Serbest

Vakfımızı Tanıyalım Eğitim Esaslarımız

Paylaş:

İnsanı yaratan Allah Azze ve Celle Rab’dir. Rab ise; gerçekte ‘terbiye eden’ demektir. Eğitim esaslarının çeşitliliği, insanın tek yünlü değil, çok yönlü bir varlık olmasından kaynaklanmaktadır. İnsan gibi karmaşık bir varlığı onu yaratanın bildirdiği eğitim esaslarına göre değil de insanların ortaya koyduğu nakıs ve yanlış eğitim esaslarına göre eğittiğimizde nakıs ve yanlış eğitilmiş insanlar ortaya çıkacaktır. Kur’an-ı Kerim bizlere, insanın özündeki hayra temayülün muhafaza edilmesi yani fıtratını koruması ve ruhî eğitiminin devam ettirilmesi için gerekli olan bütün vitaminleri vermiştir. Bu vitaminlerin her biri, insanın manevi hayatı için büyük bir önem arz etmektedir. Rabbimizin Kur’an vasıtasıyla bildirdiği eğitimin dört vitamini, yani dört temel esası vardır. Bunlar;

                İMAN     

                İman; her fiile anlam kazandıran temel bir duygudur. Yapılan tüm işler onunla bir değer kazanır. Allah’a iman inancı ise, iman esaslarının başıdır.

                İnsanlığın tarihsel sürecine baktığımızda, salt Allah’ı reddetme düşüncesinin hiçbir zaman revaç bulmadığı görülecektir. Allah’ın insana bahşettiği imana olan fıtri eğilim, insanı yaratıcıya temayüllü hale getirmiştir. Ancak yaratıcı olarak Allah’a iman eden birçok insan, Allah’ı emredici olarak görmemiştir.

                İşte Kur’an-ı Kerim Allah’ın yaratma sıfatını bildirdikten sonra, bunu anlayan insandan Allah’ın otoritesine teslim olmasını beklemektedir. ‘Dâiyallâh’ (Allah’a davet eden) olan Kur’an, nasıl bir Allah’a iman etmemiz gerektiğini ayetlerle ortaya koymaktadır. “Dikkat edin! Yaratmak da hükmetmek de ancak Allah’a aittir”1 ayeti, Allah’ın yaratma sıfatının yanı sıra, emretme sıfatının da olduğunu vurgulayarak, böyle bir Allah’a imanın hakiki iman olduğunu bildirmektedir.

                İBADET

                “Ben insanları ve cinleri yalnız bana kulluk için yarattım”2 buyuran Allah Azze ve Celle, insanları kula kulluktan kurtarmaktadır. Bu çağrısıyla aslında insanı birçok ilahtan kurtaran Rabbimiz, gerçek özgürlüğün de Allah’a kullukta olduğunu bildirmektedir.

                İnsanın yaratılış gayesini Allah’a kulluk olarak belirleyen Kur’an, “Allah’a kulluk edin ve O’na hiçbir şeyi ortak koşmayın”3 çağrısı ile ise, kulluğu tevhide bağlamaktadır. Yani hakiki kulluk (ibadet), bir olan Allah’a irca edildiğinde, Allah katında kayda değer bir ibadet olarak yazılacaktır.

                Kulluğun ayrılmaz parçası ise, itaat anlayışıdır. Allah’ın yanı sıra başka mercilere, Allah’a rağmen itaat ederek, kulluğu sadece Allah’a hasretmeyenler, namazda kırk defa tekrarladığı “iyyekena’büdü” (yalnız sana ibadet ederiz) sözünü tutmayanlardır. İbadetin ruhunu ise, ‘gönülden itaat’ anlayışı oluşturmaktadır. Kullukta istenilen kıvama gelen insan; özellikle farz ibadetler konusunda hassas, haramlardan ise şiddetle kaçınan bir insan olacak ve böylece Rabbine yaklaşacaktır.

                AHLÂK

                ‘Güzel ahlâk, hakkı hak sahibine vermeyi gerektirir’ der Muhterem Alparslan Kuytul Hocaefendi. Ahlâklı bir toplum oluşturmamızın belki de birinci adımı, insanımıza bu anlayışı vermekle atılabilir. ‘Allah’ın hakkını Allah’a verme’ anlayışı, güzel ahlakı yaşamaya ve yerleştirmeye çalışan davetçinin idealidir. Elbette bu anlayışı vermeye çalışan mübelliğin İslamî ahlak ile donanması elzemdir. Ancak bugünkü toplum literatüründe bazı kavramlar o kadar dejenere edilmiş, o kadar derinliğini kaybetmiştir ki, ‘ahlak’ kavramı da bu dejenerasyondan nasibini (!) yeterince almıştır. Allah’ı tanımayan insana dahi ‘güzel ahlaklı’ denilen şu toplumda, ahlakı yeniden tanımlamak ve ahlaklı insan profilini yeniden çizmek bir zorunluluk olmuştur.

                “Muhakkak ki sen en yüce ahlak üzeresin”4 buyuran Kur’an-ı Kerim, güzel ahlaklı insanın nasıl bir insan modeli oluşturacağını, Hz. Peygamberi örnek göstermek suretiyle pratik olarak ortaya koymaktadır. “O’nun ahlakı Kur’an idi” buyuran Hz. Aişe Radıyallahu Anha ise Hz. Peygamberin, ahlâk kriterlerini Kur’an’dan aldığını vurgulamaktadır. Kur’an; insanın davranışlarında, insanlara karşı (kâfire, münafığa, mümine…) yaklaşımında, zihniyetinde şekillendirici bir öneme sahiptir. İşte Hz. Peygamberin hayatı, Musavvir (şekil veren) olan Allah’ın gönderdiği Kur’an’ın pratik tezahürüdür. Emin, çalışkan, cömert, sadık, vefalı, dünyaya dalmayan-ahireti tercih eden, dünya hayatını Allah’ın istediği gibi şekillendiren, kâfiri ve küfrü hoş görmeyen Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem, tüm Ümmet-i Muhammed için model insan olmaktadır. Çünkü güzel ahlâkta zirveye çıkan ve Allah’ın dahi övgüsüne mazhar olan o yüce şahsiyet, bizim ahlakta da ÖNDERİMİZDİR.

CİHAD

                İslam dini insana aksiyon kazandıran bir dindir. Verdiği hareket ruhu ile gerek ferde gerekse de topluma, hayatı nasıl daha verimli ve dinamik yaşaması gerektiğini öğretmektedir. İşte kazandırılan bu hareket ruhuna verilen isimdir ‘Cihad.’ Cihadın kelime manası; “gayret göstermek, mücadele etmek” demektir. Allah yolunda gayretin göstergesi ise, çiledir. Çile çekmeden gayret etmek, gayret etmeden de Allah’a yaklaşmak mümkün değildir. Bundan dolayı Hz. Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem; “Müminin ruhbanlığı cihaddır”buyurur. Münzevi bir hayat yaşayanın Allah’a yaklaşma hayali gerçekçi olmayacaktır. Kalabalıkların arasında yalnız kalabilmek, onlarca hizmet meşgalesinin içerisinde Allah için yorulduğunu bilmek, bir insanın hidayet bulması için sarp yokuşu tırmanırcasına nefesini tüketmek kadar, insanı Allah’a yaklaştıracak gerçek bir duygu yaşanamaz.*

                “İman kök, ibadet gövde, cihad ve güzel ahlâk ise meyvesidir. Kök ve gövde sağlam değilse meyve vermesi mümkün değildir.”

                -Alparslan KUYTUL Hocaefendi-

  • Öncü Neslin eğitim esaslarının ilki imandır.

Öncü Nesil sarsılmaz, sağlam bir imana sahiptir. Rabbini tanır, Rabbini sever. Yaratıcı ve hükmedici olarak ancak Allah’ı bilir.

  • Öncü Neslin eğitim esaslarının ikincisi ibadettir.

Öncü Nesil Allah’a gönülden itaat eder. İbadete âşıktır. Öncü Nesil ancak Allah’a kulluk eder ve ancak O’ndan yardım ister.

  • Öncü Neslin eğitim esaslarının üçüncüsü ahlâktır.

Öncü Nesil Peygamberinin güzel ahlâkıyla ahlâklanan nesildir. Öncü Nesil, kendisine bakıldığında Allah ve Rasulü hatırlanan nesildir.

  • Öncü Neslin eğitim esaslarının dördüncüsü cihaddır.

Allah’ın dünyasında Allah’ın dediği oluncaya kadar mücadele edecek bir nesildir ÖNCÜLER!

Öncü Nesil, bâtıla, zalimlere ve müstekbirlere karşı mücadele eden ve İslam Medeniyeti’ni kuruncaya kadar bu mücadeleden ayrılmayacak bir nesildir.

Öncü Nesil;

İman, ibadet, ahlâk ve cihadla yoğrulan Kur’an neslidir.

Kur’an ahlâkı ile ahlâklanmış bir nesildir.

Tüm dünyada Kur’an’ı hâkim kılacak bir nesildir.

Kur’an’ı, hayat rehberi edinmiş bir nesildir!

NE MUTLU ÖNCÜ NESİL OLABİLENLERE!