Yılın Hedefi

Asırlardır Süregelen Geleneğimiz: Ziyaretleşme

Paylaş:

Sosyal yapının sağlamlığı, toplumun çekirdeğini oluşturan ailenin sağlamlığıyla, aile bireyleri ve akraba arasında sıcak ilişkilerin ve güven ortamının bulunmasıyla yakından ilgilidir. Batı’da sanayileşme, şehirleşme, iş bölümü ve geçim mücadelesi gibi birçok âmil, ailelerin parçalanmasına, aile fertleri ve akraba arasında bağların kopmasına yol açmış; neticede fertleri, bireyselleşen ve maddîleşen bir dünyada acımasız bir rekabet ortamına sürüklemiştir. Batı toplumu bu olumsuz gelişmeleri huzurevleri, genel işsizlik ve sağlık sigortası, tebrikleşme, noel ve doğum günü partileri gibi bazı kurum ve etkinliklerle bir ölçüde telâfi etme çabasındadır.

Doğu toplumlarında özellikle de Müslümanlar arasında aile ve akrabalık bağları daha güçlü, bu yönüyle toplumsal örgü daha sağlamdır. Bunda henüz Batı’daki gelişim(!) safhalarının yaşanmamış olmasının etkisi bulunmakta, İslâm dininin anne babaya saygı, komşu ve akrabayı gözetme ve onlarla iyi ilişkiler içinde olma yönündeki telkin ve tavsiyelerinin de önemli payı vardır. Kur’an’da münafıkların belirgin özelliği olarak yeryüzünde bozgunculuk yapmaları ve akrabalık bağlarını koparmaları gösterilir.1 Rasûl-i Ekrem de hısım ve akrabası ile bağlarını kesen kimsenin bulunduğu meclise rahmetin inmeyeceğini, böyle kimselerin cennete giremeyeceğini belirterek2 ciddi bir uyarıda bulunmuştur. Bir başka hadisinde de iyiliklerden en mükemmelinin bir kimsenin baba dostunu görüp gözetmesi3 olduğunu bildirmiştir.

Hz. Peygamber’in yakın ve uzak akrabayı ziyaret etmeyi, hastayı ziyaret edip onun gönlünü almayı, ihtiyacı varsa ona yardımcı olmayı teşvik eden hadislerinin sayısı bir hayli fazladır. Ramazan ve Kurban Bayramlarının önemli bir işlevi de aile bireyleri ve akraba arasında ziyaretleşmeyi, dayanışma ve kaynaşmayı arttırmaktır. Aynı şekilde yakınını kaybeden kimselerin, ziyaret edilip taziyede bulunulması da gerekir. Bütün bunlar hem dinî bir vecibe hem de bir Müslümanın diğer din kardeşi üzerindeki hakkıdır.

Yüce dinimiz İslam, Müslümanları birbirlerinin kardeşleri olarak ilan etmiş ve onlara bu kardeşliklerini pekiştirecek, aralarındaki sevgi ve saygıyı arttıracak şeyleri emir ve tavsiye buyurmuştur. İnsanlar arasındaki sevgi ve saygının artışına sebep olan en önemli etkenlerden birisi de ziyaretleşmelerdir. Ziyaretlerin dünyadaki faydalarının yanısıra bir de ahirette insana kazandırdıkları uhrevi kazançları vardır. Bir hadis-i şerifte Rasulullah, Müslümanlara yedi şeyi yapmalarını emretmiş, yedi şeyden de kaçınmalarını istemiştir. Yapılmasını istediği şeyler şunlardır: “Cenazenin arkasından gitmek, hastaları ziyaret etmek, davete icabet etmek, mazluma yardım etmek, verilen sözü, yapılan yemini yerine getirmek, verilen selamı almak, aksırana dua etmek.”4  

Tamamen sosyal ilişkileri düzenleyecek özellikte olan bu emirler içinde hasta ziyaretinin de bulunmasına dikkat edilmelidir. Hz. Peygamber, aşağıdaki hadis-i şerifinde de hasta ziyaretinin önemine işaret buyurmuştur: “Esiri kurtarınız, açı doyurunuz, hastayı ziyaret ediniz.”5

Bir müslüman, anne ve babasından başlamak üzere, bütün yakınlarını, komşularını, tanıdıklarını, dava arkadaşlarını ve dostlarını ziyaret etmelidir. Özellikle bayramlar ziyaret için uygun günlerdir. Düğün, sünnet, ölüm gibi olaylardan sonra tebrik veya taziyede bulunmak için de ziyaretler yapılmalıdır.

               

Ziyaretleşmelerde Uyulması Gereken Kurallar

Müslümanların, yapmaları gereken ziyaret hangi çeşit ziyaret olursa olsun, bu ziyareti gerçekleştirirken, bazı hususlara dikkat etmeleri, ziyaret adabını titizlikle yerine getirmeleri gerekir. Bu ziyaret adabına riayet edilmediği zaman, ziyaretten beklenen faydalar elde edilemez. Memnun edilmek istenen insanlar, bu kurallara uyulmadığı için belki de üzüntü ve sıkıntıya sokulmuş olurlar. Onun için İslam’ın ve onun yüce peygamberinin ziyaret hususunda ortaya koyduğu kurallara titizlikle uyulmalıdır ki, ziyaretten beklenen hayırlı neticeler elde edilsin.

  1. Ziyaret için uygun zaman seçilmelidir. Uyku, yemek ve çalışma saatlerinde ziyarete gidilmemeli, zaruret hali olur da bu saatlerde ziyaret yapılacaksa bile önceden haberdar edilmelidir.
  2. Temiz ve derli toplu bir kıyafet giyilmeli, başkalarını rahatsız edecek bir görünümle, kir- pas içinde dağınık bir vaziyette ziyarete gidilmemelidir.
  3. Ziyarete gidilmeden önce mümkünse randevu alınmalı ve ziyaret saati haber verilerek bu saate hassasiyetle riayet edilmelidir.
  4. Ziyarete gidilen eve kapı çalınarak, usulüne uygun şekilde izin istenerek, selam verilerek girilmelidir. Ev sahibinin hal ve hatırı sorularak, sevinci veya kederi, sıkıntısı paylaşılmalıdır. Onu üzecek ve sıkıntıya sokacak şeylerden özellikle kaçınılmalıdır.
  5. Ziyaret gerektiğinden fazla uzatılmamalıdır. Ziyaretin güzel olanı, kısa olanıdır.
  6. Ziyaret edilen yaşlı insanlar sabırla dinlenilmeli, onları üzecek davranışlarda bulunulmamalı, güler yüz, tatlı sözle gönülleri hoş edilmeye çalışılmalıdır.

7.Eğer ziyaret hasta ziyareti ise; hastayı yorucu, moralini bozucu söz ve tavırlardan sakınılmalıdır. Ziyaret mümkün mertebe kısa tutulmalı ve doktorun ziyaretçiler hususundaki talimatlarına uyulmalıdır. Hastalık bulaşıcı bir hastalık değilse, Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in tavsiyesine uyularak eli onun eline veya alnına konularak: “Nasılsınız?” diye hatırı sorularak hastaya bir isteği olup olmadığı sorularak gerekirse maddî yardımda bulunulmalıdır.

  1. Uzaklık veya başka bir sebeple ziyaret edilemeyen eş dost, hısım- akrabadan bir başkasıyla selam gönderilerek, telefonla gönülleri alınmalı, selam, sağlık ve şifa dilekleri iletilmelidir. Şüphesiz bu da ziyaret yerine geçecektir.
  2. Kabirler ziyaret edilirken İslam’ın koyduğu kabir ziyareti adabına uyulmalı, bid’at ve hurafelerden uzak durulmalıdır.
  3. Kutsal mekânlar ziyaret edilirken Peygamber Efendimizin uyarıları dikkate alınmalıdır.

Bütün bu kurallara uygun yapılan ziyaret ve ziyaretleşmeler müslümanlar açısından dünyevi kazançla birlikte uhrevi faydaları da temin eder ki, bu da Allah’ın rızasına ulaşıp O’nun sevgisini kazanmaktır. Öyleyse ziyaretleşmeleri artıralım, bu ziyaretlerle kardeşlerimizin gönlünü alırken, bir yandan da ahiret ticaretini yapmış olalım.

 

1- Ra’d 25; Muhammed 22

2- Buhârî, Edeb, 11

3-  Müslim, “Birr”, 11-12

4- Buharî, Cenaiz, 2

5- Tecrid, VIII, 404