Kapak

Çifte Dikiş Kardeşlik; Cemaat Kardeşliği

Paylaş:

               “Bir cemaatte kardeşliğin kuvvetli olması o cemaatin alacağı en önemli tedbirlerdendir” der Muhterem Hocamız. Fitne ve fesadın kol gezdiği şu karanlık çağda, ümmetin yeniden birliğini ve dirliğini sağlayacak en önemli araç olan cemaat çalışmasında, bu fitnelere set çekebilmek, cemaat kardeşliğini tesis etmekle mümkündür.

                Üstad Bediüzzaman: “Her birinizin Hâlıkınız bir, Mâlikiniz bir, Mâbudunuz bir, Râzıkınız bir, bir bir… Bine kadar bir bir. Peygamberiniz bir, dininiz bir, kıbleniz bir, bir bir… Yüze kadar bir bir…”1 der. Üstadın saydığı birlere cemaat birliğini de eklediğimizde hayat birliği, hizmet birliği, hedef birliği, yol-yöntem birliği, imam birliği, kader birliği gibi daha birçok bir birler eklenmiş olacaktır. İşte bu kadar birliği olan bir topluluk birliğini beraberliğini daim kılmak istiyorsa, bu ortak değerleri koruyacak yegâne unsur olan kardeşliğini muhafaza etmelidir.

                Ümmet-i Muhammed’in birliğini, attıkları fitne tohumlarıyla- en azından yüz yıldır- tarumar edenler, yeniden ümmet olmanın yegâne yolu olan cemaat çalışmalarına da, aynı fitne tohumlarını atacaklardır. İşte böyle bir dâhili kargaşaya pirim vermemek için, cemaatteki her kardeşimizin bu fitneleri anında anlaması ve oyuna gelmemesi elzemdir. Fitnelere kapılıp da selin önündeki çer çöp gibi değersiz bir insan veyahut gerek kendisini gerekse de ümmetin geleceğini iflasa sürükleyen bir müflis olmamak ve oyuna gelmemek, kardeşliğimizi kuvvetlendirmekle mümkündür.

                Yukarıda Üstad’ın saydığı temel ortak değerler korunur ve daim hatırlanır ise, İslam kardeşliği kolay kolay sarsılmayacaktır. Aynı şekilde cemaat kardeşliğini pekiştirecek ortak değerler de korunur ve daim hatırlanırsa cemaat kolay kolay sarsılmayacak ve bunun neticesinde ümmet olabilmenin yolu açılacaktır. İşte İslam cemaatinin içerisinde kardeş olmayı pekiştirecek yüzlerce sebepten sadece birkaçı:

                İslam cemaatinde HAYATIMIZ BİRDİR. Bu dünya hayatını yaşarken cemaat içerisinde olan kardeşlerimizin özel hayatı asgari düzeydedir. Dolayısıyla hayatın çoğunu cemaatin içerisinde, kardeşleriyle beraber yaşar. Bu yoğun beraberliği sağlayan en önemli etken ise, ‘hizmet’tir. Hizmeti hayatının merkezine yerleştiren bir ehl-i cemaat için, hizmette bir ve beraber olduğu kardeşi bir nevi gerçek bir ‘hayat kardeşi’ dir. Hayattaki her meseleye müdahil olan İslam dini nasıl ki şümullüdür, İslam cemaati de aynı özelliği bünyesinde barındırarak envai çeşit hizmet faaliyetlerinde bulunur. İşte bu çeşitli hizmet faaliyetleri esnasında yaşananlar ve beraberce geçen zamandır hayat. Dolayısıyla bu hayat kardeşliği; zamanla birbirine benzemeyi, birbirini anlamayı ve birbirinin derdiyle dertlenmeyi oluşturur. Dışarıdan bakan insanlar ‘bunlar aynı şeyleri konuşuyor, aynı şekilde giyiniyor, aynı fikirleri paylaşıyor’ diyebilir. Doğrudur, çünkü onların hayatları birdir.

                İslam cemaatinde HEDEFİMİZ BİRDİR. Hedef birliği de bizi kardeş yapan ortak paydalardandır. Geleceğe aynı gözle bakmak, hayallerimizin de umutlarımızın da aynı olmasını sağlar. Bir topluluk topyekûn tek bir hedefe kilitlenmişse, o topluluk güçlüdür. Ayrı gayrı hedefleri olan veya hiçbir hedefi olmayan topluluklar, zamanla tarumar olmaya mahkûmdur. Allah Azze ve Celle, yeryüzünün en ulvî hedefinde bizim kalplerimizi birleştirmiştir; Allah’ın yeryüzünde hâkimiyetini sağlama hedefi. İslam cemaatinin en büyük derdi olan ‘Allah’ın yeryüzündeki otoritesinin gasp edilmiş olması’, işte bu ortak dert, bizi ortak bir hedefte birleştirmektedir. Derdimiz de o derdin dermanı olacak hedefimiz de birdir ve büyüktür. Dolayısıyla bir topluluğun ulaşmak istediği menzil aynı ise, o topluluk zaten kardeş olmuştur.                

                İslam cemaatinde YOLUMUZ-YÖNTEMİMİZ BİRDİR. Bugün cemaatler arasında yaşanan en önemli ihtilaf, İslam’ı hâkim kılma metodu konusudur. Müslümanlar, Allah’ın davasını Allah’ın belirlediği şekilde değil de, kendi kafalarına göre hâkim kılma hadsizliğinden veya cehaletinden kurtulmadıkça, bu ihtilaf devam edecektir. Maalesef yaşadığımız şu dönem, batı menşeli beşeri ideolojilere batılılardan daha çok, adeta mal bulmuş mağribi gibi sarıldığımız bir dönemdir. Bu dönemde Rabbanî metodu benimseyerek vifak ve ittifakın oluştuğu cemaat, kardeşliğe sebep çok önemli bir ortak payda yakalamıştır. Aynı yolun yolcuları olan bu kardeşler arasında problem, tartışma asgari düzeydedir. Çünkü onlar bu kutlu yolu kat ederken, ‘bence’ lerini bir kenara bırakmışlar, Kur’an-sünnetin kılavuzluğuna teslim olmuşlardır. Hakemleri Kur’an’dır, kılavuzları Kur’an’dır, yol arkadaşları Kur’an’dır.  

                İslam cemaatinde İMAMIMIZ BİRDİR. Bugün topluma önderlik edecek ilme, takvaya, karizmaya, yeteneğe, kaygıya, diğergamlığa sahip insan bulmak neredeyse imkânsızdır. Bazı insanlarda bu özelliklerden birkaçı bulunsa da tamamı olmayınca toplumlara tesir edilememektedir. Böyle bir insan bulunduğunda o insanın kıymetini bilmemizi Kur’an bize öğütlemektedir. “Ve Ulu’l Emri Minkum – sizden olan emir sahibine (itaat edin)”2 düsturu, bu nimetin farkına varmamızı sağlayacak en önemli ayetlerdendir. Dünya telaşından sıyrılıp, din için dava için gayret edecek insan bulmanın bile kıtlık olduğu şu dönemde; ömrünü bu davaya adayan, ümmetin derdiyle dertlenen ve bu ümmete önderlik edecek ehliyete ve liyakate sahip olan bir insan bulunduğunda, insanlar hiç olmazsa o şahsiyetin peşinden gidebilme erdemini göstermelidir. Şu unutulmamalıdır ki, lidersiz, başsız topluluklar birliklerini beraberliklerini asla muhafaza edemezler ve hiçbir zaman gerçek bir cemaat olamazlar. Cemaati cem eden imamdır.     

                İslam cemaatinde KADERİMİZ BİRDİR. Aynı cemaate mensup olan insanlar ayrı şehirlerde, ayrı mekânlarda veya ayrı hizmet sahalarında çalışsalar da kaderleri birdir. Allah Azze ve Celle benzer hayatları yaşayanlara, benzer duyguları paylaşanlara, benzer imtihanlar yaşatmaktadır. Bu benzer imtihanlar anlamayı anlaşılmayı o kadar kolaylaştırır ki. Hani damdan düşen demiş ya, ‘bana bir damdan düşen bulun, o anlar beni.’ İslam cemaatinde bulunan bir kardeşimizin böyle nida etmesine hiç gerek kalmaz, çünkü etrafı damdan düşenlerle doludur.

                İslam kardeşliğinin bir numune-i imtisali olan cemaat kardeşliğini kuvvetlendirecek daha birçok sebep vardır. Önemli olan, şeytan kalplerimize buğz ve nifak tohumları atmaya kalkıştığında bu ortak değerleri akla getirmektir. Aksi takdirde, bizi çifte dikiş kardeş yapacak bu ka dar ortak değerimiz varken, hâlâ birbirimize öfkeleniyor ve düşmancasına muhalefet ediyorsak, Allah’ın azabını bekleyelim. Çünkü Allah, cemaat gibi büyük bir nimet verdiği topluluktan, bu nimete şükretmesini ister. Cemaat nimetinin şükrü ise, cemaati ayakta tutacak, birliği dirliği koruyacak olan kardeşliği muhafaza etmektir. Can olmak, candaş olmak, kardeş olmak için bu kadar sebebimiz varken hâlâ kardeş olamayanlar, bunun hesabını veremezler.

                Yukarıda saydıklarımız, kardeşliği pekiştirmek ve daim hatırlayıp unutmamak için ortaya konulan, ortak paydalarımız ve temel değerlerimizdir. Bir ve beraber olduğumuz paylaşımlara ve değerlerimize sahip çıkarsak, kardeşliğimiz kuvvetli olur; kardeşliğimiz kuvvetli olur ise, değerlerimiz de dimdik ayakta kalır. 

                Tüm bunların yanı sıra, bir cemaat içerisinde kardeşliğimizi kuvvetlendirmek için, İslami ve insani anlamda, yapmamız gereken daha birçok vazife vardır. Hz. Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem bunları bize detaylı olarak bildiriyor.

                Kardeşliğimizi kuvvetlendirmek için yapmamız gerekenler: 

                “Müslüman hasta kardeşini ziyaret ettiğinde dönünceye dek Cennet bahçelerinde demektir.”3

                “Kim gıyabında bir kardeşi için dua ederse, mutlaka melek ona, aynı şeyler sana da verilsin diye dua eder.”4

                “… Birbirinizi seveceğiniz bir şey söyleyeyim mi? Aranızda selamı yayın.”5

                “Kim kardeşini bir sıkıntıdan kurtarırsa, Allah da onu kıyamet günü sıkıntılarının birinden kurtarır.”6

                Kardeşliğimizi kuvvetlendirmek için yapmamamız gerekenler:

                “Zandan sakının. Zira zan, sözün en yalan olanıdır.”7

                “İnsanların özel hallerini araştırmayın, konuşmalarını dinlemeye çalışmayın.”8

                “Birbirinize haset etmeyin, birbirinize kin beslemeyin, birbirinize sırt çevirmeyin. EY ALLAH’IN KULLARI KARDEŞ OLUN!”9

1) Uhuvvet Risalesi, Üstad Bediüzzaman

2) Nisa, 59 

3) Müslim, Birr,41

4) Müslim: Zikr  

5) Müslim, İman

6) Buhari, Mezalim

7) Buhari, Edep

8) Buhari, Edep

9) Buhari, Edep