Mazlum Ümmetin Sultanları

Milyonerler Ülkesi: Bahreyn

Paylaş:

 

“Ey Müslümanlar! Birbirinizden yüz çevirmeyiniz. Birbirinize arka çevirip ilgiyi kesmeyiniz. Ey Allah’ın kulları! Kardeş olunuz, Müslüman Müslümanın kardeşidir; ona zulmetmez, onu düşman eline vermez, onu yardımsız bırakmaz, ona hor bakmaz. Onun geçimini temine, yitiğini bulup kendisine iadeye çalışır ve onun arkasından onun menfaatine hizmet eder”

·         Basra Körfezi’nde yer alan Bahreyn Krallığı’nın; nüfusu 1,4 milyon civarındadır. İrili ufaklı yaklaşık 30 adadan oluşan bir ada ülkesidir ve Başkenti Manama’dır. Ekonomik çeşitlilik konusunda Basra Körfezi’nin en zengin ülkesi durumdadır ve BM Kalkınma Programı tarafından hazırlanan İnsani Gelişme Endeksi’nin 2016 yılı verilerine göre en gelişmiş ülkeler arasında yer almaktadır. Nüfusunun yüzde 18’i milyoner olan Bahreyn oransal zenginlikte dünya birincisidir. Bahreyn’de kişi başına düşen gayrisafi yurtiçi hâsıla (GSYİH) 37 bin 200 ABD doları iken bir Bahreyn dinarı ise Türk lirasının 10 katı değerindedir.

·         Körfez’de petrolü ilk bulan ve rafineri kuran ülke olan Bahreyn, bu kaynağın gelirlerinden komşularından daha önce faydalanmaya başlamıştır. Petrol ürünleri ülke ihracatının yüzde 60’ını, devlet gelirlerinin yüzde 70’ini oluşturur. Diğer Arap ülkelerinde olduğu gibi Bahreyn de Allah’ın Ortadoğu’ya bahşettiği “petrol” ile sıfır noktasından zirve zenginliğe yükselmiş ve ümmetin bu petroldeki hakkını unutmuştur.

·         Nüfusun üçte biri kadarını ülkeye çalışmak için gelen yabancılar ve göçmenler oluşturmaktadır. Yerel Arap vatandaşları daha çok zenginliğin sefasını sürmekte, Asyalı ve Ortadoğu’lu çalışanlar ise onlara hizmet etmektedir.

 

·         Bahreyn’de sosyal yaşam içerisinde, bol günahlı ve fuhuş ile dolu olan gece hayatına rağbet çok fazladır. Bu ülke, kimileri tarafından yarımadanın kaçamak ülkesi olarak anılır ve bu gece hayatı olanağı (!) sebebiyle hafta sonları Arabistan, Kuveyt, İran, Katar gibi ülkelerden ziyaretçi akını olmaktadır.

·         1984’te inşa edilen Al-Fatih Camii 7000 kişilik kapasitesi ile ülkenin en büyük yapısı konumundadır. Camii, İtalya’dan getirtilen mermerle, Avusturya’dan getirilen camlarla, Hindistan’dan getirilen tik ağacıyla, el işleri ise Bahreynli zanaatkârlarla yapılmıştır.

·         Bu ülkede, toplu taşıma sistemini genellikle ya turistler ya da ülke genelinde çalışan uzak doğulu ve Asyalı işçiler tercih etmektedirler. Bahreyn ülke vatandaşları genelde lükse düşkün oldukları için hepsi kendi son model araçlarını kullanır. Aileler şehir içinde lüks apartmanlarda, şehir dışında villalarda oturmaktadırlar ve çoğunun hizmetçisi vardır.

·         Bahreyn, Ortadoğu’da ABD için kritik öneme sahip ülkelerin başında gelmektedir. ABD’nin Bahreyn’de bulunan 5.filosu, 1990’daki Körfez savaşı ve 2003’teki Irak savaşında (yani iki milyon Müslümanın ölmesinde) etkin bir rol oynamıştı.

·         Bahreyn Kralı Hamad bin İsa el-Halife’nin İsrail seviciliği ve Filistin düşmanlığı yumruk sıktıracak cinsinden… Kendisi 2017’de Yahudi bayramı “Hanuka” münasebetiyle, krallık sarayında çok sayıda Yahudi’nin katıldığı bir kutlama etkinliği düzenlemekle beraber, Kudüs’ün konuşulduğu şu son günlerde İsrail’e “barış, kardeşlik ve yanınızdayız” mesajını iletmek üzere resmi bir heyet göndermekle de kalmayıp, “İsrail karşıtlarını kınıyorum” açıklaması ve Filistin’e ihanet içerikli tweetleriyle de safını ortaya koymuştur.

 

Ortadoğu’dan su gibi fışkıran, içerisindeki her zerrede mazlum ümmetin hakkının olduğu milyonlarca varil petrolü kendi lüks ve şehvetleri için kullananlardan bunun hesabı sorulmaz mı hiç?

Rabbimizin, “Onlar size zarar vermek için fırsat beklerler ve sizi sıkıntı içinde görmekten mutlu olurlar. Görmüyor musunuz düşmanlıkları ağızlarından taşıyor! İçlerinde sakladıkları ise daha büyüktür” diyerek uyardığı, Müslüman kardeşlerimize her türlü zulmü reva gören kâfirlere, hürmette kusur etmeyenlerin, karada dahi yılanlara sarılma zilletini gösterenlerin bu yaptıkları yanlarına kalır mı hiç?

İnanç ve kimlikleriyle taban tabana çelişen yaşantıların- söylentilerin, Filistin’e karşı hain, Yahudi’ye karşı hayran duruşların cezası Allah katında ağır olmaz mı?

Bu müslümancıklar ince bir hesaptan geçecekleri Kıyamet gününden hiç korkmazlar mı?