Haber-Yorum

TÜRKİYE VE DÜNYA HABERLERİ

Paylaş:

Beyin Göçünü Durdurmak İçin Teşvik Geliyor

ABD, İngiltere, Japonya gibi ülkelerdeki dünyaca ünlü üniversitelerde büyük başarılara imza atan ödüllü Türk bilim adamlarıyla irtibata geçen hükümet, bunları Türkiye’ye çekmek için süper teşvikler veriyor.

TÜBİTAK ve Bilim İnsanı Destekleme Daire Başkanlığı’nca uygulanan çalışmada 24 aya kadar yayılan aylık 3 bin 250 TL burs imkânı tanınan programa 2011 Ekim ayı sonuna kadar 38 başvuru geldi. Başvuruda bulunan 29 yurt dışındaki Türk araştırmacı ise desteğe hak kazandı. Önümüzdeki dönemde programın daha da çekici hale getirilmesi için çalışma yapıldığı bildirildi.

2012 yılında Dünya Türk Bilim Adamları Kongresi düzenleyeceklerini bildiren Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, dünyanın en önemli bilim merkezlerinde 10 bine yakın Türk bilim adamının görev yaptığını belirtti.

Kızılay’da Bombaları Asker Patlatıyordu

Nahit Menteşe, 12 Eylül darbesi öncesinde sıkı yönetimin görevini yapmadığını belirterek, “Çorum’da, Maraş’ta darbeye zemin hazırlamak için Alevileri ve Sünnileri karşılıklı tahrik ettiler. Kızılay’da bombaları Genelkurmay Evren patlatıyordu.” dedi.

11 defa bakanlık koltuğuna oturan Menteşe, anılarını Aksiyon Dergisi’ne anlattı. ‘İdamları Anayasa Mahkemesi iptal etti. Askerde büyük tepki meydana geldi. İdamları asker şiddetle istiyordu’ diyen Menteşe, terör eylemlerinin arkasında kim vardı? sorusuna ‘silahlı kuvvetler vardı’ cevabını verdi.

Araplar, Osmanlı’yı Arkadan Vurmadı!

Osmanlı arşivinde 5 bine yakın belgeyi inceleyen araştırmacı yazar Sebahattin Arslan, yaygın kanaatin aksine Araplar’ın Osmanlı’ya yardım ettiğini ileri sürdü.

Arslan: “Araplar’ın, Türk-Arap ilişkilerinde kırılma noktaları olan Balkan Savaşları’nda açıktan, Birinci Dünya Savaşı’nda ise el altından Osmanlı’ya yardım ettiklerini tespit ettik. Şu anda yardım ettiğini kesin olarak belirlediğimiz ülkeler; Kuveyt ve Bahreyn yöneticileri ve halkıdır. Osmanlı’nın bu yardımlara karşı teşekkür ettiğini, nişan verdiğini tespit ettik Katar ile ilgili 5-6 bin civarında belgenin olduğunu tahmin ediyorum” dedi.

“Çok önemli bir belge. Bölge insanı Osmanlı’yı kendi devleti olarak görüyor. Osmanlı ile bir sürtüşmeleri yok ama kendi aralarında sürtüşmeler var. Bu sürtüşme Osmanlı’nın çoğu zaman basiretli valilerinin araya girmesiyle yatıştırılıyor.”

Cumhuriyet kurulduktan sonra bölgeyle ilişkilerin kesildiğini savunan Arslan, “Sanki Osmanlı Devleti hiç olmamış gibi, Osmanlı sanki oraya hiç nüfuz etmemiş gibi ilişkiler kopuyor. Bir dönem Osmanlı tarafından bölgenin ileri gelenlerinin emekli maaşları bile ödeniyordu. Osmanlı Devleti yıkıldıktan sonra, sanki yeni bir devletle ilişki kuruluyormuş gibi yapılması bizi şaşırttı” diye konuştu.

Darbe Döneminde Cezaevi ve Gözaltında 191 Kişi Öldü

Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kabul ettiği 12 Eylül 1980 darbesine ilişkin iddianamede cezaevleri ve gözaltı merkezlerinde insanlık dışı uygulamaların sonucunda yaşanan ölümler de anlatıldı.

1983 tarihine kadar gözaltı ve cezaevinde ölenlerden bilinenlerin sayısı 191. Gözaltına alınan ya da yakalanan kişiler sağ görüşlü iseler sol görüşlü polis ve askerlerden oluşturulan işkence ekipleri, sol görüşlü iseler sağ görüşlü polis ve askerden oluşturulan işkenceci ekipler tarafından işkenceli sorgulara tabi tutulduğu ifade ediliyor. Sistematik işkencenin merkezi haline getirilen cezaevleri; Diyarbakır Askeri Cezaevi ile Mamak Askeri Cezaevi olarak gösteriliyor.

İsrail Heronları PKK’ya Mı Çalışıyor?

 İsrail ile bağlantılı PKK’lılar ve Hatay semalarında görülen Heronlar, Türk istihbarat örgütlerini alarma geçirdi. Son iki ay içerisinde Hatay ve Adana’da görülen iki insansız hava aracı (İHA) ve PKK’nın Suriye’deki etkinliğinin artmasını değerlendiren istihbarat kuruluşları, İsrail’e ait olan İHA’ların Türkiye’nin Suriye sınırından elde ettiği “anlık bilgileri” terör örgütüne ilettiği şeklinde yorumladı. Değerlendirmelerde, “Askeri birliklere yönelik keşif faaliyetlerinin, Bölücü Terör Örgütü mensuplarının ülkemiz içerisine kolayca sızıp eylem yapabilmelerini sağlayabilmek maksadıyla olabileceği” vurgulandı. Bu değerlendirmelere, İskenderun’da 7 şehit verilen İkmal Destek Grup Komutanlığı’na yapılan saldırıyı gerçekleştiren PKK’lıların lideri Kenan Yıldızbakan’ın defalarca İsrail’e giriş çıkış yaptığı da eklenince, istihbarat birimleri PKK- İsrail ilişkisi üzerine yoğunlaştı.

Milli Güvenlikçi Albay Zulmü!

Eyüp İmam Hatip Lisesi’nde Amine Semra Bayram isimli 10. Sınıf öğrencisi derslere başörtülü girdiği gerekçesiyle Milli Güvenlik dersi anlatan albay tarafından her hafta disipline gönderiliyor. Sınıftaki kız öğrencilerin çoğu ise peruk kullanıyor. Öğrencinin velisi Abdullah Cengiz Bayram ise bu durumu yargıya taşımak istediğini ama her defasında yönetmeliğin karşısına çıkarıldığından yakınarak: “Nasıl oluyor da özgürlüklere hak tanıyan kanun, basit bir yönetmelik içine hapsedilebiliyor.” Buna rağmen yine de hak aramaya devam ettiğini belirten Bayram, sivil toplum kuruluşlarıyla görüştüğünü, Millî Eğitim Bakanlığı ile Cumhurbaşkanına da dilekçe gönderdiğini söyledi.

Milli Güvenlik Dersleri Kalktı

1979 yılında yürürlüğe konulan Milli Güvenlik Bilgisi Öğretimi Yönetmeliği yürürlükten kaldırıldı. Bu derse ilişkin bazı konular 2012-2013 eğitim sezonunda sivil öğretmenler tarafından vatandaşlık bilgisi ve benzeri derslerde öğrencilere verilecek.

Kürt Aydını Kemal Burkay: PKK’yı Derin Devlet Kurdu Apo’yu Ergenekon Yönetti

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu bünyesinde kurulan terör alt komisyonu, 30 yıl aradan sonra Türkiye’ye dönen Kürt siyasetçi Kemal Burkay’ın ifadelerine başvurdu. PKK’nın 1977 yılında derin devlet tarafından diğer örgütleri etkisiz kılmak amacıyla kurulduğunu, 1980’den sonra ise Suriye’nin kontrolüne girdiğini belirten Burkay, Abdullah Öcalan’ın, yakalandıktan sonra Ergenekon üyesi komutanlar tarafından yönlendirildiğini kaydetti.

PKK’ya ilişkin görüşlerini ayrıntılarıyla anlatan Burkay, örgütün çıkış sebebi olarak 1960’lı yıllarda Kürtçü ve sol düşünceye hâkim kesimlere siyaset hakkı tanınmamasını gösterdi. PKK’yı bitirmek için örgütün nasıl ortaya çıktığının aydınlatılması gerektiğini belirten Burkay şunları söyledi; “PKK, bir devlet projesidir. Öcalan; ‘PKK’yı kurduk, silah ve ekmeğimizi devlet verdi. Korumamızı üç yıl devlet sağladı. Bizden istenen Kürt örgütleriyle savaşmaktı’ dedi” diyerek PKK’yı bitirmek için derin devletin de çökertilmesi gerektiğini kaydetti.

Burkay, terörist başının tutuklandıktan sonra PKK güçlerini sınırın güneyine çekmek istediğini ancak bir komutanın, “En azından 500’ü içeride kalsın, belki bize lazım olur.” diyerek karşı çıktığını, 2004 yılına kadar neredeyse silah bırakma durumuna gelen örgütün, darbe planlarının yapıldığı bu dönemde yeniden eylemlerine başladığını kaydetti.

Haber Dünya

“Kudüs’ü Özgürleştirmenin Tek Yolu Direniştir”

Tunus’ta bulunan Filistin Başbakanı İsmail Heniyye dün Kayravan, Ukba Bin Nafi Camii’nde verdiği Cuma hutbesinde düşmanla sürdürülen barış görüşmelerinin başarısızlıkla sonuçlandığını belirterek, Kudüs’e giden tek yolun direnişten geçtiğini ifade etti.

Filistinli bir kaynak Siyonist rejimin işgal altındaki Filistin topraklarının değişik bölgelerine milyonlarca mayın döşediğini ifade etti. Quds Press ajansına konuyla ilgili bilgi veren Husan Köy Meclisi Başkanı Cemal Subatin, uluslararası bir girişimin 1950 yılında döşenen mayınların temizlenmesi için bir proje hazırlayıp sunduğuna dikkat çekerek, işgal yönetiminin mayınları söz konusu bölgeden çıkarmaya yanaşmadığını söyledi.

Müslümanlar gerçekten güçlenmedikleri sürece düşmanları onlarla gerçek barış görüşmeleri yapmayacaktır. İsrail, barış görüşmeleri adı altında sadece Müslümanları ve dünya kamuoyunu aldatarak gösterilen tepkileri azaltmaya çalışmaktadırlar.

Suriyeli Silahlı Güçleri Kim Eğitiyor?

Eski FBI ajanlarından Sibel Edmonds, Amerika ve NATO güçlerinin Suriyeli rejim muhaliflerini Türkiye’de eğittiğini ileri sürdü. Sibel Edmonds; Türkiye ve ABD’deki kaynaklarına dayanarak, Özgür Suriye Ordusu’na mensup Suriyeli silahlı rejim muhaliflerinin Türkiye’nin Hakkâri ilinde NATO ve ABD güçleri tarafından eğitildiğini, Amerika’nın İncirlik’teki üssünden Türkiye sınırından Suriye’ye silah soktuğunu ve finans desteği sağladığını ileri sürdü.

İran’ın Yeraltındaki Tesisi Açılıyor

İran Atom Enerjisi Kurumu Başkanı Feridun Abbasi Davani, yeraltında inşa ettikleri yeni bir nükleer tesisin yakında faaliyete geçeceğini söyledi. Davani, yeraltındaki nükleer tesiste uranyum zenginleştirmesi yapacaklarını belirtti. İran, yeraltında inşa ettiği Fordo nükleer tesisini uzun yıllar sır gibi saklamıştı.

Davani daha önce de Buşehr nükleer tesisinin 1 Şubat itibariyle tam kapasite ile çalışmaya başlayarak 1000 megawat elektrik üretimi gerçekleştireceğini bu şekilde İran’ın elektrik ihtiyacının yüzde 2,5’ini sağlayacağını ve Afrika’daki bazı ülkelere barışçıl nükleer teknoloji satacağını açıklamıştı.

ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, İran’ın Kum kentinde uranyum zenginleştirme çalışmalarına başlama kararı almasının “rahatsız edici’’ olduğunu belirterek, Tahran’ı nükleer programı konusunda Batılı güçlerle ciddi görüşmelere geri dönmeye çağırdı. Bunun yanısıra bir Fransız gazetesinin verdiği habere göre Mossad’ın İranlı muhalifleri eğittiği ve bombalama eylemlerinde kullandığı bildirilmişti.

Son yıllarda İran’ın nükleer programını yürüten en az 6 nükleer fizikçi, kopya suikastlara kurban gitti. Hepsinde bilim adamları araçlarıyla seyir halindeyken bir motosikletli yaklaşarak araca manyetik bir bomba yapıştırıyor ve sonra da bomba infilak ettiriliyordu.

İran’ın uranyum zenginleştirme tesislerinden Natanz’ın iki numaralı ismi olan nükleer fizikçi Mustafa Ahmedi Ruşen de 11 Ocak’ta böyle bir saldırıda öldü. İran suikasttan ABD ve İsrail’i sorumlu tutarken, Time dergisinin ardından Sunday Times da saldırının arkasında Mossad’ın olduğunu yazdı. Gazetenin haberine göre, ismi açıklanmayan üst düzey bir İsrailli yetkili, Mossad’ın Mustafa Ahmedi Ruşen’i nasıl öldürdüğünü deşifre etti.

Aynı kaynak, suikastın amacının İran’ın nükleer programını durdurmak olduğunu vurguladı ve nükleer fizikçiye yönelik bu saldırının İsrail’in askeri müdahalesinin de habercisi olduğunu söyledi.

ABD Askerleri Önce Öldürdü Sonra…

Afganistan’da görev yapan dört ABD askerinin, öldürdükleri Taliban mücahitlerinin cesetlerine beklettiğini gösteren bir video görüntüsü ortaya çıktı.

Askerlerden biri, bir yandan da cesede söylenerek, “İyi günler dostum!” diye bağırıyor.

Video görüntüsünün ortaya çıkmasının ardından ABD ordusundan yapılan açıklamada, olayla ilgili geniş çaplı bir soruşturma başlatıldığı belirtildi. Açıklamada, görüntülerin gerçek olup olmadığını henüz tespit edilemediği vurgulanarak, “Ancak videoda yer alan davranış şekli ABD ordusunun temel değerlerine oldukça ters!” denildi.

Bakanlık sözcüsü John Kirby, görüntünün “midesini bulandırdığını” söyleyerek görüntüdekiler kim veya hangi koşullarda çekilmiş olursa olsun, “canavarca, itici ve kabul edilemez” olduğunu belirtti.

Taliban sözcüsü Zebihullah Mücahidise, görüntülerin “barbarca” olduğunu söyledi. Mücahit, “10 yıldır ortaya çıkmayan buna benzer yüzlerce eylem var” dedi.

İşte hayvanlardan aşağı, Akif’in ifadesiyle; ‘mimsiz medeniyet!’ Allah korkusu olmadığı için her gün daha fazla pervasızlaşan ve insanlıktan uzaklaşan medeniyetleri bizim sürekli midemizi bulandırırken bu durumu kendileri bile itiraf etmek zorunda kaldılar.

Amerika Pes Ettiğini Açıkça İlan Etti

Irak ve Afganistan işgallerinin Amerika’yı büyük bir yükün altına soktuğunu belirten İngiliz Independent gazetesi, Obama’nın: “artık dünyadaki savaşları daha fazla sürdürebilecek durumda değiliz, artık böylesi eşzamanlı iki büyük operasyonu sürdürmeye kaynaklarımız elvermiyor” dediğini aktardı. Amerika’nın bu ani stratejik değişikliğinin arkasında, Irak ve Afganistan’da ki yenilgilerinin büyük bir payı bulunuyor.

Güvenliklerini koruma adı altında, Müslümanları bitirmek için yaptıkları operasyonlar İslam âlemine can ve ruh verirken onları tüketti. Bu sayede daha da güçlenmeyi planlayan Amerika’nın akıttığı kan boyunu aştı. Artık saldırı değil savunma stratejisi uygulayacak! Bu gidişat Allah(c.c.)’ın şu vaadinin yaklaştığını gösteriyor; “Zalimler yakında nasıl bir inkılapla devrileceklerini göreceklerdir.”

ABD: 7500 ‘İnternet Devrimcisi’ Yetiştirdik!

ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Victoria Nuland2012’nin ilk twitter toplantısında, twitter üzerinden gelen soruları cevapladı. Nuland, ABD’nin İnternet ve sosyal ağlara verdiği öneme dair ilginç ayrıntılar verirken, dünya genelinde 7500 ‘internet aktivisti’ yetiştirdiklerini açıkladı.

Libya’daki Muhalifleri Türkler Eğitmiş...

Muammer Kaddafi’nin42 yıllık iktidarının sona erdiği Libya’da, muhaliflerin gönüllü ordusunu Türkiye’den giden emekli özel harekâtçıların eğittiği ortaya çıktı.

Bingazi’nin muhaliflerin eline geçmesinin ardından Türkiye’de bazı emekli diplomatlar hükumetin Libya politikasını eleştirmişti. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı Kaddafi yanlısı olmakla suçlayan çevreler, Fransa, ABD ve İngiltere; Libya’ya havadan ve denizden operasyon yaparken Türkiye’nin devre dışı kaldığını ileri sürmüştü.

Ancak Cihan’ın elde ettiği görüntülerde durumun tam tersi olduğu anlaşılıyor. Özellikle Bingazi’de Türkiye’den gelen emekli özel harekâtçıların Ulusal Geçiş Konseyi ordusuna eğitim verdiği ortaya çıktı.