Tefsir

Emniyet İçerisindeki Medeniyet

Paylaş:

“Siz, Allah’ın size haklarında hiçbir hüküm in­dirmediği şeyleri O’na ortak koşmaktan korkmaz­ken, ben sizin ortak koştuğunuz şeylerden nasıl korkarım? Şimdi biliyorsanız (söyleyin), iki gruptan hangisi güvende olmaya daha lâyıktır?”1

“Sizin hiçbir şey bilmeden delilsiz bir şekilde peşine düştüklerinizden nasıl korkarım?”

İbrahim Aleyhisselam burada bize cesaret konusuna başka bir yönden bakmayı öğretiyor. Allah hiçbir delil indirmediği ve insanların elinde hiçbir delil olmadığı halde yani yıldızların ya da mezarda yatanların kudretinin olduğunu ve ide­olojilerin peşinden gidilmesi gerektiğini O söyle­mediği halde insanlar bunları yaparak O'na ortak koşuyor ve Allah’tan korkmuyorlar. Onlar bu ta­vırlarıyla mü’minden daha cesur davranıyorlar. Demek ki mü’min bütün dünyaya meydan okusa onların cesaretinin yanında daha az kalır; çünkü onlar Allah’a meydan okuyorlar. Ama bilinmelidir ki onların cesareti cahilin cesaretidir ve yanlış bir cesarettir. Kâinatın padişahından korkmak la­zımdır. O’nun kâinattaki kudretini görüp de O’n­dan korkmamak akıllı insanın yapacağı bir şey değildir. İbrahim Aleyhisselam da sırtını hiçbir zaman yenilmeyecek olan Allah’a dayadığı için bu sözleri söylüyor ve “Sizden daha korkak olamam” demek istiyor. Demek ki mü’minin göstermesi gereken tavır ve söylemesi gereken söz budur.

“Şu halde ‘güvenlik içinde olmak bakımından’ iki fırkadan hangisi daha hak sahibidir?”

Hz. İbrahim hangi fırkanın daha çok emniyet içerisinde olduğunu soruyor. O, sırtını Allah’a da­yamıştı, karşısında duranlar ise delilsiz bir şekil­de peşine düştüklerine dayamışlardı. O halde Hz. İbrahim mi sırtını daha sağlam bir yere dayamış oldu yoksa onlar mı? Bu söylemi aynı zamanda şu şekilde de anlayabiliriz: Hangi medeniyet insana daha fazla emniyet bahşediyor? İslam Medeniye­ti mi yoksa küfür medeniyeti mi?

İslam; din, akıl, mal, can, nesil emniyetini sağ­lamak üzere gönderilmiştir. İslam insanları beş yönden emniyete aldığı halde bugün yeryüzünde böyle bir emniyet var mıdır? Batı Medeniyetinin hâkim olduğu şu dünyada emniyet kalmış mı­dır? Bugün Avrupa’da insanlar gece vakti sokağa çıkamaz hale geldi. Ne yazık ki bu durum bize de bulaştı ve bizde de emniyet kalmadı. Eskiden nice kasabalar vardı ki içerisinde bir tane bile karakol yoktu. Bugün öyle bir kasaba, öyle bir ilçe bulmak mümkün mü?

İslam Medeniyetinde din emniyeti vardır; in­sanlar dinlerini seçmede ve yaşamada serbest­tirler. Kimsenin başörtüsüne vs. karışılmaz. İslam Medeniyetinde akıl emniyeti vardır, akla zıt şeyle­re müsaade edilmez. Bugün ise insanlar hem “Akıl çağında yaşıyoruz, bize geçmiş milletlerin tec­rübeleri ve bilim yeterlidir” diyorlar hem de aklın dediğini reddediyor ve bilime uymuyorlar. Bilim içkinin, sigaranın zararlı olduğunu söylediği halde neden bunların fabrikalarını kuruyorlar? Bu me­deniyette aklın dediği yapılmıyor ve bugün yeryü­zünde akıl daima geriliyor. Haramlarla dolu yanlış bir hayat, haram yiyecekler ve haram içecekler aklı zayıflatıyor, saf akıl ve hafıza heder ediliyor. Dola­yısıyla bu medeniyette akıl da muhafaza edilmiyor. İslam Medeniyetinde mal emniyeti vardır. Bugün ise ekonomi bilimi faizin zararlı ve kötü olduğunu söylediği, akıl ve vicdan da faizi kabul etmediği hal­de insanlar aklın dediğini yapmıyorlar. İslam Me­deniyetinde nesil emniyeti vardır. Bilim ve akıl; fu­huş zararlıdır dediği, Frengi ve AIDS hastalığı gibi hastalıkların sebebinin fuhuş olduğunu bildirdiği halde insanlar neden bunu yapıyorlar?

“Akıl çağında yaşıyoruz, vahye ihtiyaç yok, sa­dece akla ve bilime ihtiyaç var” deyip Allah’ın de­diğini yapmayanların aklın ve bilimin dediklerini de yapmadıklarını görüyoruz. Demek ki bu kişiler sözlerinde samimi değildirler.

Din; dini, aklı, malı, canı ve nesli korumaya geldi. Batı Medeniyeti ise bunları koruyamadığı gibi dinin bitmesine sebep oldu. Hem din üze­rinde baskılar kurdu hem de dini yanlış uygula­dı. Bu da insanları dinsizleştirdi. Batı Medeniyeti aklı, malı korumadı. Faiz sistemiyle, haksızlık yoluyla, hırsızlıkla mal korunmasız kaldı. Batı Medeniyeti nesli korumadı. Nesil her gün ah­laksızlaştırılıyor. Okullar ve televizyonlar güzel bir nesil meydana getirmiyor. Uyuşturucu satışı ilkokullara kadar düştü. Bu medeniyet nesli ko­rumadı, canı korumadı. Kardeş kardeşi öldürü­yor. Her gün cinayet işleniyor. 12 Eylül’den önce sağ sol olaylarıyla 12 Eylül’den sonra da ırkçılık olaylarıyla canlar heder ediliyor. Bu medeniyet insanların emniyetini sağlamıyor aksine insan­ları öldürüyor. Dolayısıyla bu medeniyet, mede­ni sayılamaz.

Hazreti İbrahim Aleyhisselam hangi tarafın daha emniyet içerisinde yaşadığına işaret ediyor­du. Hangi tarafta bu beş şey emniyet altındadır? Allah’a güvenip O’na sırtını dayayan tarafta mı yoksa insanlara, ideolojilere sırtını dayayıp onla­ra güvenen tarafta mı? Allah mı daha güçlüdür, insanlar mı? Allah mı daha ilim sahibidir, insan­lar mı? Allah’ın dediği mi daha doğrudur, insan­ların dediği mi? Allah mı insanları daha iyi tanıyıp onlara uygun bir medeniyet meydana getiriyor, insanlar mı? Hangi fırka, hangi medeniyet, hangi kesim daha emniyet içerisindedir?

“Biliyorsanız söyleyin!”*

*Alparslan Kuytul Hocaefendi’nin yapmış olduğu tefsir dersinden hazırlanmıştır.

  1. En’am, 81