Denemeler

Tevhidî Haykiriş

Paylaş:

Zaman; yaratma zamanıydı; “OL” dedi Rahman oluverdi kâinat ve başladı insanın yeryüzündeki halifelik görevi. İnsanları kula kulluk yapmaktan alıkoyup bir olan Allah’a yöneltecekti…

Zaman; tevhitle şirkin mücadele etme zamanıydı! Çıktı meydana Nuh Aleyhisselam’lar ve haykırdı ömrünün sonuna dek hakkı!

Zaman; tevhit gemisi yapmak, İbrahim’ce çağın tüm putlarını baltalayıp; İsa’ca hakkı haykırarak, mübarek dava yolunda Zekariyya’ca testere ile doğranmak zamanıydı!

Zaman; şirkten bunalıp girilen Hiralardan Tevhit boyasıyla çıkarak yeryüzünü boyamak ve

Bundan sonra; Kelamullahı yeryüzüne hâkim kılma zamanıydı! Çıktı meydanlara Allah’ın aslanları!

Ve kırdılar şirkin belini, Tevhit sancağını dalgalandırarak! Haykırdılar çağın Ebu Cehillerine, hâkimiyetin kayıtsız şartsız Allah’a ait olduğunu!

Zaman; ilim zamanı oldu, çıktı Tevhit kalemiyle meydana İmam-ı Azamlar, İmam-ı Şafiler!

Nefis tezkiyesi gerekince; tasavvufun önderleri geldi bir bir; Abdulkadir Geylaniler, Şah-ı Nakşibendiler

Ve sonra ümmet unuttu görevini, zamanın gerektirdiğini, anın vaciplerini! Gömüldü koyu bir karanlığa, huzuru maddede aradı. Oysa zaman ne dünyaya dalma ne de Allah’ın makamına başkasını koyup onu otorite sayma zamanıydı.

Ve Şimdi; Ümmet anın vacibini bilerek diriliyor!

Artık zaman; Çağın sahabesi olma zamanı, ümmetin uyanma, İslam’la temizlenip iman zırhını giyme zamanı! Hakla batılın karıştığı dönemde Furkan olma zamanı!

Ve zaman Kelime-i Tevhidi dünyaya hâkim kılıp, İslam Medeniyeti kurma zamanı!