Haber-Yorum

Haberler

Paylaş:

Türkiye Haberleri

HASAN BİTMEZ EBEDİYETE UĞURLANDI

Saadet Partisi Kocaeli Milletvekili Hasan Bitmez, TBMM Genel Kurulunda yaptığı konuşmada AKP hükümetinin İsrail’le ticareti devam ettirmesine tepki gösterdi ve İsrail’le ilişkileri ortaya koyan bir konuşma gerçekleştirdi. Konuşmasından hemen sonra fenalaşarak hastaneye kaldırıldı ve kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti. İsrail Dışişleri Bakanlığı Halk Diplomasisi Genel Müdürü Emmanuel Nashon bu olaydan sonra, “İsrail’den nefret etmek, sigara içmek gibidir; bağımlılık yapar ama sağlığınız için gerçekten kötüdür” şeklinde tweet attı. Nashon’un bu tweeti sonrasında Hasan Bitmez’i kendilerinin öldürdüğünü ima yolu ile itiraf ettiği iddia edildi. Nashon’un bu tweetini değerlendiren Alparslan Kuytul Hocaefendi şu yorumda bulundu: “Bu tweet ile ‘İsrail’den nefret, sizin başınıza işler açar’ demeye getirmektedir ve adeta bunu ‘biz yaptık’ demektedir. Hasan Bitmez’in içtiği çaya bir şey mi koydular, öncesinde kalp hastalığı mı vardı, Türkiye’den giden gemiler yüzünden çok mu üzüldü, bilmiyorum. İsrailli yetkilinin şu yazdıklarına bakınca onların yapmış olma ihtimali var gibi görünüyor ama tabii kesin bir iddiada bulunamayız. ‘Bize düşmanlık yapıyorsunuz, İsrail düşmanlığı sizde bağımlılık yapıyor ve sizin sağlığınızı bozuyor’ diye alay etmiş de olabilir. Bir suikast yapıldığını ima ediyor da olabilir. Hangisinin doğru olduğunu bilemiyorum. Allah ortaya çıkarsın.”

CHP FABRİKA AYARLARINA DÖNDÜ

İstanbul’da bir derneğin Gazze’de yaşanan soykırımla ilgili bir meydanda çocuk ayakkabıları dizerek suç duyurusunda bulunmak amacıyla başlatmak istedikleri imza kampanyasına İstanbul Büyükşehir Belediyesi izin vermedi. Ayrıca CHP’li Muğla Milas Belediyesi, Yahudi Kültürü projesi adı altında Yahudi cemaatinin kökenlerinin araştırılması, kültür değerlerinin restore edilmesi ve Yahudi kültürünün tanıtılması çalışmalarına başlayacağını duyurdu. CHP’nin bu tutumlarını eleştiren Alparslan Kuytul Hocaefendi seçime yakın bir zamanda bunların yapılmasının CHP’ye oy kazandırmayacağını aksine oy kaybettireceğini söyleyerek şu açıklamayı yaptı: “CHP bugüne kadar kendi gayretiyle iktidara gelemedi. Acaba Amerika ve İsrail bu hükümetle karşı karşıya gelmişken Amerika ve İsrail’in yanında yer almayı ve o sayede iktidara gelmeyi mi düşünüyorlar? Tüm dünyanın lanetlediği saldırılar devam ederken, Filistin’in durumu ortadayken bir CHP’li belediyenin ‘Yahudi kültürünü geliştireceğiz’ demesi, hükümetin Amerika ve İsrail’le arasının bozulmasından istifade edileceği ve onların desteğinin alınması sağlanacağı gibi anlaşılabilir. Eğer böyle düşünüyorlarsa bu şekilde bir yere varamayacaklar ve oyları daha da azalacaktır. CHP, iktidara gelememe sebebini Kemal Kılıçdaroğlu’nda gördü. Hâlbuki Kemal Kılıçdaroğlu’ndan evvel herkesin çok tanıdığı, beğendiği Deniz Baykal varken de iktidara gelemediler. Aslında mesele liderdeki eksiklik değil asıl mesele ideolojidir. Bu ideolojiyle bu halkı kazanamazlar.”

İSRAİL İLE DEVAM EDEN TİCARETE TEPKİ

Türkiye İhracatçılar Meclisi verilerine göre, Türkiye’nin İsrail’e ihracatı Aralık’ta bir önceki aya göre %30,4 artışla 393,3 milyon dolara yükseldi. Gazze’de savaşın sürdüğü Ekim-Aralık dönemindeki üç ayda Türkiye’nin İsrail’e ihracatı geçen yılın aynı dönemine göre %36,4’lük düşüş gösterse de 1 milyar doları aştı. Ekim ayından bu yana işgalci İsrail’in Gazze’ye yönelik katliamı artarak sürerken Türkiye’den İsrail’le ticaretin artarak devam ettiği TÜİK raporlarına da yansıdı. Raporlarda dikkat çeken bir detay ise Türkiye’den İsrail’e silah satışının yapıldığı oldu. TÜİK Kasım ayı verilerine göre, İsrail’e “Silahlar ve mühimmat, bunların aksam, parça ve aksesuarı” kapsamında 79.590 dolarlık ihracat yapıldığı belirlendi. Ayrıca, TÜİK verilerine göre, Türkiye ve İsrail arasındaki ticarette Ekim ayında Türkiye’den İsrail’e toplam 328 milyon 490 bin dolar ihracat yapılırken, İsrail’den Türkiye’ye 79 milyon 555 bin dolarlık ithalat gerçekleşti. Kasım ayında ise Türkiye’nin İsrail’e ihracatı 28 milyon dolar azalarak 300 milyon 936 bin dolara düştü. Buna karşılık İsrail’den Türkiye’ye yapılan ithalat, Ekim ayına göre 47 milyon dolar artarak 127 milyon 734 bin dolara yükseldi. İsrail ürünlerine yönelik Türkiye’de devam eden boykot eylemleri göz önüne alındığında, bu artış dikkat çekti.

TÜİK, Türkiye’den İsrail’e silah satılması ile ilgili haberi, silahların savaş için değil spor ve av amaçlı olduğunu ifade ederek savundu. TÜİK’in bu cevabına karşılık Alparslan Kuytul Hocaefendi şunları söyledi: “Basit silahlı tabanca ya da av silahları gibi silahların parçalarının satıldığı haberi doğruysa bile insan böyle bir zamanda bunu yapmaz. Çünkü sonuçta av silahıyla da tabancayla da insan öldürülür. Gemi gemi mal mülk gönderenler tabi ki zor duruma düştüler ve bu açıklamayı yapmak zorunda kaldılar fakat rezil oldular. TÜİK devlet kurumudur. Devlet kurumunu kullanarak bu rezaleti örtbas etmeye çalışıyorlar. İstediklerine zulmetmek, istediklerini susturabilmek için emniyeti ve mahkemeyi kullandıkları gibi TÜİK’i de kullanıyorlar ve TÜİK ‘Gönderdiğimiz silah parçaları basit silahların parçalarıdır, av silahlarıdır’ diyerek açıklama yaptığını zannediyor. Çocuk mu kandırıyorsunuz? İsrail’de şu an insan avlanıyor hayvan avlanmıyor. Kaldı ki Filistin’de hayvanların yaşayacağı bir yer mi var? Bu bir utançtır. Burada yapılması gereken bu açıklama değil, bu utancı bitirmektir. Halkın karşısına çıkıp “kahrolsun İsrail”, “katil İsrail”, “terörist İsrail”, “devlet terörü yapıyor”, “soykırım yapıyor” diyecek ondan sonra da el altından ticarete devam edeceksiniz hem de silah parçaları göndereceksiniz. Bırakın silah parçaları göndermeyi, demir çelik göndermek bile caiz değildir. Çünkü o demir çelik orada silaha dönüşüyor.”

TÜRKİYE NEREYE GİDİYOR?

Diyarbakır Ulu Cami’de yaptığı İslami konuşmalar nedeniyle ‘Ramazan Hoca’ olarak bilinen Ramazan Pişkin, İstanbul’da işlettiği çay ocağında uğradığı bıçaklı saldırıda öldürüldü. Toplumun sevdiği ve saygı gösterdiği Ramazan Pişkin’in öldürülmesi herkesi derinden üzdü. 9 ayrı suçtan kaydı bulunan katil zanlısı ise yakalandı ve ifadesinde: “Ben kendisini S.M isimli Afgan uyruklu şahıs zannettim. Birine benzettim, o yüzden öldürdüm” dediği ortaya çıktı. Toplumun vicdanını yaralayan bu olay hakkında Alparslan Kuytul Hocaefendi şunları söyledi: “Allah rahmet eylesin. Ailesinin, sevenlerinin, hepimizin başı sağ olsun. Rabbim şehitlerden kabul eylesin. Haksız yere öldürüldüğü ortadadır. HÜDA PAR Adana İl Başkanı Salih Demir de yine bıçakla öldürülmüştü. Anlaşılan bu dönem, bıçakla adam öldürme dönemi... 90’lı yıllarda faili meçhuller vardı. Son zamanlarda ise faili mecnun olaylar olmaya başladı. Bu olayda cinayeti sabıkalılara yaptırdıklarını görüyoruz. Bu öldüren kişinin 9 ayrı suçtan sabıkası varmış. Şimdi yeni yöntem bu. Cinayeti ya bir deliye ya da bir sabıkalıya yaptırıyorlar ve hemen ertesi gün adamı yakalıyorlar. Böylece olay hiç meçhul kalmıyor. Adam yakalanacak ki konu kapanacak. Yakalanmazsa, fail meçhul kalırsa o zaman millet “Derin devlet mi yaptı?” diye şüphe eder. O yüzden hemen yakalıyorlar. Belli ki bir proje var ortada. Tahmin ediyorum ki daha büyük hedefler var. Önce küçüklerle başlıyorlar. Halk buna alıştıktan sonra asıl hedefleri kimse onu öldürecekler. Bir de İstanbul’a gitmesinden rahatsız olduklarını tahmin ediyorum. Benim gördüğüm kadarıyla İstanbul ve Ankara’ya ayrı bir önem veriyorlar. İstemedikleri kimselerin İstanbul ve Ankara’da olmasını istemiyorlar. Ayrıca hemen herkes tutup tarikata mensup, merhum Ramazan Pişkin’in aleyhinde konuşan kişi için ‘o azmettirmiş olabilir’ gibi konuşmaya başladılar. Müslümanlar böylesi durumlarda biraz beklemeyi bilmeliler. Öldürecek olanlar, hedef saptırmak için böyle bir adamı da onun aleyhinde konuştururlar. Böylece asıl azmettireni örtbas ederler. Bunlar, istihbarat taktikleridir. Şimdiki yöntem bu, faili buluyorlar, azmettireni örtbas ediyorlar çünkü azmettiren derin devlettir.”

Dünya Haberleri

KATİL İSRAİL DÜNYA’NIN GÖZÜ ÖNÜNDE KATLİAMA DEVAM EDİYOR

7 Ekim 2023’te başlayan Aksa Tufanı sonrasında Siyonist İsrail barbarlıkta sınır tanımadan Filistin’de Müslümanları bombalar altında katletmeye devam ediyor! Siyonistler 90 gün boyunca Gazze’ye 45.000’den fazla füze ve 65.000 tondan fazla bomba fırlattı. Bu rakam Hiroşima ve Nagazaki’nin iki katından fazla! İsrail, Gazze Şeridi’nin güneyindeki Han Yunus kentinde yerinden edilmiş yüzlerce Filistinlinin yaşadığı Hayfa Okulunu, Refah kentindeki evleri, Gazze’nin tek doğum merkezi olan El Sahabe Tıp Merkezini bombaladı. İşgalci İsrail ordusu, tanklar ve buldozerlerle Gazze’nin doğusunda şehitlerin yeni defnedildiği bir mezarı tahrip edip cenazeleri topraktan çıkardı. Gazze’de şehit cenazeleri kaldırım kenarlarına defnedildi. Gazze’nin kuzeyindeki bir görgü tanığı ise işgalcilerin kan donduran vahşetini şöyle anlattı: “Al Avda Hastanesine götürülen hamile kadınları buldozerlerle ezerek bedenlerini dümdüz ettiler.” İsrail ordusu esir aldığı 80 Filistinlinin cesedini bir tır ile Gazze’ye gönderdi. Cenazelerin tecavüze uğradığı, birçoğunun da organlarının alındığı ortaya çıktı. Başka bir olayda ise bir okulda elleri ve ayakları bağlı 30 ceset bulundu. Gelinen son noktada Müslümanlar dünyanın gözü önünde insanlık dramı yaşamaya başladı. Refah sınır kapısında binlerce yardım tırı beklerken insanlar ekmek elde etmek için “hayvan yemi” öğütüyor. Tüm bu dramın içerisinde Siyonist İsrail’in aşırı sağcı bakanı Gazze’ye nükleer bomba atılabileceğini söyledi ve Gazze’nin “tamamen işgal edilmesini” istedi.

İşgalci İsrail, Gazze halkını hiçbir kanun ve ahlak tanımadan katlederken maddi, siyasi ve askerî açıdan çöküntü yaşıyor. İşgalci İsrail basını, Golani Tugayının büyük kayıplar verdikten sonra Gazze Şeridi’nden çekildiğini söyledi. Ayrıca, Gazze’nin kuzey ve güneyinde faaliyet gösteren Paraşütçü Tugayından taburlar da Gazze’den çekildi. İsrail, Gazze şeridini karadan işgal eden 5 tugayını da geri çekti. Bunların yanı sıra İsrail yönetimi esirlerin aileleri tarafından günlerce protesto edildi. Dünya halkları ise İsrail’i lanetlemek ve Gazze halkının özgürleşmesi için protestolarına devam ediyorlar.

YEMEN HER ŞEYE RAĞMEN FİLİSTİN’İN YANINDA

Yemen, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarının ardından HAMAS’a desteğini açıkladı ve 31 Ekim’de Yemen açıklarında İsrailli şirketlere bağlı olduğunu belirttikleri ticari gemilere el koydu, bazılarına da dron ve füzelerle saldırılar düzenledi. Yemen’in bu operasyonlarına karşılık koalisyon kuruldu. Yemen kurulan bu koalisyon için: “Bu ahmaklığınız ile Yemen’in kim olduğunu öğreneceksiniz” diyerek cevap verdi. Sadece sözleriyle değil eylemleriyle de Filistin’in yanında olduğunu ilan eden Yemen, işgalci İsrail’e yakıt taşıyan bir İngiliz petrol tankerini vurdu. Kızıldeniz’de çıkmaza giren ABD, Yemen’deki Husileri ‘küresel terörist’ grup olarak yeniden tanımladı ve İngiltere’yle birlikte Yemen’in 5 kentini vurdu. Yemen’e yapılan hava saldırılarında Yemen’e giden ABD istihbarat uçakları Katar’dan havalanırken, ABD-İngiliz savaş uçakları Suudi Arabistan ve BAE hava sahalarını kullanırken, Bahreyn, Yemen’e karşı kurulan koalisyon güçlerinin bizzat içinde bulunurken Umman, Yemen’e saldıracak hiçbir uçağın hava sahasını kullanmasına izin vermeyeceğini bildirdi. Alparslan Kuytul Hocaefendi Yemen’in Amerikan ve İngiltere’nin saldırılarına rağmen Filistin’in yanında yer almasına destek olarak şu yorumda bulundu: “Yemenli kardeşlerimi tebrik ediyorum. Allah yardımcıları olsun. HAMAS’la ilgili ne söylediysem onlar için de aynısını söylüyorum. Böyle meselelerde liderlere güvenmek lazımdır. İnsandırlar hata edebilirler ama böyle karar vermişler, bize düşen dua etmektir ve onları desteklemektir. HAMAS, Orta Doğu’nun külhanbeyine posta koydu. Yemen de dünyanın külhanbeyine postasını koydu. Zaten ölüyoruz. Bırakın yiğit bir şekilde ölelim. HAMAS’ın ve Yemen’in bu tavrı Müslümanların cesaret kazanmalarını sağlar inşallah. Rabbimden niyazım, Hz. Musa’yı ve onunla birlikte iman edenleri Kızıldeniz’den geçirdiği, Firavun ve askerlerini denizde boğduğu gibi aynı yerde Yemen mücahitlerini muhafaza etmesi, Kızıldeniz’e Amerika ve İngiliz gemi ve uçaklarını gömmesidir. HAMAS nasıl yerin altında hazırlık yaptıysa Yemen’in de yerin üstünde ve altında çok büyük bir hazırlık yaptığı kanaatindeyim. İran’ın kendisi doğrudan doğruya savaşa girmek istemiyor, evvelden Hizbullah’ı kullanıyordu ama şimdi Husileri kullanıyor. Belli ki onlara silah verecek ve bu şekilde devam edecek. Savaşın yayılma durumu var. Eğer Amerika biraz daha fazla adım atacak olursa Rusya’nın da devreye girme ihtimali var. Sanki dünyanın külhanbeyine karşı büyük bir plan yapılmış gibi -eğer yapmışlarsa ki inşallah yapmışlardır- sonucunun iyi olacağını ümit ediyorum. Türkiye, bu konuya girmek istemiyor. Gizli gizli bir şeyler yapıyoruz mesajını vermeye çalışıyorlar. Bugünün dünyasında gizli diye bir şey mi var? Biz bir şey görmüyoruz ve buna da inanmıyoruz.”

EPSTEIN DAVA DOSYASININ DETAYLARI DÜNYA MEDYASINA BOMBA GİBİ DÜŞTÜ

En küçüğü 14 olmak üzere 18 yaş altındaki onlarca kız çocuğuna cinsel istismarda bulunduğu, adına ölümsüzlük iksiri denilen ve çocukların vahşi bir şekilde katledilerek kanlarından iksir yapıldığı, fuhuş ağı oluşturulduğu suçlamasıyla yargılanan ve gözaltında tutulurken hapishanede ölü bulunan Yahudi asıllı Jeffrey Epstein’in dava dosyalarındaki olaylara ilişkin detaylar ortaya çıktı. Dosyaların içerisinde Epstein’in, ağına düşürdüğü birçok siyasetçi ve sanatçıyı İsrail aleyhinde konuşmalarını engellemek için tehdit ve şantajlarla susturduğu belgeler de ortaya çıktı! Öte yandan Epstein, mahkemede iddiaların doğruluğunun tamamını kabul etti. Epstein’in en yakınındakilerden birisi Türkiye’den de çocuk kaçırıldığını itiraf etti. Alparslan Kuytul Hocaefendi bu konuyu şu şekilde değerlendirdi: “Dünyada şu an hâkim olan medeniyet işte bu. Kendileri dışındaki insanları hayvan gibi görüyorlar. Bu insanlar uzaya gitse ne olur, bilgisayar yapsa ne olur, uçak yapsa ne olur? Bunları duyanların: ‘Batı’nınki teknolojiymiş, medeniyet değilmiş, anladık ve Batı’yı terk ettik’ demeleri gerekir. Güya ehli kitaptırlar ancak ahiret anlayışları yok. Ahirete iman eden insan bunu yapabilir mi?”

İSRAİL, LAHEY ADALET DİVANINDA YARGILANDI

Güney Afrika Cumhuriyeti, İsrail’in Gazze’deki saldırılarının Soykırım Sözleşmesini ihlal ettiği iddiasıyla Uluslararası Adalet Divanında dava açtı. Merkezi Hollanda’nın Lahey kentinde yer alan Uluslararası Adalet Divanında halka açık yapılan duruşma canlı olarak yayınlandı. Anadolu Ajansının İsrail’in Gazze’de işlediği suçları tüm açıklığıyla ortaya koyan fotoğrafları kanıt olarak gösterildi. Divan, Güney Afrika’nın talep ettiği ihtiyati tedbir kararını 15’e 2 oyla kabul etti. İşgalci İsrail, 1 ay içinde Divana rapor verecek. Bu süre içerisinde Filistin halkının temel ve insani ihtiyaçlara ulaşımını sağlayacak. Alparslan Kuytul Hocaefendi Güney Afrika’nın bu adımını şöyle değerlendirdi: “Güney Afrika bile soykırım iddiasıyla İsrail’e mahkeme açabiliyor, Türkiye ise hâlâ konuşmaktan başka bir şey yapmıyor. Türkiye’nin bu tavrı gerçekten artık mide bulandırıyor! Güney Afrika’nın bile gerisinde kaldık!”