Siyasi Makale

Uyarıyorum: 15 Temmuz’un 2. Ve 3. Dalgaları Geliyor...

Paylaş:

16 Temmuz’dan itibaren, birileri düğmeye bastı; NATO kafalı Kemalist generalleri art arda ekranlara çıkarmaya başladı. Fırsatperest Kemalist ve laik tipler, 15 Temmuz’u var eden ruhun kaynağını oluşturan cemaatleri, tarikatleri hedef tahtasına yatırıyorlar. Görünüşte amaçları, FETÖ’yü cemaat olarak sunmak, “cemaatlerin Türkiye için ne kadar tehlikeli olduğu” algısı oluşturmak... Ama gerçekte, asıl amaçları, cemaatler, tarikatler üzerinden 15 Temmuz’da şahlanan, bizim tarih yapmamıza imkân tanıyan ruhun ana kaynağı İslâm’ı vurmak!

15 TEMMUZ SÜRECİ, 28 ŞUBAT’TAN DAHA TEHLİKELİ!

Buradan geleceğim nokta hayatî: 15 Temmuz süreci diye bir süreç başlatıldı. Tıpkı 28 Şubat süreci gibi, sağ gösterip sol vuruyorlar, yani cemaatleri, tarikatleri gösterip bu ülkenin İslâmî ruh köklerini çökertmeye çalışıyorlar.

15 Temmuz süreci’nin 28 Şubat sürecinin bir uzantısı olduğunu, 28 Şubat’tan daha karmaşık ama daha tehlikeli bir süreç olduğunu görelim lütfen. Kemalist generaller, NATO eğitimi almış, beyinleri NATO’da yıkanmış, geçmişlerinde solculuk-sosyalistlik sosu bulaşmış türedi ama tehlikeli tipler. Tehlikeli; çünkü amaçları FETÖ’yü bahane edip cemaatleri ve tarikatleri hedef göstererek bu toplumun bu topraklarda bin yıldır dünya tarihini yapmasını mümkün kılan medeniyet dinamiklerimizi, iddialarımızı ve ruhumuzu yok etmek.

SAVAŞI, MEYDANLARDA KAZANDIK, EKRANLARDA KAYBETTİK, MASADA KAYBEDEMEYİZ!

Tam bir asır önce yaşadıklarımız yeniden sahneleniyor... Bir asır önce de sarıklılar savaşmıştı ama kalpaklılar, devleti kurmuş, Akif, Karabekir vesaire örneklerinde görüldüğü gibi, bu toprakların ruhunu temsil eden kadrolar devletten temizlenmiş, uzaklaştırılmıştı. Bir asır sonra da meydanlardaki savaşı halk kazandı, devleti kurtardı; ama ekranlarda savaşı kaybettik; masada da kaybetmek üzereyiz!...

Kemalist generaller ve ulusolcu Kemalist-laik tiplerin ekranlarda verdiği savaş durdurulamazsa, 28 Şubat’tan daha berbat, ürpertici bir sürecin bizi beklediği aslâ unutulmamalı.

15 TEMMUZ’UN 2. VE 3. DALGALARI...

Bu ikinci dalga’da tezgâhlanan oyun çok tehlikeli: Bu kez bir yandan Kemalist-laikler, öte yandan bu yeni-FETÖcü tipler cemaatlere, tarikatlere saldırmaya başlayacaklar... 15 Temmuz’un ikinci dalgası bu. Bu dalga 16 Temmuz’dan itibaren çoktan başladı bile; şimdi alabildiğine alevlendiriliyor...

Üçüncü dalga’da, cemaatler birbirine düşürülecek, fitne-fesat alacak başını gidecek...Böyle böyle toplum, saçma sapan tartışmalarla İslâm’dan soğutulacak, laiklerin kucağına itilecek...

Burada tartışılması gereken mesele, laiklik. Laiklik ne, peki?

Batılıların dışardan işgal edemedikleri bu toplumu içerden ele geçirmek, toplumun İslâmî iddialarını bitirmek ve ruh köklerini yok etmek için bu topluma tepeden dayatılan bir pranga, laiklik! O yüzden laikliği dokunulmaz “kutsal ineğe” dönüştürdüler; kutsadılar ve laikliği bahane ederek bu toplumun has çocuklarının canına okudular...

Darbeleri laiklik adına yaptılar!

Bu milletin hakkını, hukukunu, haysiyetini ve iradesini koruyan adamlarını laiklik adına astılar, laiklik adına yok ettiler... Yaklaşık yarım asır başörtüsü üzerinden bu millete laiklik adına zulmettiler... Oysa dünyada Fransa ve Türkiye’den başka laik ülke yok. Anayasasında “değiştirilmesi bile teklif edilemez” denilecek kadar laikliğin kutsandığı ve tepeden dayatıldığı ikinci bir ülke yok şu dünyada.

Daha ürpertici olan nokta da şu: Batı’da bütün büyük düşünürler, laikliği kıyasıya tartışıyorlar... Sözgelişi Fransız ve ateist düşünürlerden Luc Ferry, laikliği “sahte din” olarak tanımlıyor... Ama bizde laikliği tartışmaya kalkışan herkes kolaylıkla topa tutuluyor ve aforoz ediliyor!...

Buradan bütün yöneticilerimizi bir kez daha uyarıyorum: Gelen tehlikeyi görelim lütfen!