Gündem

Alparslan Kuytul Hocaefendi’den Soylu’nun ve Bahçeli’nin İddialarına Cevaplar -2

Paylaş:

20 Mart Pazar günü Adana’da yaşanan olayların ardından İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin yaptıkları iftira dolu açıklamalara Alparslan Kuytul Hocaefendi’nin verdiği cevapları sizlere aktarmaya devam ediyoruz…

  1. POLİSE TÜKÜRME, HAKARET ETME İDDİASI

Süleyman Soylu: “Tükürürler, hakaret ederler, her şeyi yaparlar” diyerek Furkan Hareketi Mensuplarına iftira attı. Alparslan Kuytul Hocaefendi ise bu iftiraya şu şekilde cevap verdi: Onlarca polis kamerası var, bir tane polise tüküren, vuran, söven, hakaret eden Furkan Gönüllüsü varsa göstersinler; gösteremiyorlar çünkü böyle bir şey yapmıyoruz. Kendi gözlerimle gördüm, bizim evin önünde birçok polis arkadaşlarımızı tahrik etti. Polis geliyor, arkadaşımıza vuruyor, kaçıp gidiyor ki birisi ona vursun diye. Bizim arkadaşlarımız yine de kimseye elini kaldırmadı, onları Allah'a havale ettiler. Polisler biz vurmadıkça utanmaları gerekirken daha da zalimleşiyorlar. Adana Emniyeti Güvenlik Şube Müdürü Ali Abdullah, bizzat kendisi copla insanları dövdü. Çevik kuvveti daha zalim bir hale getirebilmek için bunu yaptı. Yerde yatan adama defalarca vurdu. Bu insanlık mıdır? Suç o kadar büyük ki bu suçu saklamaları mümkün değil. Artık insanlar Süleyman Soylu’yu istemiyorlar! Soylu’nun bakan olduğu ülkede artık insanlar rahat değil.

  1. HESAPLARIN %45'İNİN BOT HESAP OLMA İDDİASI

Süleyman Soylu: “Sosyal medyanın %45'i bot hesaplar, %55’in büyük bölümü de muhalif gruplar, bunların da bir kısmı FETÖ’cü” dedi. Alparslan Kuytul Hocaefendi ise bu iftiraya şu şekilde cevap verdi: Biz bot hesap bilmeyiz, bizim arkadaşlarımızın hesapları gerçek hesaplardır. Yüz binlerce tweetin bot hesaplardan atılması mümkün müdür? Bot hesaplar Süleyman Soylu’nun trollerinin hesaplarıdır. Bizi destekleyenlerin muhalifler ve FETÖ’cüler olduğunu söylüyor. Bu yapılan zulmü dünyada herkes lanetledi. Onlara yapsaydın ben de lanetlerdim. Bu insanlık değil. Bizim “Soylu GörevdenAlınsın” etiketimiz 1. sıradayken birdenbire düşüyor onun yerine bir anda “Soylu Adamdır” etiketi yükseliveriyor. Nasıl oluyor bu?

  1. KÖKÜ DIŞARIDA İDDİASI

Süleyman Soylu: “Alparslan Kuytul kökü dışarıda bir adamdır” dedi.  Alparslan Kuytul Hocaefendi ise bu iftiraya şu şekilde cevap verdi: Süleyman Soylu bu iddiasını ispat etmezse müfteridir! Benim köküm bu topraklardadır, ben bu vatanın çocuğuyum. Her muhalif olanı kökü dışarıda, PKK, FETÖ, DAEŞ diyerek susturmaya çalışıyorlar. Soylu yıllardan beri beni 7/24 takip ettiriyor, sürekli polisler arkamda, evimin kapısında bekliyorlar, tüm telefonları dinliyorlar. Madem köküm dışarıda o zaman ispat eder, gerekeni yapar. Cami basan bakan olarak tarihe geçtiği yetmedi bir de iftiracı bakan olarak tarihe geçmek istiyor herhalde. Eğer köküm dışarıdaysa Allah benim belamı versin. Öyle bir şey yoksa Allah senin belanı versin mi? Gazeteci o esnada: “Bunların kökü dışarıda ise o zaman devlet nerede?” diye sordu. Süleyman Soylu lafı değiştirdi. Gazeteci doğru söyledi. Köküm dışarıdaysa o zaman devlet ispat etsin.

  1. DARBENİN MEŞRUİYETİNİN ALTYAPISINI OLUŞTURMAYA ÇALIŞMA İDDİASI

Süleyman Soylu: “Darbenin her türlü meşruiyetinin altyapısını oluşturmaya çalışıyor” dedi. Alparslan Kuytul Hocaefendi ise bu iftiraya şu şekilde cevap verdi: Ben darbe ile ilgili kaç defa açıklama yaptım. 15 Temmuz darbe girişiminde darbenin aleyhine miting yaptım, eğer bir hükümet halk tarafından seçildiyse ondan tanklar yoluyla, silah zoruyla iktidarı almak hakkını gasp etmektir, dedim. Onların hepsi mahkemede görüşüldü, hepsinden beraat ettim. Ben darbeye taraftar olacak insan mıyım?

  1. DEVLETİN OTORİTESİNİ VE İRADESİNİ SAKATLAMA İDDİASI

Süleyman Soylu: “Devletin ortaya koyduğu kamu düzenini ve devletin otoritesini ve iradesini sakatlamaya çalışan bir anlayış ortaya koymaya çalışıyor” dedi. Alparslan Kuytul Hocaefendi ise bu iftiraya şu şekilde cevap verdi: Süleyman Soylu tamamen suçunu örtbas etmeye çalışıyor. Bir yürüyüş yapmakla, basın açıklaması yapmakla devlet otoritesini, iradesini sakatlamanın ne alakası var? Her yürüyüş, her basın açıklaması devlet otoritesine başkaldırı mı sayılır? O zaman neden anayasa ve kanunlar müsaade ediyor? Süleyman Soylu ne dediğini bilmiyor!

  1. TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİ BUNUN HAKKINDAN GELİR TEHDİDİ

Süleyman Soylu: “Siz merak etmeyin, Türkiye Cumhuriyeti Devleti bunun hakkından gelir” dedi. Alparslan Kuytul Hocaefendi ise bu iftiraya şu şekilde cevap verdi: Süleyman Soylu beni tehdit mi ediyor? Ne yapacak, siyah camlı minibüslerle beni mi kaçırtacak, suikast mı yaptıracak, mahkemeye mi verecek? Yüz tane mahkeme açtı, hepsinden de beraat ediyoruz. Mağlubiyeti daha yetmedi mi? Mahkemeler bu kadar baskı altında olduğu halde yine de beraat alıyoruz. 66 tane mahkemeden beraat ettik, 19 tanesi devam ediyor ve 100 civarında takipsizlik kararı var. Başka bir şeyi kast ediyorsa açıkça söylesin. Allah'ın öldürmediğini kimse öldüremez. Alacak nefesim varsa sen bu nefesi kesemezsin. Ben buradan kamuoyuna söylüyorum: Bana bir şey olacak olursa sorumlusu, Süleyman Soylu’ dur.

  1. İZİNSİZ GÖSTERİ YAPMA İDDİASI

Devlet Bahçeli: “Burası muz cumhuriyeti değil, kafası bozulanın, canı sıkılanın çıkıp izinsiz ve kanunsuz gösteriler yapacağı bir ülke değil” dedi ve Furkan Hareketi Mensuplarının izinsiz bir şekilde yürüyüş yaptıklarını iddia etti. Alparslan Kuytul Hocaefendi ise bu iddiaya şu şekilde cevap verdi: Anayasada “İzinsiz gösteri yapılabilir” denilmektedir. Bu ülkede sadece kafası bozulan değil haksızlıklara uğrayanlar da bir şey yapamıyor. Sayelerinde onlardan olmayan hiç kimse kımıldayamıyor. Bahçeli: “Devletin egemenliğini sulandıracak, sorgulayacak, yıpratacak bunun yanında egemenlik vasfına rakip olacak hiçbir oluşuma, hiçbir örgüte, hiçbir yapıya, hiçbir dernek veya vakfa tahammülümüz olmayacaktır” dedi. Tahammülü olsa iyi olur, keskin sirke küpüne zarardır. Tahammül etmezse kendi psikolojisi bozulur. Çünkü sorgulayanlar, tartışanlar her zaman olacaktır. Kimsenin devlet egemenliğini konuştuğu yok. Allah'tan korksun! Bizim devlet egemenliğine rakip olacak bir gücümüz, böyle bir söylemimiz mi var? Bir yürüyüş, basın açıklaması yapmak devlet egemenliğini tanımamak ve rakip olmak demek midir? Her yürüyüşü böyle değerlendirirlerse o zaman kimse ne basın açıklaması yapabilir ne yürüyebilir ne de konuşabilir. Anayasayı hazmedemiyorlar, o zaman anayasayı değiştirsinler olsun bitsin.

Bir sonraki sayımızda Alparslan Kuytul Hocaefendi’nin, Süleyman Soylu’nun ve Devlet Bahçeli’nin asılsız iddialarla ve iftiralarla dolu açıklamalarına verdiği cevapları sizlerle paylaşmaya devam edeceğiz.