Haber-Yorum

Haberler

Paylaş:

 

ÖNCÜ NESİL

Furkan Vakfı’ndan Dev Konferans

Furkan Vakfı, konferanslar zincirine bir yenisini daha ekledi. “Peygamberî Duruş” konulu konferans 8 Mayıs Pazar günü gerçekleştirildi. Adana’da Mimar Sinan Açık Hava Tiyatrosu’nda gerçekleşen konferansa Adana dışından da gelen yoğun katılımla birlikte 12 binin üzerinde katılım oldu.

17:00’da Kur’an ziyafetiyle başlayan konferans, Vakıf Başkanı İbrahim Halil Canpolat Hoca’nın yaptığı açılış konuşması ile devam etti. Şiir dinletisi ve Grup Furkan’ın söylemiş oldukları ezgilerden sonra Alparslan Kuytul Hocaefendi “Peygamberî Duruş” konulu konferansı için davet edildi. Hocaefendi’nin konuşmasındaki bazı önemli satır başları şunlardı:

Her kim ki ahlakı anlatıyor, şekilsel ibadetleri anlatıyor, ama ‘‘Allah’ın dediği olmalıdır’’ı anlatmıyorsa Peygamberi duruşu sergilemiyor demektir.

“Bütün peygamberlerin anlattıkları aynıdır, duruşları aynıdır. Çünkü hepsi aynı mektebin talebeleridir. Peygamberler asla yalan söylemediler. Hiçbir zaman duruşlarından taviz vermediler. Hedefi olanlar duruş gösterirler. Bütün dünyaya medeniyet getirenlerin duruşu budur.

Senin peygamberin Batı Medeniyeti gibi bâtıl medeniyetleri yıkmak için gönderildi. Sen şimdi nasıl oluyor da Batı Medeniyetini benimsiyorsun!”

Hocaefendi, konuşmasının ardından halkımızdan gelen soruları cevapladı. Daha sonra Alparslan Kuytul Hocaefendi’nin imamlığında açık havada topluca akşam namazı kılındı.

Konferanslar Zincirinin Yeni Halkası Dörtyol Oldu

Furkan Vakfı’nın halkı irşat amaçlı konferansları bütün hızıyla devam ediyor. Bu kez de Hatay Dörtyol’da “Kur’an Atmosferinde Hayat” konulu bir konferans düzenledi. Bini aşkın kişinin katıldığı program 15 Mayıs Pazar günü saat 14:00’da Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başladı. Selamlama Konuşması, sinevizyon ve Grup Furkan’ın coşkulu ezgilerinden sonra Konferansına başlayan Alparslan Kuytul Hocaefendi, konuşmasında özetle şu noktalara dikkat çekti: “Allah’ın emir ve yasakları toplumda tatbik edildiği zaman o toplumda Kur’an’ın atmosferi meydana gelmiş olur. Cahiliye sistemleri Kur’an’ın atmosferini bozan sistemlerdir. Cahiliye sistemi tarafından helal kılınan her haram ya da haram kılınan her helal Kur’an atmosferinin bozulmasına sebep olur.

Hangi sistem hâkimse, o sistemin atmosferi geçerlidir. Bugün Rabbanî Müslümanların renkleri bozulmaya çalışılıyor. Rabbanî Müslümanlar Allah’ın boyasıyla boyanmalı ve toplumlarını boyamalıdırlar. Batıl sistemlerin kendisine dayattığı boyayı reddetmelidirler.”

Ankara’da Furkan Derneği’nin Konferansına Yoğun İlgi

Furkan İlim ve Hizmet Derneği’nin Ankara Kocatepe Kültür Merkezi’nde düzenlediği konferans yoğun ilgi gördü. Alparslan Kuytul Hocaefendi’nin “Ümmetin ve İnsanlığın Geleceği” konusunu işlediği konferansa 2 bini aşkın kişi katıldı. Konferans salonu yetmeyince sinevizyon kurularak ek yerler yapıldı. Konferans 29 Mayıs’ta saat 14.00’de Kur’an tilaveti ve açılış konuşmasıyla başladı. Daha sonra Seyyid Kutup, Bediüzzaman, Şamil Basayev gibi ümmete meşale olmuş önderlerin canlandırıldığı “öncü şahsiyetler geçidi” yapıldı. Ardından şiir dinletisi yer aldı, sonrasında Grup Furkan marşlarıyla sahne aldı. Daha sonra Alparslan Kuytul Hocaefendi konferansına başladı ve özetle şu konulara değindi: “Dünyanın her yanında İslamî gelişmeler var. Batı şu anda korkuyu yaşıyor, biz ise ümidi yaşıyoruz. İslam’ın geleceğinin parlak olacağına dair Kur’an ve hadislerde de işaretler var. İslam âlemindeki gelişmeler bunu göstermektedir. Maddeyi manadan üstün görenler gericidirler. Kadını şehvet aracı olarak görenler gericidirler. Allah’tan başkasına kulluk yapanlar gericidirler. Eğer bir memlekette Allah’ın dediği olmuyor da insanların dediği oluyorsa o memleket gerici bir memlekettir.”

Program Hocaefendi’nin, halkımızdan gelen soruları cevaplamasıyla devam etti. Hocaefendi’nin ardından “İstanbul’un Fethi” konulu tiyatro gösterimiyle program sona erdi.

HABERLER TÜRKİYE

19 Mayıs Kutlamaları 1932`nin Faşist İtalya`sından!

Siyaset bilimci Prof. Dr. Mümtazer Türköne Mussoloni İtalya’sından alındığını belirttiği kutlama şeklini eleştirerek, “19 Mayıs’ta neden hâlâ faşist kutlamalar yapıyoruz?” diye sordu.

19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı’nın kutlanmasına dair kanun 1938’de çıktığını belirten siyaset bilimci, açıklamasına şöyle devam etti: “Olay 1932 yılında Başbakan İsmet İnönü başkanlığında bir heyetin Moskova ve İtalya’ya yaptığı seyahate dayanıyor. Heyettekiler, özellikle Mussolini İtalya’sında gençlerin eğitimi için geliştirilen yöntemleri hayranlıkla izliyorlar. Böylece o dönemin Türk aydınlarında derin bir faşizm hayranlığı uyanıyor, 1933 yılından itibaren, Ülkü Dergisi’nde İtalya’da gençlik teşkilatları ile ilgili yazılara fazla yer verilmesi, 19 Mayıs törenlerine giden tecrübenin arka planını açıklamaktadır.” diye ifade ediyor.

Zorunlu eğitimi 13 yıla çıkacak

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek: “Eğitim süresinin de uzatılması gerekiyor. Önümüzdeki dönemde zorunlu eğitimi 8 yıldan 13 yıla çıkaracağız. Çocuklarımız okusun. Anaokulu ile bir insanın en az 13 yıl okuması lazım.” dedi.

Oysaki eğitim 50 yıla çıkarılsa dahi bu okullardan içinden hırsızlar, sapıklar, katiller çıkmaya devam edecektir. Eğitim süresinin uzamasından ziyade, eğitimin kendisi sorgulanmalı değil mi?

Balıkesir’de Örtü Skandalı

Yasakçı zihniyet çıtayı dayağa kadar yükseltti. Burhaniye Sağlık Meslek Lisesi 10. Sınıf öğrencileri F.Ç. ve S. A. okul çıkışında başörtülerini taktı. Bu sırada meslek dersi öğretmeni Bekir H.F.Ç.’nin başörtüsünü başından çıkarmak istedi. Geri çekilmek isteyen F.Ç.’nin başını duvara vurup küfür ve hakaret etti. Öğrencileri, okulun diğer öğretmenleri kurtardı. Olayı duyan iki öğrencinin velileri, öğretmen Bekir H.’den şikâyetçi oldu. Bekir H. Burhaniye Merkez İlçe Karakolu’na götürülerek ifadesi alındı. Bu arada Burhaniye İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü de soruşturma başlattı. Böyle bir barbarlık yapan öğretmen Fransızları hatırlattı. Sütçü İmamları da bir gün hatırlayacağız inşallah.

Bankacılık=Faiz= Soygunculuk

Tüketici Dernekleri Federasyonu (TÜDEF) Genel Başkan Yardımcısı Ali Çetin, bankaların tüketicileri soymakta hiçbir sınır tanımadığını söyledi. Çetin, “BDDK verileri ile bankaların 2010 ile 2011 birinci çeyrek tablolarına bakıldığında tüketicilerin bankalarca soyulmasında nasıl bir durum olduğu açıkça görülmektedir. AKP’nin iktidar olduğu 2002 yılında bankalarca kredilerden alınan ücret ve komisyonlar ile bankacılık hizmet gelirleri 2 milyar TL civarında iken bu tutar 2007’de 10,5 milyar TL, 2010’da 14,5 milyar TL olmuştur.” dedi. Faiz üzerine kurulan kapitalist sistemin halkı nasıl bankalar aracılığıyla sömürdüğünü bu rakamlar ortaya koymuş oldu.

Gençlerin yüzde 56’sı başka ülkede yaşamak istiyor

Türkiye Kamu-Sen Ar-Ge’nin yaptığı ankete göre Türkiye’de yaşayan gençlerin yüzde 56,2’si başka bir ülkede yaşamayı tercih ediyor, yüzde 48,5’i de “iş için torpil şart” diyor. Türkiye’ye bakışları sorulan 18-25 yaş grubundan 2 bin 359 gencin yüzde 56,8’i gelecekten umutsuz, yüzde 56,2’si de başka bir ülkede yaşamak istiyor. Ayrıca gençlerin yüzde 46’sı işsizlikten korkuyor, yüzde 48,5’i ise bir işin kapısını etkili tanıdıkların açtığına inanıyor. Çözüm başka bir ülkede yaşamakta değil; diğer ülkelerde de Allah’ın dediği olmadığından toplumsal sorunlar bitmiyor. Çözüm İslam Medeniyetine dönmekte, hükmü Allah’a bırakmakta.

HABERLER DÜNYA

ABD askeri zevk için öldürmüş

Amerikan ordusu, bir Amerikan askeri hakkında daha Afganistan’da sivilleri zevk için öldürme olayına karıştığı gerekçesiyle dava açıldığını duyurdu. Amerikan ordusunda görevli katil başçavuşun taammüden adam öldürmeye teşvik ve Afgan sivillerine yönelik plânlı silahlı saldırı düzenlemek ile sivil Afganların öldürülmesini rapor etmemekle suçlandığı belirtildi. Amerika daha önce başka askerlerini de zevk için adam öldürmekten suçlu bulmuştu. Afganistan ve Irak halkını “özgürleştirme” iddiasıyla işgal ettiğini söyleyen Amerika’nın, yaldızlı sözlerindeki “özgürleştirme”nin aslında “öldürme” olduğu kendileri tarafından da tescil edilmiş oldu.

Müslümanlara Barbarca Saldırı

Bulgaristan’da bir grup ırkçı, Müslümanların Cuma Namazı kılmalarına engel olmaya çalıştı. Cuma namazını kılan cemaati protesto etmek için cami önüne gelen ırkçı Ataka partisi sempatizanları, “Burası Bulgaristan” ve “(Türk partisi olarak bilinen) DSP’ye hayır” gibi sloganlar attı. Müslümanların namaz kıldığı yere yumurta, taş ve sopalar atıldı. Kısa zaman içinde birbirine giren gruplar, polisin müdahalesiyle önlendi. Biz Müslümanlar İslam men ettiğinden dolayı kiliselere müdahale etmeyiz, ama acaba böyle çirkin bir saldırıyı Müslümanlar pazar günü kiliseye yapsaydı dünya ayağa kalkmaz mıydı?!

Obama: İsrail 1967 Sınırlarına Çekilmelidir! Ve Obama Çark Etti

Washington’da İslam dünyasına seslenme iddiasıyla bir konuşma yapan ABD Başkanı Barack

Obama, halkların değişim talebine dikkat çekti. Obama, sürekli işgalin İsrail’e asla gerçek barışı getirmeyeceğini söyledi. Obama ayrıca İsrail’i 1967 öncesi sınırlarına çekilmeye de çağırdı. İsrail, “Altı Gün” savaşlarında Doğu Kudüs, Batı Şeria ve Gazze’yi işgal etmişti.

Netanyahu’nun Obama’nın bu isteğine karşı çıkması üzerine Obama bir Yahudi kuruluşunda yaptığı konuşmada Filistin sorununun çözümünde 3 gün önce öne sürdüğü görüşlerinden çark etti. Yeni kurulacak Filistin devletinin sınırlarını belirlemek için 1967 savaşı öncesi sınırların temel alınması gerektiğini üç gün önce vurgulayan Obama, pazar günü yanlış anlaşıldığını savunarak toprak değişiminden söz etmeye çalıştığını iddia etti. Ve böylece “küfür tek millettir” hadisini doğrulamış oldu.

Başpiskopos’tan itiraf: ‘Avrupa’yı kandırdık’

Yunanistan’daki SKY televizyonuna demeç veren Rum Ortodoks Kilisesi Başpiskoposu’nun AB’ye üye olmak için Avrupa’yı kandırdıklarını söylemesi adayı ayağa kaldırdı. Rumlar dini liderlerine ateş püskürdü. Rum tarafının müzakere masasında neredeyse Türk tezlerine yaklaşan tavizler verdiğini söyleyen Başpiskopos Hrisostomos, “Kıbrıs Cumhuriyeti 2004 yılında Annan Planını kabul edeceğini belirterek, Avrupa Birliği üyeliği için Avrupa’yı kandırdı” dedi. 2004 yılında Güney Kıbrıs Avrupa Birliği’ne girmek için Annan Planı’nı kabul etmeyi taahhüt etmiş, daha sonra AB’ye girince sözünden dönmüştü.

Kilisede “Ahlaksız Rahip” Şoku

İtalya’nın Cenova kenti yakınındaki Santo Spirito Ponente Kilisesi Rahibi pedofili (sübyancılık) ve uyuşturucudan tutuklanması İtalya’yı ayağa kaldırdı. Olay, rahip Seppia’nın cep telefonu konuşmalarının telekulağa takılmasıyla ortaya çıktı. Emniyet güçlerince bir süredir bölgede yapılan uyuşturucu trafiğini ortaya çıkarmaya yönelik soruşturma kapsamında Rahip Riccardo Seppia’nın cep telefonuyla yaptığı konuşmalar dinlemeye takıldı. Uyuşturucu satıcılarıyla yaptığı bir konuşmada, “Nasıl oluyor da uyuşturucu kullanan ve çocuğunu satmaya hazır bir aile bulamıyorsunuz. Ben 14 yaşın altında seviyorum. Bana 10 yaşında bir çocuk bulun.” diyerek, pedofili amaçlı çocuk siparişinde bulunduğu tespit edildi. Bunun üzerine polis, operasyon düzenleyerek Seppia’yı tutukladı.

Fıtrata karşı gelerek evlenmeyen papazlar sık sık çocuklara tecavüz haberleri ile dünya gündeminde yer alıyor.

HABERLER İSLAM DÜNYASI

ESAD KATLİAMLARA DEVAM EDİYOR

Esad kendi halkına tanklarla saldırmaya devam ediyor. Mayıs ayının başında Suriye İnsan hakları örgütü Suriye ordusu tarafından öldürülen gösterici sayısının 800 olduğunu açıkladı. Tutuklanan sayısının ise 10 bini aştığı tahmin ediliyor. 1982 yılında başta Hama olmak üzere kendi halkına soykırım yapmaktan çekinmeyen Esad rejimi, hapishaneler yetmeyince okulları hapishanelere çevirdi. Gösterilerin olduğu şehirlere tanklarla giren askerler halkı bastırmak için şehirlerin elektrik ve telefon bağlantılarını da kesiyor.

Gül’den HAMAS’a Utandıran Tavsiye: İsrail’i Tanı

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, ABD’deki Wall Street Journal gazetesine verdiği röportajda, “Hamas’a, İsrail’in var olma hakkını tanıması için tavsiyede bulunduğunu” kaydetti. Hamas lideri Halid Meşal ile 2006 yılında Ankara’yı ziyareti sırasında yaptığı görüşmede, Meşal’e, İsrail’in var olma hakkının tanınması konusunda “rasyonel olmalısınız” dediğini aktarmayı da unutmayan Gül, böylece Türkiye’nin Ortadoğu’ya nasıl bir “abi” yapılmak istendiğini de sözleri ile ortaya çıkarmış oldu. İsrail’I tanımak demek, Mescid-i Aksa ve Kudüs’ün Yahudi toprağı olduğunu kabul etmektir.

Akdeniz'de NATO Dehşeti

Libya’da sivilleri korumak için hava operasyonları düzenleyen NATO, mültecileri ölüme terk etti. İngiliz Guardian gazetesine göre Libya’dan yola çıkan Kuzey Afrikalı 72 göçmenin içinde bulunduğu tekne, İtalya’ya giderken arızalandı. Bağlantı kurulmasına rağmen yardım çağrılarına İtalya sahil güvenlik birimi ve NATO kuvvetleri cevap vermedi. 16 gün sürüklenen gemi Libya’ya geri dönene kadar içlerinde kadın ve çocuklarında bulunduğu 61 kişi açlık ve susuzluktan öldü. Sadece geçen ay Libya’dan yola çıkan ve Avrupa’ya ulaşamayan 800 kişinin öldüğü tahmin ediliyor. Masum insanların ölümünü durdurmak bahanesiyle Libya’yı bombalayan NATO’nun, Avrupa’ya mülteci olarak geçmesinler diye masum insanları ölüme terk etmesi, ne kadar da doğru sözlü olduklarını ispatlar nitelikte.

Mısır’da İsrail protestosu: 350 yaralı

İslam dünyasının “Nekbe: Büyük Felaket” olarak adlandırdığı İsrail terör devletinin 63. kuruluş yıl dönümünde, Mısır’ın başkenti Kahire’deki İsrail karşıtı gösterilere Mısır polisi sert bir şekilde müdahale etti. Mısır’ın resmi Nil televizyonundaki habere göre, iki günde İsrail’in Kahire Büyükelçiliği önünde protesto gösterilerinde bulunan 350 kişi, askerlerin biber gazı kullanması ve müdahale etmesi sonucunda yaralandı. Bu şekilde, Mısır diktatörü Mübarek istifa etti diye Mısır’da diktatörlük rejiminin bitmemiş olduğu da ortaya çıktı. Firavun öldü ama firavunun askerleri kaldığı yerden İsrail’i korumaya devam ediyor. Aynı tas aynı hamam olduğuna göre, hamamcının değişmesi nasıl “devrim” oluyor?!