Peygamber İklimi

Efendimiz’in Eşlerine Karşı Davranışlarından Misaller

Paylaş:

 

Efendimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem, hanımlarına çok samimi ve içten muamele etmiş, onları sevinçte ve tasada ortaklar kabul etmiştir. Hanımlarının mehirlerini evlenirken vermiş, onlarla ayrı ayrı ve toplu olarak sohbetlerde bulunmuş, onları ilgilendiren meselelerde istişare etmiş, aile fertlerinin her birine ilgi göstermiş, kıymet vermiştir. Yine hanımlarına karşı hayırlı olmuş, onları anlayışla karşılamış, onlara ev işlerinde yardımcı olmuştur.

HER ÇİFTE ÖRNEK OLACAK MUHABBET VE SAYGI

Hz. Hatice validemiz her yönüyle Peygamberimize uygun bir eşti. İslam’la müşerref olmadan da cahiliye devrinin uygunsuz hallerini benimsememiş, tertemiz bir hayat yaşamıştı. Aynı yastığa baş koydukları 25 yıl boyunca aralarındaki muhabbet ve hürmet, bütün inananlara örnek olmuştur.

Hz. Hatice, muhterem eşi Hira Mağarası’na inzivaya çekildiğinde, emrinde çok sayıda hizmetçi olmasına rağmen yemeğini bizzat kendisi götürürdü. Peygamber Efendimiz de Hz. Hatice’nin geleceğini hisseder, dağın eteklerine kadar iner onu karşılardı. Zira Hira Mağarası’na çıkan yolun meşakkatini bilir ve değerli eşine kıyamazdı.

AMAN KRİSTALLERİ KIRMA!

Hz. Safiye anlatıyor: Rasulullah bir gece yolculuğunda beni devesine almıştı. Yolda uyuklamaya başladım. Uyumamı önlemek için “Hey! Ey Huyey’in kızı ey Safiye” diyordu. Efendimiz’in eşlerini tanımlarken kullandığı tek bir kelime bile, zihninde onlar için ayırdığı yeri göstermeye yetecek değerdedir. Veda Haccı için yol alırlarken, güzel sesiyle şiirler okuyan ve Hz. Peygamber’in eşlerini taşıyan develerin hızlanmasına, dolayısıyla da hanımların tedirgin olmasına sebep olan Enceşe isimli köleye şöyle seslenmişti Allah’ın Rasulü: “Enceşe, aman kristalleri kırma! Dikkatli taşı!”

BULAMAÇ ŞAKASI

Hz. Aişe bir gün bulamaç pişirmişti. Peygamberimiz sofraya eşlerinden Hz. Sevde ile birlikte oturdu. Peygamberimiz iki hanımının ortasında oturuyordu. Hz. Sevde bulamacı yemiyor, Hz. Aişe yemesi için ısrar ediyordu. Hz. Sevde ise yememekte ısrar ediyordu. Hz. Aişe “Yemezsen yüzüne sürerim” dedi. Hz. Sevde yememekte ısrar edince Hz. Aişe bulamacı onun yüzüne sürdü. Bunun üzerine Peygamberimiz Hz. Sevde’nin elini alıp bulamaca batırdı. “Sen de ona bulaştır” dedi. Daha sonra onların halini gülerek izledi.

KİMİN KOLU DAHA UZUN?

Hz. Aişe validemizin anlattığına göre bir gün Peygamber Efendimiz’in yanında toplanmışlardı. Sordular: “Ya Rasulallah! Senin vefatından sonra en önce hangimiz sana kavuşacağız?” Hz. Peygamber: “Eli uzun olanınız” buyurdu. Hz. Aişe söze devamla diyor ki: “Elimize bir kamış çubuk aldık, kollarımızı ölçmeye başladık. İçimizde en uzun kollu olanın Sevde binti Zam’a olduğunu gördük. Sonra öğrendik ki, uzun kollu demek bol sadaka veren, eli açık kimse demektir. Bununla beraber Peygamberimiz’in vefatından sonra içimizden O’na en önce kavuşan yine Sevde oldu. Çünkü Sevde sadaka vermeyi çok severdi.”

EFENDİMİZ’İN EŞLERİNE HOŞGÖRÜSÜ

Hz. Aişe anlatıyor: “Peygamberimiz oturuyordu. Birden insanların ve çocukların gürültüsünü işitti. Bir de baktık ki Habeşli dans ediyor, insanlar etrafını sarmışlar. Bana: ‘Aişe gel bak’ dedi. Yanağımı omzuna koydum, iki omuzu arasından bakmaya başladım. ‘Doymadın mı Aişe’ demeye başladı. Ben de bana verdiği değeri anlamak için ‘Hayır’ diyordum. Yorgunluktan ayaklarını değiştirdiğini, birbirine, bir ötekine bastığını gördüm.”

Yine Hz. Aişe: “Rasulullah, hanımlarıyla baş başa kaldığında insanların en nezaketlisi ve güler yüzlüsüydü. Eve girişinde mutlaka hanımına selam veren Peygamberimiz, geceleyin geldiği takdirde, uyuyanı uyandırmayacak, fakat uyanık olan bir kimsenin duyabileceği bir sesle yine selam vererek içeri girerdi” diyor.

SEVGİM KÖRDÜĞÜM GİBİDİR

Allah Rasulü, Hz. Aişe’nin yetişmesine ayrı bir ihtimam göstermişti. Zekâ, hafıza, anlayış, sezgi gibi pek çok üstün meziyetlere sahip olan Hz. Aişe’yi, maddî-manevî pek çok ilimle süsledikten sonra, “Dininizin yarısını Hümeyra’dan (Hz.Aişe) öğrenin” buyurmuştur.

Bir gün Hz. Aişe Peygamberimize sordu: “Ya Rasulallah, bana olan sevgin nasıldır?” Peygamberimiz: “Kördüğüm gibidir” diye cevap verdi. Hz.Aişe yine sordu: “Kördüğüm nasıldır?” Peygamberimiz: “İlk günkü gibidir” diye cevapladı.

Peygamberimiz sadece hanımlarına değil, kız çocuklarına ve sahabe hanımlarına da çok merhametli ve sevgi dolu davranırdı. Ensar Hanımları “O bize bizden daha merhametliydi” demişlerdi.

Efendimiz gittiği seferlerden döndüğünde ilk önce kızı Hz. Fatıma’nın evine uğrardı. Hz. Fatıma onu ziyarete geldiği zaman ayağa kalkar ve onu alnından öperdi. Ashabına, çocuklarına hediye dağıtmaya kız çocuklarından başlamalarını tavsiye ederdi.1

Eşi Hz. Safiyye’yi bazı insanlar “Yahudi kızı” diyerek küçük görmek ister, kızdırırlardı. O da gidip üzüntüsünü Hz. Peygambere açar. Allah’ın Elçisi, Hz. Safiyye’ye,“Bak bir daha aynı şeyleri söyleyecek olurlarsa, sen de şu cevabı ver: ‘Benim kocam Hz. Muhammed, babam Hz. Harun, amcam da Hz. Musa’dır. Bu durumda ben hepinizden daha üstünüm!”

Peygamberimiz bir gün Hz. Aişe’ye, hırçın ve sanki sert bir kömür parçası gibi siyah bir deve verdi. Ona dokunup bereket getirmesi için dua etti. Sonra şöyle dedi: “Bu deveye bin ve ona yumuşak davran. Şüphesiz bir şeyde yumuşaklık varsa, bunu süsleyip güzelleştirir. Bir şeyde yumuşaklık çekilip alınırsa onu lekeler.”

Bir gün Rasulullah Muhacir ve Ensarın teşkil ettiği bir topluluk önünde ganimetleri taksim ederken eşi Zeynep Bint Cahş söze karıştı. Hz. Ömer onu azarladı. Peygamberimiz: “Ömer onunla uğraşma. O evvâhe (yumuşak huylu, yufka yürekli ve çok dua eden)dir” dedi.2

Bugün Müslümanların bu halde olması, kendisine her konuda en güzel örnek olan Peygamberinin hayatını bilmemesinden ve O’nu hakkıyla tanımamasından kaynaklanmaktadır. Kur’an ve Sünnete uygun yaşanan her hayat bu dünyada huzur, mutluluk getireceği gibi ebedi saadetin de kapılarını açacaktır. O’nu tanıyan ve her adımda izinden gidenlerden olmak duasıyla...

1.        sonpeygamber.info/sevgim-kordugum-gibidir

2.        cocukaile.net/peygamberimizin-eslerine-karsi-ornek-davranisi/