Denemeler

Aksa Tufanı Sonrası Medyadaki Algılar ve Yapılması Gerekenler Bağlamında Filistin Meselesi

Paylaş:

Ümmetin kanayan yarası Filistin, Amerika ve Avrupa’nın desteğiyle kurulan İsrail tarafından 1948 yılından beri peyderpey işgal edilmektedir. Tüm dünyanın üç maymun rolüne büründüğü bu işgal devam ederken diğer taraftan Filistin halkı 75 yıldır haksız yere zulme maruz kalmaktadır. Başlarına bombalar yağdırılması, çocukların ve sivillerin öldürülmesi, gıda, elektrik ve suların İsrail tarafından kesilmesi ve burada sayamayacağımız onlarca baskı ve zulmü Filistin halkı yıllardır yaşamaktadır. Filistin’de yaşanan bu zulme karşı HAMAS, 7 Ekim’de “Aksa Tufanı” adını verdiği bir direniş operasyonu gerçekleştirdi. Yıllardır ezilen, öldürülen, başına bombalar atılan Filistin’in şerefli direnişçilerinden oluşan HAMAS, bu operasyonda onlarca İsrail askerini öldürürken çok sayıda esir almayı da başardı. Bu durum, dünyanın süper gücü ABD’ye sırtını dayayan ve yenilmez gibi görünen İsrail’e vurulmuş çok ciddi bir darbeydi. İsrail’in güçlü gibi görünen imajı bir avuç HAMAS’lı direnişçi sayesinde yerle bir olmuştu. Bu durumu hazmedemeyen İsrail, 75 yıldır yaptığı gibi yine Filistin’e bombalar yağdırmaya, kadın çocuk demeden katletmeye başladı. Bir yandan saldırılar devam ederken öte yandan özellikle sosyal medyada HAMAS’a karşı algı operasyonları ve İsrail’in zulmünü kamuoyunda meşru gösterme çalışmaları yapıldı. Bu yazımızda sosyal medyadaki algı operasyonlarına cevap verecek ve bir Müslüman olarak bireysel anlamda Filistin için neler yapabileceğimize dair birkaç tavsiye ile yazımızı nihayete erdireceğiz.

Her şeyden önce İsrail’in Filistin topraklarına gelme amacına değinmek gerekmektedir. Dünyada yaklaşık 20 milyon Yahudi bulunmaktadır. Bunların bir kısmı Avrupa’da, bir kısmı ABD’de ve büyük çoğunluğu da Filistin’dedir. Filistin’de olan Yahudilerin ise büyük bir kısmı 1900’lü yılların başlarından itibaren peyderpey oraya yerleştirilen Siyonist Yahudilerdir. Siyonist Yahudiler, başkenti Kudüs olan ve Türkiye topraklarının da bir kısmının içinde olduğu “Arzı Mev’ud”a ulaşma hayalini taşır ve bu idealin fanatikliğini yaparlar. Amaçları bu topraklarda Kudüs merkezli büyük İsrail krallığını kurmaktır. Çünkü onlara göre Tanrı, bu toprakları onlara vaat etmiştir. İsrail’in bu bölgedeki amacına kısaca temas ettikten sonra Şimdi de sosyal medyada yapılan yanlış algılara yer verelim.

              Bir kısım insanlar HAMAS’ın yaptığı saldırıyı bahane göstererek İsrail’in işgalini meşru görüyorlar. Peki HAMAS’ın Aksa Tufanı operasyonu İsrail’in saldırılarını meşru kılar mı?

  1. Evvela şunu iyi anlamak gerekir ki İsrail’in Gazze’ye saldırması için böyle bir karşı saldırı olmasına gerek yoktu. Zaten İsrail, 75 yıldır büyük küçük onlarca saldırı yapmış, binlerce insanı öldürmüştür. Bundan dolayı dünya kamuoyu da İsrail’den bir izah talep etmemektedir. Çünkü yıllardır Batı ve ABD, İsrail’in zulmüne sessiz kalmakta daha da ötesi bunu desteklemektedir.
  2. Öte yandan HAMAS, bu kadar büyük bir saldırıyı ilk kez yapıyor, bu doğrudur. Fakat zaten HAMAS daha önceleri bu kadar büyük olmasa da benzer saldırılar yapıyordu. Bu sefer daha ciddi bir hazırlık yapıp hem de Yahudilerin tatili olduğu cumartesi gününde ve bir bayram kutlaması sebebiyle eğlenceye daldığı bir gecede, HAMAS İsrail’i gafil avlamayı başarmış durumda. Yani hem HAMAS iyi hazırlanmış hem de İsrail gafil yakalanmış durumdaydı.
  3. Bazı Müslümanlar çok güçlü olmayan HAMAS’ın taarruza kalkışmasını bir intihar girişimi olarak görmektedirler. HAMAS’ın İsrail kadar maddi olanaklar açısından güçlü olmadığı bir gerçektir. Fakat bu gözle bakarsak Taliban’ın da Rusya ve ABD’yi yenmesi mümkün değildi. Ama Allah’ın yardımı ve mücahitlerin azmi ile bir avuç insan koca devletlere boyun eğmedi. Müslümanlar olarak bazen bu konulara sadece mantıki çerçeveden bakıp Allah’ın yardımını göz ardı ettiğimizin farkına varmalıyız.
  4. Ayrıca savaşan HAMAS olsa da HAMAS’ın arkasında başta İran olmak üzere Ortadoğu’da İsrail gibi bir devletin olmasından rahatsız olan devletler de olduğunu unutmamak gerekiyor.
  5. Unutulmaması gereken diğer bir konu ise Filistin halkının yıllarca İsrail ile savaşmış olması, cihada alışması ve zalime boyun eğmeme konusunda ümmete örnek olduğu gerçeğidir. Onlar için şehadet, ekmek ve su gibi bir şey olmuştur artık. Böyle bir halkın zaman zaman direniş ve kıyam örnekleri göstermesini garipsememek gerekir.
  6. İsrail, her ne kadar askeri mühimmat ve güçlü silahlara sahip olsa da sonuçta onları kullananlar insanlardır. Kur’an’ın ifadesi ve tarihin de şahitliğiyle biz biliyoruz ki Yahudiler ve İsrail askerleri çok korkak bir yapıya sahiplerdir. Onlar cesur Müslüman gördüklerinde arkalarına bakmadan kaçarlar. Askerleri dünyayı çok severler ve ölmek istemezler. O yüzden İsrail’i gözümüzde olduğundan fazla büyütmek de doğru değildir.

Burada ifade edilen maddelerden de anlaşılacağı üzere HAMAS’ın yaptığı direniş ve taarruz haklı ve meşrudur. Toprakları işgal edilen, yıllardır gerekçesiz bir şekilde öldürülen bir halktan her şey normalmiş gibi davranmasını bekleyemezsiniz. Ne yapmalılardı; direnmeden, sessiz sessiz ölmeli miydiler? Zaten ölmüyorlar mı? En azından mücadele ederek izzetli bir şekilde şehadeti seçiyorlardı. Dolayısıyla HAMAS’ın Aksa Tufanı operasyonunu desteklemek doğru, hatta gerekli bir tavırdır.

              Peki onlar için bireysel olarak neler yapabiliriz? Şimdi madde madde bunları sıralayalım:

  1. İsrail Ürünlerini Boykot Etmek

Kardeşlerimiz için yapmamız gereken en önemli şeylerden birisi İsrail ürünlerini boykot etmektir. Elbette bundan yüzde yüz kaçınmak mümkün değildir ama elimizden geldiği kadarını yapabiliriz. İsrail’e açıktan destek veren ve ülkemizde birçok şubesi bulunan firmaları bilmeli ve olabildiğince onlardan alışveriş yapmamaya özen göstermeliyiz. 

Şöyle ki; dükkânı olan satmamalı, parası olan almamalı ve sosyal medyada herkes protesto etmeli. Kahveyi Starbuckstan içmezsek ölmeyiz. McDonalds’tan hamburger yemezsek kıyamet kopmaz. Coca Cola içmezsek dünyanın sonu gelmez. Ancak bu firmalardan alışverişe devam edip onların kazancına destek olarak Filistin’de binlerce kardeşimizin kanına girebiliriz. Özetle bunlar vazgeçilmez şeyler değildir ve herkes elinden geldiğince bu boykota destek olmalıdır.

  1. Sosyal Medyada Zulmü Duyurmak

Filistinli kardeşlerimizin mazlumiyetini ve İsrail’in zalimliğini herkese duyurmalıyız.

Hz. Ali’nin: “Bir zulmü engelleyemiyorsanız onu herkese duyurun” sözünü şiar edinmeliyiz. Bilhassa HAMAS ve Filistin aleyhine algı operasyonlarının yapıldığı böyle bir zamanda hem zulmü duyurmak hem de bu algıları bertaraf etmek her Müslümanın üzerine düşen önemli bir vazifedir.

  1. Onlar İçin Dua Etmek

Dua çok güçlü bir silahtır. Allah’ın yardımı ve görünmez orduları ancak dua ile desteğe gelir. Bu yüzden kardeşlerimiz için her namazda dua etmeyi ihmal etmemeliyiz.

  1. Öfkemizi Büyütmek

Her gün bebek, çocuk, kadın, erkek, masum dinlemeden katliamlara imza atan kafirlere ve zalimlere karşı içimizde öfke duymalıyız. Mü’minlere merhamet ve kafirlere öfke ile dolmalı kalbimiz. Böylesi zamanlar bu duyguların kazandırılması için bir mektep niteliğindedir. Evlatlarımızı ve talebelerimizi de bu hasletler üzerine yetiştirmeliyiz.

  1. Kendimizi Yetiştirmek

İsrail’in bu zulmü yapmasının temelinde Müslümanların tembelliği ve gafleti bulunmaktadır. O yüzden İslam namına ne iş yapıyorsak onu daha iyi yapma gayretinde olmalıyız. Şuurlu, bilgili ve kaliteli Müslümanlar olarak kendimizi yetiştirmeye özen göstermeliyiz.

  1. Dünya Sevgisi ve Ölüm Korkusundan Kurtulmak

Bugün Müslümanların yeryüzünde hiçbir ağırlığı yoksa, sözü değerli değilse, zulme uğruyorsa bunun temel nedeni Efendimiz’in de bir hadisinde belirttiği üzere ‘dünya sevgisi ve ölüm korkusu’dur. Bu iki kötü hasletten kurtulanlar Filistinli kardeşlerimiz gibi cesur ve şehadet aşığı olmaya namzettirler.

  1. Ümmetin Uyanışı İçin Çalışmak

Herkes kendi işinde gücünde olursa, ümmetin derdini kimse dert edinmezse bu ümmet nasıl uyanacaktır? Bu yüzden herkes İslami eğitim ve hizmet çalışmalarında yer almalıdır. İnsanları Allah’ın dinine davet etmeli ve İslami mücadelede koşturmalıdır.

Filistin için yapılması gerekenler elbette bunlarla sınırlı değildir. Çok daha fazlası yapılabilir, yapılmalıdır. Herkes elini taşın altına koymadan, gelecek nesilleri İslam üzere yetiştirmeden, ümmetin uyanışı için önemli fedakarlıklar yapmadan Filistin kurtulmayacaktır. Gerçekten Filistin’in kurtuluşu konusunda samimi olanlar ciddi fedakarlıklar yapmayı ve büyük bedeller ödemeyi göze almalıdırlar.

Hâlâ aktif direnişi devam eden ve tüm dünyaya Müslümanca duruşu gösteren HAMAS’a, evleri bombardıman altında olmasına rağmen dillerinde “Hasbunallah ve ni’mel vekil” sözleri eksik olmayan Gazze halkına ve Hakk’ın safında yer alma adına İsrail’e ve işbirlikçilerine lanet edip, mü’minlerin yanındaki safını net ve sert bir tavırla belli eden tüm Müslümanlara selam olsun…  Allah’a emanet olun.