Tefsir

ALLLAH İLE BERABER BAŞKA İLAH EDİNME!

Paylaş:

Allah ile beraber başka bir ilah edinme! Şu bir gerçek ki; Kur’an’ın bizlere haber verdiği tüm eski kavimler Allah’a iman etmemeleri yüzünden değil, Allah ile beraber başka ilahlar edindikleri için kınanmıştır. Şirk koşmadan sadece Allah’a kul olmadıkları ve sahte ilahlara da kulluk ettikleri için uyarılmışlardır. Bu durum bize, Hz. Peygamber (s.a.v.) dönemi de dâhil, geçmişte ve günümüzde insanoğlunun işlediği en büyük günahın kâinatın sahibini tek ilah, tek otorite olarak tanımamak olduğunu göstermektedir.

   Bu yazımızda üzerinde duracağımız konu, Kasas Suresi’nin son ayetidir.

“Allah ile beraber başka birini ilah edinme. O’ndan başka hiçbir ilah yoktur. O’nun zâtı dışında her şey yok olacaktır. Hüküm sadece O’nundur ve yalnız O’na döndürüleceksiniz.” 1

Bu ayet; Kur’an-ı Kerim’in en önemli konusu olan tevhid üzerinde durmaktadır. Denilebilir ki, Kur’an-ı Kerim’in hemen hemen baştan sona tüm surelerinde tevhid, yani Allah’ın tek ilah oluşu, O’ndan başka bir ilahın olmadığı ve insanların Allah’tan başka otoriteye boyun eğmemesi üzerinde durur. Öyle ki; ilk sure olan Fatiha Suresi’nde; “Yalnız Sana kulluk ederiz ve yalnız Senden yardım dileriz” ayeti ile sadece Allah’a kulluk yapılması gerektiği belirtilirken, son sure olan Nas Suresi’nde ise; “İnsanların Rabbine, Mâlik’ine, İlahına sığınırım…” ayeti tek ilahın varlığına dikkat çekmektedir.

   “O halde Allah ile beraber başka ilahlar edinme!” ayetinin muhatabı görünüşte Hz. Peygamber (s.a.v.) ise de aslında tüm insanlardır. Peki, ayet niçin böyle bir uyarı yapmaktadır? Bu sorunun cevabı “ilah” kavramının anlamı verilince daha iyi anlaşılacaktır. “İlah” sözlükte; kendisine sığınılan, herhangi bir bela ya da musibete uğramaktan korkularak himayesine girilen 2 gibi anlamlara gelmektedir. Kur’an’ın ilah kavramına yüklediği anlam daha kapsayıcı ve daha derindir. “O’ndan başka ilah yoktur” derken, insanlara ilahta bulunması gerekli özellikleri hatırlatmak suretiyle delil getirmektedir. Bu açıdan, ilahta şu temel özellikler bulunmalıdır:

1-Yaratmak:Hiç yaratanla yaratmayan bir olur mu? Bu kadarını da mı anlamıyorsunuz?” 3 Şüphesiz bir şeyi yoktan var etmek, benzeri olmayanı yaratmak, ilahlığın en önemli şartıdır. Bu da sadece Allah’a ait bir özelliktir.

2-Rızık ve Nimet Vermek: “Ey insanlar! Allah’ın üzerinizdeki nimetini anın. Sizi gökten ve yerden rızıklandıran Allah’tan başka bir yaratıcı var mı?”4 Tüm insanlar -müslümanı-kâfiri- çok iyi bilmektedir ki; yerden ve gökten rızık verip duran Allah’tan gayrısı değildir.

3-İnsan Bedenine Hükmetmek: De ki; Allah, görmenizi ve işitmenizi giderip, kalplerinizi mühürlerse, Allah’tan başka bunları geri getirecek kimdir, hiç düşündünüz mü?”5 Bu ayetin sorusuna yine herkes “Sadece Allah getirebilir” diye cevap vermek zorundadır.

 4-Hâkimiyet ve Otorite Sahibi Olmak: “…Hüküm ve otorite yalnızca O’na aittir ve siz de O’na döndürüleceksiniz.” “De ki: Allah geceyi üzerinize kıyamet gününe kadar çekip uzatsa, Allah’tan başka size aydınlık getirecek kimdir, hiç düşündünüz mü?”6

   İlahlığın ikinci en önemli şartı; gerçek gücü, hâkimiyeti, yenilmez kudreti ve otoriteyi elinde bulundurmaktır. Yine tüm insanlar şahit ki; insanın gücü sınırsız değil, gücü sonsuz değil ve insan her yerde otoriteyi sağlayamamaktadır. Evrenin her yerinde düzen ve otoriteyi sağlayan Allah’tır.

   “Ey Peygamber de ki: Onların dedikleri gibi, eğer Allah ile birlikte başka ilahlar olsaydı, arşın sahibinin hâkimiyetini ele geçirmek için çareler ararlardı.”7

5-Yok Olmamak, Ölmemek: “…O’nun zâtı dışında her şey yok olacaktır.”8 Tefsirini yapmaya çalıştığımız bu ayet gösteriyor ki; Allah’tan başka her şey fânidir, yaratılmıştır, bu yüzden yok olacaktır. Bâki olan, ezelî ve ebedî olan, ayrıca hem ilk hem de son olan Rabbü’l Âlemin’dir. “O ilktir, sondur.”9 Her akıl sahibi bilir ki, ölümlü ve fâni bir varlık bu kadar harikâ, mükemmel ve kusursuz bir evreni yaratamaz. Yaratmışsa demek ki kendisi ebedidir. Rivayete göre; İbn-i Ömer kalbi ile yeniden sözleşme yapmak istediği zaman harabeye gider, girişinde durur ve hazin bir sesle: “Halkın nerede? O’nun zâtı dışında her şey yok olacaktır” derdi.10

Bu ve benzeri ilahların ifade ettiği ana gerçeği Mevdudi şöyle ortaya koymaktadır:

“Bu egemenlik (kudret ve otorite) bölünmez bir bütündür. Yaratma gücünün bir kimsede, rızıklandırma yetkisinin bir başkasında, güneşin birinin kontrolünde olması imkân dışıdır. Böyle olsaydı bu kâinat nizamı asla yürümezdi. Bu yüzden tüm yetki ve güçlerin bir tek merkezî hükümranın elinde toplanması zaruridir. Kâinat nizamı, vâkıanın böyle olmasını gerek görmektedir ve gerçek de böyledir.” 11

Elbette bu kadar gücü ve kudreti, sanatı ve güzelliği hâkimiyetinde bulunduran yüce zât, tek hüküm sahibidir. Ama ne var ki; tarih boyunca ortaya çıkıp ilahlık iddiasında bulunanlar bu gerçeği anlamamışlardır. Bu yüzden Hz. İbrahim (a.s)’in karşısına Nemrud, Hz. Musa (a.s)’nın karşısına Firavun, Hz. Peygamber (s.a.v.)’in karşısına ise Ebu Leheb ve Ebu Cehil çıkmıştır.

Tarihte olduğu gibi bugün de Allah’ın sonsuz otoritesi ortada iken onu tanımayıp kendi otoritesini ilan edenler, şahsî zümre ve devletler bulunmaktadır. Alparslan Kuytul Hocaefendi’nin beyanıyla: “Allah’ın dünyasında yaşadığı halde Allah ile savaşanlar var!” Gücü ve iktidarı eline alanlar, şehirleri, ülkeleri bombalayıp milyonlarca Müslüman insanları katledenler şunu unutmamalıdır: “Her şey yok olucu ve gidicidir. Mal, şöhret, hâkimiyet, güç, hayat, hayatın güzellikleri de... Bu yeryüzü de, onun üzerindekiler de... Bunların hepsi bütünüyle helâk olacaktır. Ebedî olan, sadece Allah’tır. Bâki kalan yalnız O’dur.” 12

Allah’ı tek ilah ve otorite tanımayanlar öldükten sonra dirilişi, hesabı ve cezayı da kabul etmezler. Bu nedenle ayetin son kısmı onlara şu hatırlatmayı, aynı zamanda tehdidi yapmaktadır: “Yalnız O’na döndürüleceksiniz.”

O halde Allah’ın hâkimiyeti için çalışanlar için de bu cümle müjde içermektedir. Sonuçta işler Allah’a dönecek ve siz ey Allah’tan gayrı otorite tanımayanlar! Düşmanlarınızla birlikte O’na döndürüldüğünüz hesap gününde, kazananlar ve kaybedenler ortaya çıkacaktır. O halde üzülmeye gerek de yoktur…

1- Kasas,88

2- Mevdudi,Kuran’ın Dört Temel Terimi, 21 (Özgün yayıncılık)

3- Nahl,17

4- Fatır,3

5- En’am ,46

6- Kasas,70

7- İsra,42

8- Kasa,88

9- Hadid

10- İbni Kesir,Büyük Kur’an Tefsiri,7,291

11- Mevdudi,Kur’anın Dört Temel Terimi,39

12- Seyyid Kutup,Fizilalil Kuran,9,83