Dosya

Yemen’de Neler Oluyor?

Paylaş:

Arap baharı’nın mevsimini kışa çevirdiği ülkelerden biridir yemen... Son zamanlarda bölgede yaşanan olaylar, çıkartılan iç savaşlar ve meydana getirilen kaos ortamları kafaları karıştırırken dilimizden yine aynı dualar dökülüyor: tuzak kuranların tuzaklarını başlarına geçir ya rabbi! İşte tüm gerçekleriyle yemen dosyası...

2010 yılında başlatılan Arap Baharı’nda ‘diktatörleri devirelim’ sözleriyle sokağa dökülen halk, hiçbir ülkede bahara ulaşamadı. Tam aksine Ortadoğu’da kaos ve iç çatışmalar hatta savaşlar baş göstermeye başladı. Zaten var olan mezhepsel çatışmalardan dolayı toparlanamayan ve ‘yalancı bahar’ sonrasında daha da kötüye giden Yemen’de iç savaş hala devam ediyor…

Dünden bugüne Yemen’i incelediğimiz zaman Yemen, İslamlaşma süreciyle toparlansa da dokuzuncu asırdan itibaren bölgede varlık göstermeye başlayan bir Şia mezhebi olan Zeydiliğin ortaya çıkışıyla tekrar parçalı bir yapı halini aldı. Coğrafyanın beslediği kabile ve mezhep taassubunun egemen olduğu Yemen’de, Osmanlı’nın 1520’lerden itibaren varlık göstermesiyle birlikte yeniden devlet otoritesi kurulabildi. Yemen; İngiltere’nin Hindistan yolunun güvenliğini sağlama adına 1839’da Aden’i işgal etmesiyle, modern uluslararası rekabetin bir parçası oldu ve bir bakıma bugünkü Güney probleminin de temeli atıldı. Sünni ve Zeydilerin mezhepsel çatışmalarıyla ikiye (Kuzey-Güney) bölünen Yemen; Arabistan, Mısır, Rusya koalisyonları ile daha şiddetli çatışmaların hedefi oldu. 1962-1970 yılları arasında süren savaşta en az 200 bine yakın insan öldü. 1990’ların ortalarında Yemen de dünyadaki değişim rüzgârlarından etkilendi. Kuzey ve Güney Yemen birleşerek yeni bir şans yakalamıştı ki; geleneksel güçlerin yanı sıra coğrafyasının uygunluğu dolayısıyla El Kaide başta olmak üzere birçok örgüt varlık göstermeye başladı. El Kaide, Güney’de ABD menfaatlerine karşı terör eylemleri yapıyordu. Sana’nın Kuzeyinde ise Suudi Arabistan destekli ‘Selefîler’ ile İran destekli ‘Husîler’ ortaya çıktı. Bu durum Yemen’in geleceğini rehin alan en temel çıkmazlardan biri oldu.

Arap Baharı ve Yemen

Yemen’in sınırlarında, İran ve Suudi Arabistan’ın rekabetlerini yansıtan çatışmaların yanı sıra şehirlerinde yaşanan hükümet veya karşılıklı aleyhte gösteriler, 2000’lerde adeta alışkanlık halini almıştı. Ancak 2010 yılında Tunus’ta başlayan ve Arap Baharı olarak isimlendirilen halk hareketleri burada ilave bir yankı buldu. Zannedildiğinin aksine Yemen halkını harekete geçiren, Arap Baharı ile başlayan süreç değildi. Bu süreç Yemen’deki halk hareketlerine sadece meşruiyet kazandırdı.1

2011 yılında uzun yıllardır iktidarda olan devlet başkanı Ali Abdullah Salih koltuğundan indirildi. Sekiz Arap ülkesinin oluşturduğu (Suudi Arabistan’ın öncülüğünde Birleşik Arap Emirlikleri, Katar, Bahreyn, Ürdün, Sudan, Kuveyt ve Fas) koalisyonu Husîlere yönelik hava operasyonu başlattı. Mısır ve Pakistan yönetimleri de koalisyona destek verebileceklerini açıkladı. İran destekli ‘HusîEnsarullah Hareketi’ne ve ‘Devrik Lider’ Ali Abdullah Salih’e bağlı askerî üslere operasyonlar devam ediyor. Bundan 3-4 yıl öncesine kadar, yukarıdaki olaylar zinciri Ortadoğu’nun yakın tarihinde sıradan bir kesitten ibaretti. Ancak şimdi Yemen’de yaşanan süreç, akıllara ister istemez yine 1960’lı dönemin kanlı çatışmalarını getiriyor. Suudi Arabistan yine Yemen’de fiilen savaşa müdahil; Mısır’ın yerinde ise bugün İran var.

 

Savaşın Başka Boyutları da Var!

Suudi Arabistan ile İran’ın Yemen’deki esas kavgasının sebebi Bab’ulMendeb boğazı olarak gösteriliyor. İran’ın boğaz üzerindeki emelleri Husî ilerleyişi ile sonuca ulaşmak üzereyken gelen müdahale, Bab’ulMendeb’i tekrar gündeme taşıdı. Kızıldeniz’i Aden Körfezi’ne bağlayan Bab’ulMendeb, aynı zamanda Afrika ile Arap Yarımadası’nı da birbirinden ayırıyor. Kuzeydoğu kıyısında Yemen, Güneybatı kıyısında ise Somali ve Cibuti’nin yer aldığı boğazdan bir yıl içerisinde dünya genelinde gemi ile taşınan petrol yüzde 8’i geçiyor. Boğaz, Hint Okyanusu ile Güneydoğu Asya’yı Süveyş Kanalı yoluyla Akdeniz’e ve Avrupa’ya bağlayan dünyanın en önemli deniz ticaret yollarından biri olarak gösteriliyor. Ayrıca boğaz, Afrika Boynuzu ülkeleriyle birlikte Mısır ve Sudan gibi ülkelerin de üzerinde ‘güç oluşturmak’ noktasında kritik bir yerde duruyor.2

Yemen’de 2 yıldır süren şiddetli çatışmalar ülkedeki hayatı felç etti. Yemenlilerin gelir kaynaklarının durmasına neden oldu. Özellikle de geçimlerini günlük işlerle sağlamaya çalışan yoksul tabaka doğrudan etkilendi. 26 milyon nüfusa sahip Yemen’de çatışmalardan dolayı yoksulluğun, yüzde 85’i aştığı biliniyor.

Birleşmiş Milletler (BM) Çocuklara Yardım Fonu’nun (UNICEF) Yemen’in başkenti Sana’daki ofisinden yapılan yazılı açıklamaya göre, Mart 2015’ten bu yana devam eden çatışmalarda şimdiye kadar 1163 çocuğun yaşamını yitirdiği, 1730 çocuğun da yaralandığı tespit edildi. Yemen’deki savaşta çoğunlukla Husîler olmak üzere çatışan bütün tarafların çocukları kullandığına işaret edilen açıklamada, bu durumun 2016’da yedi kat arttığı ve yaklaşık 1200 çocuğun savaşmaya zorlandığının belgelendiği ifade edildi.

Açıklamada ayrıca, geçen yıl artan çatışmalar neticesinde 780 okulun kısmen ya da tamamen yıkılmasından dolayı yaklaşık 350 bin çocuğun okula gidemediği kaydedildi. UNICEF’e göre, Yemen’de yaklaşık 10 milyon çocuk acil insani yardıma ihtiyaç duyuyor.3

İç savaşın sonucunda sivillere saldırıların ve ölümlerin önü alınamıyor. Artık neredeyse her dakika saldırı haberlerine yenileri ekleniyor. BM verilerine göre ülkede Mart 2015’ten bu yana devam eden çatışmalarda 10 binden fazla kişi hayatını kaybetti.

8 Ekim 2016’da Yemen’in başkenti Sana’da taziyelerin kabul edildiği bir binaya düzenlenen hava saldırısında en az 140 kişi öldürüldü. Yine birkaç gün sonra tekrardan yönetim ile Husîler arasında yaşanan çatışmalarında 6 kişi hayatını kaybetti. Nemli ortamdan nemalanmaya çalışan emperyalist güçler de devrede. 13 Ekim 2016’da Amerika’ya ait füzeler Husîleri bombalıyor, buna karşı İran savaş gemisi gönderiyor. Çatışmalar, koalisyon ülkeleri ve emperyalist güçlerle sürekli harlanıyor!

 

Yemen Neden Bu Kadar İstİkrarsız?

Devlet ile ülkenin Kuzeyindeki Şii Husîler ve Güneydeki ayrılıkçılar arasında bugüne kadar altı farklı zamanda şiddetli çatışmalar yaşandı. Arap Yarımadası’ndaki El Kaide örgütü tarafından sıklıkla düzenlenen saldırılar, aşiretler ve askerî fraksiyonlar arasındaki iktidar çekişmeleri ve Salih’i destekleyenlerin, Salih’i koltuğundan indirenler tarafından düzenlenen protestolara sert müdahaleleri de yaşananlar arasında.

Ortadoğu’nun bu en yoksul ülkesinde zayıf yönetim, yolsuzluk, kaynakların yok olması ve zayıf altyapı ile beraber istikrarsızlık gelişmenin önünde engel oldu. Artık Yemen iç savaşı, 2015 yılının Mart ayından beri ülkedeki pek çok grup arasında devam eden çatışmalardır.4

Ortadoğu’yu savaşların ve iç çatışmaların merkezi haline getirmek isteyenler hedeflerine adım adım ilerliyorlar. Müslüman bir ülke olan Yemen, Türkiye gündeminde bir yer bile teşkil edemiyor. Bu savaşın Müslüman ülkelerle sürmesi, Suudi Arabistan ve diğer Arap ülkelerinin bizatihi savaşın unsurları olduğunu görmek içleri acıtıyor. Avrupa’daki herhangi bir patlama dünyada yankı bulurken yıllardır süren bu savaşa dünya neden sessiz? En kötüsü bizler bu savaşa kör, sağır ve dilsiziz… Rabbimiz! Bizi birbirimize düşürme!

Bu konuyu ele aldığımızda Allah Rasulü’nün Mekke’deki işkence dolu günlerde irad ettiği şu hadisi aklımıza geliyor: “Öyle bir gün gelecek ki; bir kadın (Yemen’in başkenti) San’a’danHadremevt’e kadar tek başına gidecek ve Allah’tan başka kimseden korkmayacak (bir emniyette olacak).” İslam Tarihinde o emniyetin yaşandığı günler görülmüştür ancak bugün aynı müjdeye ulaşabilmeyi Rabbimiz nasip etsin. Yüce Rabbimizden İslam ümmetine gerçek kurtuluş diliyoruz. Amin.

1.http://www.aljazeera.com.tr/gorus/arap-bahari-sonrasi-yemenin-cikmazlari

2.http://www.gazetevatan.com/iste-yemen-deki-savasin-asil-nedeni-754203-dunya/

3.http://www.yenisafak.com/dunya/yemende-savas-kurbani-cocuklar-2549584

4.http://www.bbc.com/turkce/haberler/2015/01/150121_yemende_neler_oluyor

 

Arap baharı’nın mevsimini kışa çevirdiği ülkelerden biridir yemen... Son zamanlarda bölgede yaşanan olaylar, çıkartılan iç savaşlar ve meydana getirilen kaos ortamları kafaları karıştırırken dilimizden yine aynı dualar dökülüyor: tuzak kuranların tuzaklarını başlarına geçir ya rabbi! İşte tüm gerçekleriyle yemen dosyası...

2010 yılında başlatılan Arap Baharı’nda ‘diktatörleri devirelim’ sözleriyle sokağa dökülen halk, hiçbir ülkede bahara ulaşamadı. Tam aksine Ortadoğu’da kaos ve iç çatışmalar hatta savaşlar baş göstermeye başladı. Zaten var olan mezhepsel çatışmalardan dolayı toparlanamayan ve ‘yalancı bahar’ sonrasında daha da kötüye giden Yemen’de iç savaş hala devam ediyor…

Dünden bugüne Yemen’i incelediğimiz zaman Yemen, İslamlaşma süreciyle toparlansa da dokuzuncu asırdan itibaren bölgede varlık göstermeye başlayan bir Şia mezhebi olan Zeydiliğin ortaya çıkışıyla tekrar parçalı bir yapı halini aldı. Coğrafyanın beslediği kabile ve mezhep taassubunun egemen olduğu Yemen’de, Osmanlı’nın 1520’lerden itibaren varlık göstermesiyle birlikte yeniden devlet otoritesi kurulabildi. Yemen; İngiltere’nin Hindistan yolunun güvenliğini sağlama adına 1839’da Aden’i işgal etmesiyle, modern uluslararası rekabetin bir parçası oldu ve bir bakıma bugünkü Güney probleminin de temeli atıldı. Sünni ve Zeydilerin mezhepsel çatışmalarıyla ikiye (Kuzey-Güney) bölünen Yemen; Arabistan, Mısır, Rusya koalisyonları ile daha şiddetli çatışmaların hedefi oldu. 1962-1970 yılları arasında süren savaşta en az 200 bine yakın insan öldü. 1990’ların ortalarında Yemen de dünyadaki değişim rüzgârlarından etkilendi. Kuzey ve Güney Yemen birleşerek yeni bir şans yakalamıştı ki; geleneksel güçlerin yanı sıra coğrafyasının uygunluğu dolayısıyla El Kaide başta olmak üzere birçok örgüt varlık göstermeye başladı. El Kaide, Güney’de ABD menfaatlerine karşı terör eylemleri yapıyordu. Sana’nın Kuzeyinde ise Suudi Arabistan destekli ‘Selefîler’ ile İran destekli ‘Husîler’ ortaya çıktı. Bu durum Yemen’in geleceğini rehin alan en temel çıkmazlardan biri oldu.

Arap Baharı ve Yemen

Yemen’in sınırlarında, İran ve Suudi Arabistan’ın rekabetlerini yansıtan çatışmaların yanı sıra şehirlerinde yaşanan hükümet veya karşılıklı aleyhte gösteriler, 2000’lerde adeta alışkanlık halini almıştı. Ancak 2010 yılında Tunus’ta başlayan ve Arap Baharı olarak isimlendirilen halk hareketleri burada ilave bir yankı buldu. Zannedildiğinin aksine Yemen halkını harekete geçiren, Arap Baharı ile başlayan süreç değildi. Bu süreç Yemen’deki halk hareketlerine sadece meşruiyet kazandırdı.1

2011 yılında uzun yıllardır iktidarda olan devlet başkanı Ali Abdullah Salih koltuğundan indirildi. Sekiz Arap ülkesinin oluşturduğu (Suudi Arabistan’ın öncülüğünde Birleşik Arap Emirlikleri, Katar, Bahreyn, Ürdün, Sudan, Kuveyt ve Fas) koalisyonu Husîlere yönelik hava operasyonu başlattı. Mısır ve Pakistan yönetimleri de koalisyona destek verebileceklerini açıkladı. İran destekli ‘HusîEnsarullah Hareketi’ne ve ‘Devrik Lider’ Ali Abdullah Salih’e bağlı askerî üslere operasyonlar devam ediyor. Bundan 3-4 yıl öncesine kadar, yukarıdaki olaylar zinciri Ortadoğu’nun yakın tarihinde sıradan bir kesitten ibaretti. Ancak şimdi Yemen’de yaşanan süreç, akıllara ister istemez yine 1960’lı dönemin kanlı çatışmalarını getiriyor. Suudi Arabistan yine Yemen’de fiilen savaşa müdahil; Mısır’ın yerinde ise bugün İran var.

 

Savaşın Başka Boyutları da Var!

Suudi Arabistan ile İran’ın Yemen’deki esas kavgasının sebebi Bab’ulMendeb boğazı olarak gösteriliyor. İran’ın boğaz üzerindeki emelleri Husî ilerleyişi ile sonuca ulaşmak üzereyken gelen müdahale, Bab’ulMendeb’i tekrar gündeme taşıdı. Kızıldeniz’i Aden Körfezi’ne bağlayan Bab’ulMendeb, aynı zamanda Afrika ile Arap Yarımadası’nı da birbirinden ayırıyor. Kuzeydoğu kıyısında Yemen, Güneybatı kıyısında ise Somali ve Cibuti’nin yer aldığı boğazdan bir yıl içerisinde dünya genelinde gemi ile taşınan petrol yüzde 8’i geçiyor. Boğaz, Hint Okyanusu ile Güneydoğu Asya’yı Süveyş Kanalı yoluyla Akdeniz’e ve Avrupa’ya bağlayan dünyanın en önemli deniz ticaret yollarından biri olarak gösteriliyor. Ayrıca boğaz, Afrika Boynuzu ülkeleriyle birlikte Mısır ve Sudan gibi ülkelerin de üzerinde ‘güç oluşturmak’ noktasında kritik bir yerde duruyor.2

Yemen’de 2 yıldır süren şiddetli çatışmalar ülkedeki hayatı felç etti. Yemenlilerin gelir kaynaklarının durmasına neden oldu. Özellikle de geçimlerini günlük işlerle sağlamaya çalışan yoksul tabaka doğrudan etkilendi. 26 milyon nüfusa sahip Yemen’de çatışmalardan dolayı yoksulluğun, yüzde 85’i aştığı biliniyor.

Birleşmiş Milletler (BM) Çocuklara Yardım Fonu’nun (UNICEF) Yemen’in başkenti Sana’daki ofisinden yapılan yazılı açıklamaya göre, Mart 2015’ten bu yana devam eden çatışmalarda şimdiye kadar 1163 çocuğun yaşamını yitirdiği, 1730 çocuğun da yaralandığı tespit edildi. Yemen’deki savaşta çoğunlukla Husîler olmak üzere çatışan bütün tarafların çocukları kullandığına işaret edilen açıklamada, bu durumun 2016’da yedi kat arttığı ve yaklaşık 1200 çocuğun savaşmaya zorlandığının belgelendiği ifade edildi.

Açıklamada ayrıca, geçen yıl artan çatışmalar neticesinde 780 okulun kısmen ya da tamamen yıkılmasından dolayı yaklaşık 350 bin çocuğun okula gidemediği kaydedildi. UNICEF’e göre, Yemen’de yaklaşık 10 milyon çocuk acil insani yardıma ihtiyaç duyuyor.3

İç savaşın sonucunda sivillere saldırıların ve ölümlerin önü alınamıyor. Artık neredeyse her dakika saldırı haberlerine yenileri ekleniyor. BM verilerine göre ülkede Mart 2015’ten bu yana devam eden çatışmalarda 10 binden fazla kişi hayatını kaybetti.

8 Ekim 2016’da Yemen’in başkenti Sana’da taziyelerin kabul edildiği bir binaya düzenlenen hava saldırısında en az 140 kişi öldürüldü. Yine birkaç gün sonra tekrardan yönetim ile Husîler arasında yaşanan çatışmalarında 6 kişi hayatını kaybetti. Nemli ortamdan nemalanmaya çalışan emperyalist güçler de devrede. 13 Ekim 2016’da Amerika’ya ait füzeler Husîleri bombalıyor, buna karşı İran savaş gemisi gönderiyor. Çatışmalar, koalisyon ülkeleri ve emperyalist güçlerle sürekli harlanıyor!

 

Yemen Neden Bu Kadar İstİkrarsız?

Devlet ile ülkenin Kuzeyindeki Şii Husîler ve Güneydeki ayrılıkçılar arasında bugüne kadar altı farklı zamanda şiddetli çatışmalar yaşandı. Arap Yarımadası’ndaki El Kaide örgütü tarafından sıklıkla düzenlenen saldırılar, aşiretler ve askerî fraksiyonlar arasındaki iktidar çekişmeleri ve Salih’i destekleyenlerin, Salih’i koltuğundan indirenler tarafından düzenlenen protestolara sert müdahaleleri de yaşananlar arasında.

Ortadoğu’nun bu en yoksul ülkesinde zayıf yönetim, yolsuzluk, kaynakların yok olması ve zayıf altyapı ile beraber istikrarsızlık gelişmenin önünde engel oldu. Artık Yemen iç savaşı, 2015 yılının Mart ayından beri ülkedeki pek çok grup arasında devam eden çatışmalardır.4

Ortadoğu’yu savaşların ve iç çatışmaların merkezi haline getirmek isteyenler hedeflerine adım adım ilerliyorlar. Müslüman bir ülke olan Yemen, Türkiye gündeminde bir yer bile teşkil edemiyor. Bu savaşın Müslüman ülkelerle sürmesi, Suudi Arabistan ve diğer Arap ülkelerinin bizatihi savaşın unsurları olduğunu görmek içleri acıtıyor. Avrupa’daki herhangi bir patlama dünyada yankı bulurken yıllardır süren bu savaşa dünya neden sessiz? En kötüsü bizler bu savaşa kör, sağır ve dilsiziz… Rabbimiz! Bizi birbirimize düşürme!

Bu konuyu ele aldığımızda Allah Rasulü’nün Mekke’deki işkence dolu günlerde irad ettiği şu hadisi aklımıza geliyor: “Öyle bir gün gelecek ki; bir kadın (Yemen’in başkenti) San’a’danHadremevt’e kadar tek başına gidecek ve Allah’tan başka kimseden korkmayacak (bir emniyette olacak).” İslam Tarihinde o emniyetin yaşandığı günler görülmüştür ancak bugün aynı müjdeye ulaşabilmeyi Rabbimiz nasip etsin. Yüce Rabbimizden İslam ümmetine gerçek kurtuluş diliyoruz. Amin.

1.http://www.aljazeera.com.tr/gorus/arap-bahari-sonrasi-yemenin-cikmazlari

2.http://www.gazetevatan.com/iste-yemen-deki-savasin-asil-nedeni-754203-dunya/

3.http://www.yenisafak.com/dunya/yemende-savas-kurbani-cocuklar-2549584

4.http://www.bbc.com/turkce/haberler/2015/01/150121_yemende_neler_oluyor