Fıkıh

Oruç Hakkında Bilinmesi Gerekenler

Paylaş:

 

Ramazan orucu Kitap, Sünnet ve İcma ile farz kılınmıştır. Özürsüz olarak terki büyük günahlardandır. Rabb’imiz Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurmuştur: “Ey mü’minler! Oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi, size de farz kılınmıştır ki sakınasınız.[1] Peygamberimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem ise: “Özürsüz olarak tutulmayan bir günlük Ramazan orucunun kaçırılan sevabı bütün zaman süresini oruçlu geçirmekle dahi karşılanamaz.[2] Diyerek Ramazan orucunun önemini vurgulamıştır.

Ramazan’da bilinmesi gereken birtakım fıkhi meseleler vardır.

Niyet: Orucun niyeti, kalpten oruç tutmaya karar vermiş olmaktan ibarettir, dil ile söylemek şart değildir.

Ramazan orucu, belirli bir güne adanmış adak oruç ve nafile oruca akşamdan, kaba kuşluğa kadar niyet edilebilir. Ramazan takvimle ve hesapla değil, Ramazan hilalinin görülmesiyle ya da Şaban ayını otuza tamamlamakla başlar. “Hilali gördüğünüz zaman oruç tutunuz ve hilali görünce de iftar ediniz.[3]

Ramazan’a başlarken Şaban’ın son günü mü, Ramazan’ın ilk günü mü diye şüpheye düşülen güne “şek günü” denilir. Bu günde konuyu iyi bilmeyenlerin oruca niyet etmemesi daha iyidir. Ancak Ramazan hilalinin görüldüğü ilan edilirse o gün şüpheli olmaktan çıkar, Ramazan olduğu kesinleşir. O günü oruçlu geçirmek, eğer niyet edilmediyse kaza etmek gerekir.

Bayram da hesapla değil, Şevval hilâlinin görülmesiyle başlar. Ancak bayram hilâlini en az iki adil şahidin görmüş olması gerekir.

Orucu Bozup Sadece Kaza Etmeyi Gerektiren Şeyler:

• Oruca niyet etmeden yemek.

• Güneş batmadığı halde battı sanarak iftar etmek.

• Şafak söktüğü halde sökmediğini sanarak sahur yapmak.

• Âdet ya da lohusalık durumu.

Bunlar sadece kaza ile yetinirler.

Orucu Bozup Kefareti Gerektiren Şeyler:

• Gıda ve ilaç türünden vücuda yarar sağlayan bir şeyi kasten yemek ve içmek.

• Kan aldırıp ya da gıybet edip orucu bozuldu sanarak yiyip içmek suretiyle kasten orucunu bozmak.

• Kasten cinsel ilişkide bulunmak.

Kasten yapılmış olsalar da orucun bozulup kefaretin gerekmediği durumlar:

• Yenilmesi arzu edilmeyen ve gıda özelliği taşımayan taş, demir ve çelik gibi şeyleri yutmak.

• Kendi isteği ile bilerek ağız dolusu kusmak.

• Burundan alınan sıvının boğaza ulaşması.

• Kulağa ilaç, yağ vb. bir şey akıtmak.

• Derin yaraya, karın boşluğuna işleyecek özellikte ilâç koymak.

• Baştaki yarığa ilaç akıtmak.

• Unutarak yedikten sonra orucu bozuldu sanıp kasten yemek.

• Uyurken birisinin boğazına su döküp midesine gitmesi.

• Ramazan’a niyet etmeden yemek.

• Yanılarak yemek.

• Zorla yedirilmek.

ORUCU BOZMAYAN ŞEYLER

Kan aldırmak, macunsuz diş fırçası ve misvak kullanmak, koku sürünmek, sürme çekmek, kulağa su kaçması, kendi isteğiyle ağız dolusundan az kusmak, boğazına toz, duman veya sinek kaçması, dişleri arasında kalıp toplamı nohut tanesinden az yiyecek kalıntılarını yutmak (nohut tanesi kadar olursa kaza gerekir), karnına ok, mızrak veya kılıç girmesi, suya girmek, yüzmek, yemeğin tadına dili ile bakıp tükürmek, çiğnenmiş, renksiz ve tatsız sakız çiğnemek (bu mekruhtur), yağlanmak, unutarak yemek içmek veya cima etmek, uyurken ihtilam olmak.

ORUÇ TUTMAMAYI MEŞRU KILAN ÖZÜRLER

• Oruçla hastalığının uzamasından ya da artmasından korkulan hasta.

• Sefer süresi kadar (90 km ya da 18 saat) yola çıkan yolcu.

• Oruca güç yetiremeyen ihtiyar. (Her gün için bir fitre verir. Sonradan güçlenirse ayrıca kaza etmesi gerekir.)

• Bir hastalık nedeniyle kendine ya da çocuğuna gerçekten bir zarar gelmesinden korkulan hamile kadın. (Müslüman ve güvenilir bir doktorun raporu ile)

• Kendine ya da çocuğuna gerçekten bir zarar gelmesinden korkulan emzikli anne ya da sütanne.

Ayrıca oruç hakkında şu hususların da bilinmesi gerekir.

Ramazan Bayramı’nın ikinci günü, altı günlük Şevvâl orucuna başlanılması sünnettir. Ramazan Bayramı’nın ilk günü ve Kurban Bayramı’nın tamamında oruç tutulması ise haramdır.

Oruçlunun iftarda acele etmesi, sahuru son anına kadar geciktirmesi müstehaptır.

Oruçlu iken boğazına kaçmamak şartıyla bir şeyin tadına bakmak, yutmadan çiğnemek, kendine güveni olmayanın kucaklaşması mekruhtur; ancak orucu bozmaz.

Orucunu yemekte olan âdetlinin âdeti ya da lohusanın âdeti gündüzleyin sona ererse o günü akşama kadar oruçlu gibi geçirmeleri efdaldir; ayrıca kaza etmeleri de gerekir.

Ramazan orucunun kefaretinin aralıksız tutulması gerekir. Kadının âdet görmesi buna engel değildir. Adeti bitince oruca kaldığı yerden devam etmelidir.

İTİKÂFIN ŞARTLARI

• Niyet: Niyetsiz itikâf olmaz. Nezredilen itikâfta niyetin ayrıca dil ile ifade edilmesi gerekir.

• Mescit: Erkeğin itikâfı cemaatle beş vakit namaz kılınan mescitte olmalıdır.

• Oruç: Vacip olan itikâf için oruç şarttır. Sünnet olan itikâf, Ramazan ayında olduğu için zaten oruçlu bulunma şartı yerine getirilmiş olur.

• Temizlik: Kadınların hayız ve nifastan temiz olmaları gerekir. Cünüplük oruca mani olmadığı gibi, itikâfı da bozmaz. İtikâfa giren, cami içinde iken ihtilâm olursa dışarı çıkarak gusül abdesti alır ve yeniden itikâfa devam eder.

İtikâfta erginlik çağına gelmiş olmak şart değildir. Bu nedenle mümeyyiz bir çocuğun itikâfı da geçerlidir.

İtikâf için Ramazan’ın son on günü ve cemaati kalabalık olan mescit tercih edilmelidir.

İtikâf sırasında kötü ve çirkin söz söylememek, itikâf günlerinde Kur’an, hadis, Allah’ı zikir, tefekkür, ibadetle meşgul olmak ve temiz elbise giyip güzel kokular sürünmek itikâfın adaplarındandır.

Kadının itikâfa girebilmesi için eşinin iznini alması şarttır, evlerinde namaz için ayırdıkları odada itikâfa girebilirler.

İTİKÂFI BOZAN ŞEYLER

Herhangi bir ihtiyaç yokken mescitten dışarı çıkmak.

Bayılmak.

İlişkide bulunmak. Kur’an-ı Kerim’de “Mescitlerde itikâfa çekildiğinizde kadınlarınıza yaklaşmayın.[4] buyurulur.

İtikâfa giren kimse mescitten ancak şer’î, zaruri ve tabii ihtiyaçları için çıkabilir.

Küçük ve büyük abdest bozmak için mescitten dışarı çıkılması tabii bir ihtiyaçtır.

İçerisinde bulunduğu mescitten zorla çıkarılması ya da şahsı ve eşyası hakkında korkusu sebebiyle başka bir mescide taşınmak için çıkması ise zaruri ihtiyaç sebebiyle çıkıştır.

Bunların dışında mescidden çıkmak itikâfı bozar. İtikâfta olan kimsenin yemesi, içmesi, uyuması ve ihtiyacı olan şeyleri satın alması mescitte olur. (İbn Abidin, Reddü’l-Muhtar)



[1] Bakara, 183

[2] Tirmizi, Savm 27

[3] Buhari, Savm 1776

[4] Bakara, 187