Haber-Yorum

Türkiye ve Dünya Haberleri

Paylaş:

HABER TÜRKİYE

TÜRKİYE, İSTANBUL SÖZLEŞMESİ'NDEN AYRILDI

Türkiye, Resmi Gazetede yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararı ile İstanbul Sözleşmesinden ayrıldı. Kadın hakları dernekleri ve bazı kesimlerce tepki ile karşılanan karar hakkında Adalet Bakanı Abdülhamit Gül: “Bizim için kadına yönelik şiddetle mücadele, bir insan hakları mücadelesidir. Bu anlayışla aileyi ve toplumsal dokumuzu koruyoruz” dedi. Sözleşmenin feshi sonrasında sokağa dökülen ve geri çekilme kararını protesto edenler, toplumsal cinsiyet eşitliği için mücadeleye devam edeceklerini bildirdi. Toplumun manevi değerlerini ve aile yapısını tahrip edecek maddelere sahip olan sözleşmeden geri çekilmesi hakkında görüşü sorulan Alparslan Kuytul Hocaefendi: “Bu sözleşme on sene evvel imzalandı, on yıldır ona göre de kanunlar düzenlendi ve hiçbir zaman da cinayetler azalmadı, tam tersi arttı. İstanbul Sözleşmesini imzalarken hiçbir şey düşünmemişler, araştırmamışlar, okumamışlar, imzalamışlar. Bu, devleti nasıl idare ettiklerini gösteriyor. Eğer sorunlarının hallolmasını, kadın cinayetlerinin ve kadına zulmün bitmesini istiyorlarsa gelsinler İslam’a teslim olsunlar. Erkeğe de kadına da İslam’ı öğretelim. Sorun kalmaz. İslam tarihi buna şahittir” ifadelerini kullandı.

SUSTURMAK İÇİN CEZAEVİNE KAÇIRDILAR

HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu,  sosyal medyadan yaptığı bir haber paylaşımı nedeniyle “terör örgütü propagandası” suçlamasıyla 2 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılmıştı. Hakkında verilen hapis cezasının onanmasının ardından milletvekilliği düşürülen ve cezaevine gönderilmek için gözaltına alınan Gergerlioğlu, kalp ve göğüs ağrısından dolayı anjiyo oldu ve yoğun bakımda kaldı. Sosyal medya hesabından, “Babamı hastaneden adeta bir mizansen uygulayarak kaçırdılar” diyen Salih Gergerlioğlu babasının Sincan 2 Nolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna götürüldüğünü duyurdu. Alpaslan Hoca, Gergerlioğlu’nun dosyasında bir suç unsurunun olduğunu düşünmediğini belirterek: “Ömer Bey her kesimden insana yapılan haksızlıkları dile getirmek suretiyle insani bir görev yapmaya çalışıyor. Ömer Bey’e bu cezayı verenler, ‘Sen çok fazla insan hakları savunuculuğu yapmaya başladın, herkesi savunmak sana mı düştü? Herkesin iyisi sen misin? Otur oturduğun yerde!’ demek istiyorlar” ifadelerini kullandı.

128 MİLYAR DOLAR TARTIŞMASI

Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal’ın görevden alınması sürecinde ortaya atılan ve muhalefet partilerinin sık sık gündeme getirdiği Merkez Bankası rezervlerinden 128 milyar doların satıldığı iddiası gündemdeki yerini koruyor. CHP’nin Merkez Bankası rezervlerinin harcanmasıyla ilgili iktidara yönelttiği “128 milyar dolar nerede?” sorusunun yer aldığı afişler de savcılık talimatıyla parti binalarından sökülmeye devam ediyor. İktidar ise iddiaları kesin bir dille yalanlıyor. AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Mart ayı başında yaptığı bir konuşmada, rezerv kaybı olmadığını ve bu paranın “milletin hazinesinde ve Merkez Bankasında” olduğunu söyledi. Yüksek miktardaki milyar dolarların kaybolmasına ilişkin iddialar ise tartışılmaya devam ediyor.

TÜRKİYE, AVRUPA BİRİNCİSİ(!) OLDU

2020 Ocak verilerine göre, cezaevlerinde bulunan tutuklu sayısı son yedi sene boyunca düzenli olarak düşüş gösterirken, mahkûmiyet oranı en yüksek olan ülke Türkiye oldu. Türkiye Rusya’nın hemen önünde yer alırken her iki ülkede de cezaevlerinde bulunan tutuklu sayısı diğer Avrupa devletlerinin oldukça üstünde yer aldı. Avrupa Konseyi 2020 yılına ait cezaevlerinde bulunan mahkumlarla ilgili yıllık istatistiklerini yayımladı. Buna göre 2020 Ocak ayında Türkiye’de her 100.000 kişiye oranla cezaevlerinde bulunan tutuklu sayısı 357 olarak kayıtlara geçti. Türkiye bu istatistikle, Avrupa’nın “cezaevlerinde en fazla mahkûm bulunan” ülkesi oldu. Türkiye’yi her 100.000 kişide 356 tutuklu oranıyla Rusya takip ederken, sıralamada Gürcistan üçüncü sırada yer aldı.

104 EMEKLİ AMİRAL VE TARTIŞMALI BİLDİRİLERİ

104 emekli amiral, TBMM Başkanı Mustafa Şentop’un Montrö Boğazlar Sözleşmesi ile ilgili sözleri sonrası başlayan tartışmalara ve Deniz İkmal Komutanı Tuğamiral Mehmet Sarı’nın “takke ve cübbe” giydiği bir fotoğrafının basına yansımasına ilişkin ortak bir bildiri yayınlamıştı. Bildiride, “Montrö Sözleşmesinin tartışma konusu yapılmasına/masaya gelmesine neden olabilecek her türlü söylem ve eylemden kaçınılması gerektiği kanaatindeyiz” denilmişti. Saray ve AKP sözcüleri ise bildiriye tepki göstermişti. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı da, ‘104 amiralden Montrö bildirisi’ başlığı altında yayınlanan bildiriyle ilgili soruşturma başlatmış ve 10 emekli amiral gözaltına alınmıştı. Alparslan Hoca, 104 emekli amiral tarafından imzalanan ve birçok kişi tarafından “Darbe iması” barındırdığı nitelendirilen bildiri hakkında açıklamada bulundu. 15 Temmuz sonrası meydana getirilen ortamın aşırı Kemalist ve laik subaylara böyle bir bildiriyi yayınlama cesareti verdiğini ifade eden Alparslan Hoca: “Bildiriye imza atanlar emekli olsa da bu kimselerin hali hazırda görev başında olan subaylarla ilişki halinde oldukları herkesin bildiği bir gerçektir. Bu bildiri ile neyi kastettiklerini ve hedeflerinin ne olduğunu mahkemede açıklamalıdırlar. Elbette mahkemeye dışarıdan müdahale edilmemeli, savunma hakkı korunmalı, adalete leke getirilmemeli ve bu tehdit kullanılarak siyasi rant elde etmeye çalışılmamalıdır” dedi.

RAMAZAN DÜŞMANLIĞI

İçişleri Bakanlığı, 81 il valiliğine ‘Ramazan Ayı Tedbirleri’ konulu genelge gönderdi. Genelgeye göre, etkinlikler, iftar çadırları ve hafta sonları sokağa çıkmak tümden yasaklanırken hafta içleri sokağa çıkma yasağı saat 19.00’a çekildi. Diyanet ise Ramazan’ın en önemli sembollerinden olan teravih namazının camilerde kılınmayacağını açıkladı. Ramazan Ayı öncesinde gevşetilen kısıtlamaların, mübarek aya girer girmez arttırılması ise Alparslan Hoca ve Furkan Gönüllülerinin sert tepkisini çekti. Ramazan Ayı’nı kapsayan kısıtlamaların Ramazan’ın ruhunu söndürmek isteyen İslam düşmanları tarafından kasıtlı olarak yapıldığını belirten Alparslan Hoca: “Niyetleri Ramazan’ı sönük geçirtmek! ‘Herkes evine kapansın’ diyecekler ama iş hayatı yine devam edecek. Olan yine camiye olacak, Ramazan’a olacak! Bu İslam düşmanlığından başka bir şey değildir. Müslümanlar bunun mücadelesini vermek zorundadır. Daha düne kadar salonları lebalep doldurmuyorlar mıydı? Hiç düşünmüyor musunuz? Kendileri istediği kongreyi yapıyor, camilere gelince mi problem oluyor?” ifadelerini kullandı. Furkan Gönüllüleri bu duruma sosyal medya üzerinden tepki gösterdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın,  korona virüsle mücadele kapsamında: “Ramazan Ayı’ndaki tedbirlerimizle vaka sayılarını birkaç binli rakamlara düşürebilirsek, mayısta başlayacağı anlaşılan turizm sezonu ve bunun içeride yol açacağı ticari hareketliliği yakalayabiliriz” açıklaması, Ramazan Ayı’nın turizme feda edildiğini gözler önüne serdi. Erdoğan’ın turizm itirafına tepki gösteren Alparslan Hoca: “Hükümet, turizm sezonunun iyi geçmesini sağlayabilmek için Ramazan Ayı'nda kapanmayı planladı ve bugüne kadar almadığı önlemleri Ramazan Ayı'nda aldı. Ceza amelin cinsinden gelecek ve maksatlarının aksi gerçekleşecektir” dedi. Yasaklar hususundaki bir diğer tartışma konusu ise Erdoğan’ın iftar ve sahurların yasaklandığını açıklamasının ardından iftar programları yapması oldu. Alparslan Hoca, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın topluma yasak olan iftar programı kuralına uymayarak iftarlara katılmasına tepki göstererek: “Hiç kimse ‘İftara gitmek tüm topluma yasak ama bana serbest’ diyemez” dedi.

EKONOMİDEKİ ÇATLAKLAR

TÜİK, Türkiye’de Şubat dönemindeki işsizlik oranını %13,4 olarak açıkladı. Genç nüfusta işsizlik oranı %26,9, istihdam oranı %28,1 oldu. Türkiye genelinde 15 ve daha yukarı yaştaki kişilerde işsiz sayısı 2021 yılı Şubat ayında bir önceki aya göre 250.000 kişi artarak 4.236.000 kişi oldu. Pandemi sürecinden en çok etkilenenlerin başında gelen esnaflarda ise durum hiç de iç açıcı değil. Türkiye’de faaliyet gösteren 300.000’e yakın esnafın borçluluk oranı %65’e yükseldi. Ekonomik endişeler nedeni ile veresiye defteri yerine kartlı alışverişe yönelen esnafta kapanma oranı sadece aylık olarak %7-8’lere kadar çıktı.

HABER DÜNYA

PAPA’NIN MANİDAR IRAK ZİYARETİ

Papa Franciscus, Irak’a ziyaret düzenleyerek dini ve siyasi liderlerle görüştü. Papa’nın Irak’a yaptığı ziyareti değerlendiren Alparslan Hoca şu açıklamada bulundu: “Papa’nın bir ülkeyi ziyaret etmesi büyük bir projeyi gösterir. Tahmin etmek kolay değil, birçok ihtimal var. Ama bunlardan birisi dinler arası diyaloğu canlandırmak olabilir. Dinler arası diyaloğun asıl merkezi Vatikan’dır, bu onların projesidir. İslam âleminde seçilmiş ülke Türkiye’ydi. Bu olaylardan sonra artık Irak’ı dinler arası diyaloğun merkezi olarak seçtiler. Oradan dünyaya bir takım projeler pompalanacak gibi görünüyor. Diğer ihtimal ise: Katoliklere ve Hristiyanlığa bakışı değiştirebilmek için Irak’ı ziyaret etmiş olması... Çünkü Protestanlar Irak’ta zulmetti, Katolikler ve Ortodokslar da destekledi. Bundan dolayı da Papalık makamı kınandı. Bunun dışında başka maksatların da olduğu kanaatindeyim. Bu da zamanla ortaya çıkacaktır. Trump döneminde olmayan bu ziyaret Trump gider gitmez yapıldıysa Amerika’nın projesi gereğidir, diyebiliriz.”

DEV GEMİ SÜVEYŞ KANALI’NDA KARAYA OTURDU

Dünya ticaretinin en önemli geçiş noktalarından biri olan Akdeniz’i Kızıldeniz’e bağlayan Mısır’daki Süveyş Kanalında 200.000 tonluk Panama bandıralı ‘The Ever Given’ isimli dev konteyner gemisi kum fırtınası ve kötü hava koşulları nedeniyle görüş mesafesinin düşmesi sonucu 24 Mart’ta kıyıya çarparak kaza yapmış ve karaya oturmuştu. Geminin kanalda sıkışarak geçiş yolunu kapatmasıyla kanalın iki yakasında 321 gemi, kanalı geçmek için beklemiş ve deniz trafiğinin durması nedeniyle ham petrol, LNG ve pek çok ürün sevkiyatlarında aksamalar yaşanmıştı. 6 gün süren gemiyi yüzdürme çalışmaları 29 Mart’ta başarıyla sonuçlandı. Bu süreçte Mısır’ın günlük yaklaşık 12-14 milyon dolar zarara uğradığı tahmin edilirken, kazadan sonra göller bölgesine çekilen The Ever Given’ın küresel ticarete verdiği günlük zararın ise 10 milyar dolar civarında olduğu belirtiliyor. Süveyş Kanalı İdaresi olaya ilişkin Japon firmadan yaklaşık 900 milyon dolar tazminat istedi. Japon firma, trafiğin tıkanması sebepli nakliye ücret kayıpları ile geminin yeniden yüzdürülmesi işlemlerini kapsayan tazminat talebinin “görülmemiş boyutta” olduğunu, talebin “açık ilkelere” dayanmadığını ve Süveyş Kanalı İdaresi ile müzakereleri sürdüreceğini belirtti.

İRAN VE ÇİN’DEN 25 YILLIK ANLAŞMA

Resmi temaslarda bulunmak üzere Tahran’a gelen Çin Dışişleri Bakanı Vang Yi İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif ile görüştü. Görüşmede, iki ülke arasında çeşitli alanlarda iş birliğini öngören 25 yıllık anlaşma imzalandı. Çin Devlet Başkanı Şi Cinping’in 2016 yılındaki Tahran ziyaretinde ilk defa gündeme gelen İran’ın Çin’in başlattığı ‘Kuşak ve Yol Projesi’ne katılımını öngören anlaşmanın içeriğine ilişkin bilgi paylaşılmadı.

SURİYE’DEKİ SAVAŞIN MALİYETİ

Suriye’de binlerce insanın hayatını kaybetmesine neden olan iç savaş devam ediyor. Yardım kuruluşu World Vision ve danışmanlık şirketi Frontier Economics Suriye’de 10 yıldır devam eden savaşın maliyetini araştırdı. “Çok Yüksek Bir Bedel: Suriyeli Çocuklar İçin Çatışmanın Maliyeti” başlığını taşıyan araştırmada, Suriye’de 2011’de reform talebiyle başlayan barışçıl gösterilerin Beşşar Esed rejiminin kanlı müdahalesiyle iç savaşa dönüşmesinin ülkeye 10 yıllık maliyetinin 1,2 trilyon doları geçtiği kaydedildi.  İç savaşın sona ermesi halinde artçı maliyetlerin ise 2035 yılına kadar 1,7 trilyon doları bulacağı aktarıldı. Ayrıca araştırmada, ülkede yaşanan iç savaşın çocukların yaşam süresinin son 10 yılda %13 gibi bir oranda azalmasına neden olduğu ifade edildi. Suriye’de son 10 yılda 55.000’i çocuk olmak üzere 600.000’den fazla insanın öldüğüne yer verilen araştırmada, 13 milyona yakın Suriyelinin evlerini kaybettiği belirtildi.

KUDÜS’TE BÜYÜKELÇİLİK AÇAN İLK MÜSLÜMAN ÜLKE

ABD Eski Başkanı Donald Trump’ın ev sahipliğinde Eylül 2020’de Beyaz Saray’da bir araya gelen Sırbistan ve Kosovalı liderler, ekonomi alanında normalleşme konusunda anlaşma imzalamıştı. Anlaşma ile Kosova’nın İsrail ile diplomatik ilişkilerini başlatması ve büyükelçiliğini Kudüs’te açması, İsrail’in Kosova’yı bağımsız bir devlet olarak tanıması, Sırbistan’ın da İsrail’deki büyükelçiliğini Kudüs’e taşıması kararlaştırılmıştı. Kosova Dışişleri ve Diaspora Bakanlığı, Kosova’nın Kudüs Büyükelçiliğinin açıldığını ve faaliyete başladığını duyurdu. 2008 yılında bağımsızlığını ilan ettiğinde Türkiye’nin bağımsızlığını ilk tanıyan ülkeler arasında yer aldığı Kosova bu kararla, Kudüs’te büyükelçilik açan ilk Müslüman ülke oldu.

Kosova Demokratik Türk Partisi, Kosova’nın Kudüs’te büyükelçilik açmasına tepki gösterdi. Bu adım üzerine Türkiye’den de tepki dolu bir açıklama yapıldı. Dışişleri Bakanlığı Kosovalı liderlere, “hukuk dışı adımdan vazgeçmeleri” çağrısında bulunarak: “Kosova’nın, Kudüs’te Büyükelçilik açmasını derin endişeyle karşılıyor ve en güçlü şekilde kınıyoruz” dedi.

İSVEÇ’TE BİR MİLLETVEKİLİNDEN İSLAM’A HAKARET!

İsveç’in devlet televizyonu SVT’de “Çok kültürlülük” konulu tartışma programına katılan İsveç Demokratlar Partisi Milletvekili Richard Jomshof, Müslüman ülkelerde yaşayanları “şansız” olarak nitelendirdi ve “Bu ülkelerde doğmak zorunda kalan tüm insanlarla beraber acı çekiyorum. Çünkü İslam iğrenç bir ideoloji ve dindir” diye konuştu. Yeşiller Partisi Eş Başkanı ve Eşitlik Bakanı Marta Stenevi, Jomshof’un sözlerine Twitter hesabından tepki göstererek bu sözlerin kabul edilemeyeceğini belirtti. Stenevi, “İsveçli demokratlar, İslamofobiyi ve İsveç toplumunun büyük bir kısmına duydukları tiksintileri açığa vuruyor. Dini ne olursa olsun İsveç’te büyüyen çocukların nefretle karşılanmaması gerekmektedir” ifadelerini kullandı. Liberal Merkez Partisi Genel Başkanı Annie Lööf ve Linköping Belediyesi Çevre ve Toplum Planlamasından Sorumlu Belediye Başkanı Muharrem Demirok da bu açıklamaya tepki gösterdiler.

FRANSA ESKİ CUMHURBAŞKANI SARKOZY’E HAPİS CEZASI

Nikolas Sarkozy görev yaptığı 2007-2012 yılları arasında partisine yönelik cezai soruşturma hakkında bilgi vermesi karşılığında Monako’da prestijli bir iş teklif ederek Sulh Hâkimi Gilbert Azibert’e rüşvet vermeye çalışmakla suçlanıyordu. Sarkozy, yolsuzlukla suçlandığı “telekulak” davasında iki yılı ertelenmek üzere toplam 3 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Mahkeme, Sarkozy’nin ev hapsi talebinde bulunma imkânına sahip olacağını açıkladı. Sarkozy'ye karara itiraz etme hakkı olarak 10 gün verildi.