Araştırma

İslam Medeniyetinde Eğitim -9

Paylaş:

Tarih boyunca inkılaplar, devrimler ve fetihler gerçekleştirme kudretine sahip olduğunu ispat etmiş olan İslamiyet, ilk olarak gönüllerde kurduğu hakimiyet ile insana yakışır bir medeniyetin nasıl kurulabileceğinin yollarını da izah etmiştir. Bir toplumun medeni olup olmadığı kanısına varmamız hususunda önemli bir nişane olan eğitim, İslam Medeniyetinde kalitesi, sistemliliği ve asırlar boyunca gelişim göstererek varlığını devam ettirmesi sureti ile İslam âleminin yanı sıra dünya tarihine de çok şey kazandırmıştır.

Geçtiğimiz sayıda “Osmanlı Dönemi Eğitim Faaliyetlerine Genel Bakış” konusu ile giriş yaptığımız Osmanlı Döneminde Eğitim konusunu “Osmanlı Dönemi Eğitim Kurumlarına Genel Bakış” başlığı ile sonlandırıyor, hayırlı okumalar diliyoruz.

OSMANLI DÖNEMİ EĞİTİM KURUMLARINA GENEL BAKIŞ

Osmanlı dönemi eğitim kurumlarının fiziki yapısını ele aldığımızda karşımıza “Örgün Eğitim” ve “Yaygın Eğitim” olmak üzere iki temel başlık çıkmaktadır. Bünyesinde birçok eğitim kolu barındıran Osmanlı eğitim sisteminde yer alan tüm eğitim alanları bu iki başlık altında toplanmaktadır. Bu eğitim alanlarının muhtevasına bakıldığında ise karşımıza birtakım alt başlıklar ve işleyişler çıkmaktadır.

1) ÖRGÜN EĞİTİM

Düzenli bir eğitim müfredatı, yaşlara göre tasnif edilmiş sınıflar ve belirli bir eğitim planı dahilinde yeterlilik gösteren araç gereçler ile gerçekleştirilen eğitimi ifade eden örgün eğitim, Osmanlı Dönemi eğitim sisteminde önemli bir konuma sahipti. Gerek verilen eğitimin şümullü olması açısından gerekse de eğitimi tamamlayan kimselerin toplumun ıslahı ve mevcut kalitesini artırma potansiyeline sahip olması açısından örgün eğitim kolları önemli bir vazifeyi yerine getirmekteydi. Osmanlı Dönemi örgün eğitim kurumları “Sivil Eğitim” ve “Askeri Eğitim” olmak üzere iki sınıfa ayrılmaktadır. Kendi içinde de “Sıbyan Mektebi” ve “Medreseler” olmak üzere ikiye ayrılan sivil eğitim toplumun büyük çoğunluğuna kaliteli bir hizmet veren eğitim çeşidi olma konumuna sahiptir.

A) Sivil Eğitim

Sıbyan Mektepleri:

Bu mektepler, Osmanlı devletinin ilkokullarıdır. Osmanlı döneminde bu okullar Daru’t-ta’lim, Muallimhane, Mektephane, Mahalle Mektebi, Taş Mektep ve İbtidaiyye isimleri ile de adlandırılmıştır. “Tamamı vakıf kuruluşu olan bu mektepler, ülkenin her tarafında yayılmış olup sayıları oldukça fazladır. Evliya Çelebi, İstanbul’da 13. asırda 1933 Sıbyan mektebi bulunduğunu söyler ki, bu mübalağalı bir ifade bile olsa 300.000 civarında nüfusa sahip İstanbul için oldukça kabarık bir rakamdır. 5-6 yaşındaki kız ve erkek çocuklarının devam ettikleri bu okullarda çocuklara kıraat (okuma), inşa(yazım), amal-ı arba’a (dört işlem, matematik) ve ilmihal bilgileri verilirdi. Tarih için ders programında bazı değişiklikler olsa da temel program budur. Böylece her Osmanlı vatandaşı daha ilkokul çağında kendi diliyle okuyup yazmayı, Kur’an-ı Kerim’i okumayı ve yeterli ilmihal bilgisini öğrenmiş olurdu.”1 Sıbyan mekteplerinin öğretmenlerine ‘Muallim’, yardımcılarına ise ‘Kalfa’ adı verilirdi.

Konu ile ilgili anti parantez açıp günümüz eğitim çalışmaları ile Osmanlı Dönemi eğitim çalışmaları karşılaştırıldığında, teknoloji ve bilimsel çalışmalar hususunda çağımızda görülen gelişmeler kadar yol kat edilmemiş olunmasına rağmen İslam Medeniyetinin Sekülerizmden uzak bir zihniyetle İslami ilimleri ve bilimsel çalışmaları harmanlayarak meydana getirdiği eğitim yapısının henüz ilkokul aşamasında kalitesini ve meydana getirdiği ehliyet sahibi kadroyu görmezden gelmek mümkün olmamaktadır. Günümüzde benimsenen seküler eğitim anlayışının toplumlar için her bakımdan ne kadar yetersiz kaldığını şu ifadeler özetlemektedir: “Ülkemizde gençler arasında yapılan çalışmalarda yarısından fazlasının sigara deneyiminin olduğu, ilköğretimde ise yaşam boyu en az bir kez tütün kullanma oranının %16 olduğu görülmektedir. Yaşam boyu en az bir kez alkol kullanımı %35-45, esrar kullanımı %4, uçucu madde kullanımı %4, ekstazi kullanımı için ise %2-2,5 oranları verilmektedir. Tütünden sonra en sık kullanılan maddeler sırasıyla alkol, uçucu maddeler ve esrardır.”2

Klasik dönemde3 sıbyan mekteplerinde okumak zorunlu değildi. Ancak “Bed-i Besmele4” merasimi ile çocukların eğitime karşı ilgi duyması sağlanıyor, böylece zorunlu olmasa da birçok çocuk sıbyan mekteplerinden gönüllü olarak eğitim almayı talep ediyordu. İlerleyen yıllarda savaş ve çeşitli devlet sıkıntıları sebebi ile çocukların sıbyan mekteplerine gönderilmesinin aksatılması üzerine Sultan 2. Mahmud döneminde sıbyan mekteplerinde okumak devlet talimatı ile zorunlu hale getirilmiştir.

Medreseler:

Orta ve yüksek düzeyde eğitim verilen bir kurum olan medreseler Osmanlı döneminde en ihtişamlı hale ulaşmıştır. “Osmanlı Eğitim Sistemi içinde medrese, askeri hizmetler dışında devletin ihtiyaç duyduğu her sınıf elemanı yetiştiren bir müessesedir.”5 Osmanlı eğitim sisteminin her kademesinde olduğu gibi medreselerde de eğitimde Sekülerizm zihniyetinden kaçınılmış, İslami ilimler ile pozitif ilimler birbirini tamamlayarak devam edegelmiştir. Osmanlı döneminde yetişen arkeologlar, astronomlar, coğrafyacılar, dil bilimcileri, eczacılar, kartograflar ve din âlimlerinin aynı medreselerde yetişmiş olması seküler eğitimden uzak durularak yapılan eğitimin kalitesini kanıtlamaktadır.

B) Askeri Eğitim:

Acemi Oğlanlar Kışlası, Yeniçeri Ortaları ve Enderun Mektebi’nden oluşan bu klasik dönem müesseseleri de ordunun ve bürokrasinin ihtiyaç duyduğu elemanları yetiştirmekteydi. Her alanda olduğu gibi askeri eğitimde de seküler zihniyetten uzak durulmuştur. Böylece bu mekteplerde bugünkü siyasi anlamından uzak hakiki Peygamber ordusu yetiştirilmiştir.

2) YAYGIN EĞİTİM

Örgün eğitimi destekleme fonksiyonuna sahip olan yaygın eğitim Osmanlı döneminde Tekke ve camilerde gerçekleştirilen bir eğitim olmuştur. Yaygın eğitim, belirli bir ders planı olmasa da halka açık halde yapılan dersler ve vaazlar ile toplumun ilmi gelişimine katkı sağlayan önemli bir sistem olarak döneme damgasını vurmuştur.

1.        Dr. Cahid Baltacı, İslam Medeniyeti Tarihi, İstanbul, İFAV Yayınları, 2005, s. 468

2.        Dr. Cahid Baltacı, İslam Medeniyeti Tarihi, İstanbul, İFAV Yayınları, 2005, s. 469

3.        MS 1300-1600 yıllarını kapsayan Osmanlı Devlet yönetimi

4.        Çocukların çocukluk döneminden çıkıp sorumluluk taşıma dönemine geldiklerini ifade eden, pedagojik açıdan önemli bir statü anlamına gelen merasim

5.        Dr. Cahid Baltacı, İslam Medeniyeti Tarihi (İstanbul, İFAV Yayınları, 2005)