemli bölgelerinden biri durumunda. Ayrıca muhaliflerin elinde kalan son toprak parçası olması da İdlib’e ayrı bir önem yüklüyor. Türkiye, İran ve Rusya Astana’da bir araya gelmiş, zirvede Suriye’de çatışmasızlık ve çözüm için mutabakat imzalanmıştı. Ancak çatışmasızlık anlaşmasının en zor olduğu yer kuşkusuz ki İdlib oldu. Garantör ülkeler olarak Rusya, İran ve Türkiye bölgeye asker konuşlandırdı. Rusya destekli Esed Rejiminin saldırılarını giderek artırdığı İdlib’te 2 milyon kişi yaşıyor. Ölen sivillerin sayısı arttıkça insanlar özel eşyalarını alarak kaçıyor. Kimi ise hiçbir şey almadan yurdunu terk ediyor. Soçi Mutabakatı kapsamında Türkiye’nin İdlib’te 12 gözlem noktası bulunuyor. Bu gözlem noktalarının, İdlib’te gerilimin düşürülmesi sürecinin bir parçası olarak görev yapması öngörülmüştü. Suriye ordusunun ilerleyişiyle birlikte, Türkiye’nin bazı gözlem noktaları Suriye ordusu tarafından kontrol edilen bölgenin içerisinde kaldı. Vekalet savaşının devam ettiği İdlib’te şubat ayı içerisinde 59 Türk askeri ise şehit oldu. ABD Başkanı Trump ise Suriye’den ABD askerlerinin çekilmesiyle ilgili dikkat çekici ifadeler kullandı. Artık Suriye ya da Afganistan’a daha fazla asker göndermenin işe yaramadığını ve askerlerini çekme kararı alması üzerine eski Savunma Bakanı James Mattis ile de bu konuda anlaşmazlığa düştüğünü belirten Trump, “Suriye ile Türkiye arasındaki sınırı koruyorduk. Neden bunu yapıyorduk ki? Bırakalım (Suriye ve Türkiye) kendileri savaşsın” diye konuştu. Suriye’deki DEAŞ varlığını da yüzde yüz yok ettiklerini savunan Trump, Suriye’de petrolü korumak için bir grup askeri orada bıraktıklarını kaydetti.

 

NETANYAHU’DAN İLHAK TALİMATI

 Siyonist İsrail Kamu Yayın Kuruluşu KAN’a göre, Başbakan Netanyahu “Biz Kudüs’ü ve çevresini inşa ediyoruz. E1 bölgesinde 3.500 konutun inşa edilmesi talimatı verdim” dedi. Netanyahu, bu kararla Kudüs’ün doğusundaki Maale Adumim Yahudi yerleşim birimini Batı Kudüs’e bağlayan ve ‘E1’ olarak bilinen Yahudi yerleşim projesini uygulamayı amaçladığını belirtti. Doğu Kudüs kırsalında yer alan Han el-Ahmer başta olmak üzere Ebu Nuvvar, El-Mintar ve Vadi Cimmel bedevi toplulukları, İsrail tarafından 1953’te Necef Çölü (Negev) bölgesinden zorla göç ettirilen bedevi Filistinlilere ev sahipliği yapıyor. Bölge, İsrail’in Doğu Kudüs’ten Ölü Deniz’e kadar uzanan yaklaşık 12.000 dönümlük arazinin ‘Filistinlilerden alınmasını öngören’ E1 projesi kapsamındaki topraklarda yer alıyor. Filistinli taraflar, İsrail’in bu yıkımlarla bölgedeki bedevileri göç ettirerek Doğu Kudüs, El-Ayzariyye ve Lut Gölü’ndeki (Ölü Deniz) Yahudi yerleşim yerlerini birbirine bağlamaya çalıştığını ifade ediyor. ‘E1’ bölgesi, yaklaşık 50.000 Yahudi yerleşimcinin yaşadığı Maale Adumim Yahudi yerleşim birimini de içine alıyor.