Hocaefendi'den Mesaj

Kendi Menfaatleri İçin İslami Harekete İhanet Eden Hain Hakkında Açıklama!

Paylaş:

9 Mayıs 2022 Pazartesi sabahı 6.30 sularında ifadesi alınmak üzere 40 civarı polis eşliğinde evinden gözaltına alınan ve 8 saatlik gözaltı sonucunda delilsiz bir şekilde tutuklanan Hocaefendi Eşi Semra Kuytul Hocahanım ile 16.06.2022 tarihinde gerçekleştirmiş oldukları telefon görüşmelerindeki ses kaydını sizlerle paylaşıyoruz.

KENDİ MENFAATLERİ İÇİN İSLAMİ HAREKETE İHANET EDEN HAİN HAKKINDA AÇIKLAMA!

Selamun Aleyküm…

Ben geçen ki görüşmemizde bir hainin ifade değiştirmesinin sebepleri üzerinde duracağımı söylemiştim, fırsat olmamıştı. Bu adamın ifade değiştirmesinde birkaç sebep var. Ben 6 -7 ay evvel bunlardan 3 tanesini açıklamıştım. Onların içinden en önemlisi kendisinin polislerin, istihbaratçıların gelip bir gece vakti kendisini tehdit ettiğini bana anlatmasıydı. “Sen böyle söyledin, bu şekilde ifade verdin, Furkan Vakfı’yla alakası yok dedin. Öyle dediğin için biz çok zor duruma düştük. Bizim bütün projemiz çöktü. Bu ifadeyi derhal değiştirmelisin eğer değiştirmeyecek olursan 4. Ağır Ceza’da görülen dosyadan ceza alacaksın, haberin olsun” dediklerini kendisi bana anlattı. Sadece bana da değil birkaç şahit olduğuna da eminim onlarda şahitlik yapabilirler, bilhassa kendi eşine de anlatmıştı.  Ama şimdi polislerin, istihbaratçıların gelip kendisini tehdit ettiğini inkâr ediyor. Bunu bana anlatırken: “Onlar böyle dedi ama ben asla onların dediğini yapmam Hocam” dedi, söz verdi ama 1 -2 hafta sonra onların dediğini yaptı.

Dediklerini yapmasının bir sebebi, 2 kişi vasıtası ile benden 4 milyon lira para istedi. Ben hayatımda 4 milyon lirayı bir arada görmemiş birisiyim. Bende olmadığını zaten biliyor ancak milletten kendisine para toplamamı istiyor. Neden biz verecekmişiz? Senin kendi işlerin için biz sana niye para verelim? -Güya- bize gelip gittiği için Maliye’den 30 milyon ceza yemiş, ondan dolayı 4 milyon kadar borçları varmış, bunları verecekmiş. Sonra ben “evrakları göndersin” dedim. Evrakları gönderdi, baktım üzerinde ‘vergi aslı borcu’ yazıyor üzerinde yani ceza filan değil zaten, yıllardan beri ödenmemiş vergi borcu. Şirket babasının üzerine olduğu içi nasılsa babasının üzerine kayıtlı başka bir şey yok. Devlet neyini alacak, canını mı alacak? Adam zaten öldü, kurtuldu.

Aslında yıllardan beri vergi ödemediği için bu borç vergi borcu ama bize onu söylemiyor. Sanki Maliye vakfa her gelene böyle ceza kesiyor. Ben bunu kabul etmeyince birkaç gün sonra gitti ifadesini değiştirdi ve bu alçaklığı yaptı bize. İşin doğrusu bu. 4 milyon lirayı verseydim kesinlikle ifadesini değiştirmeyecekti ama ben milletin parasını ona veremem, böyle bir alçaklığı yapamam. Milletten para toplayacakmışım, ona verecekmişim. İnsanlar benim böyle bir şey yaptığımı bilmeyebilir ama Allah da mı bilmiyor, ben de mi bilmiyorum?  Kendimden utanırım, hayat boyu aynaya bakamam. Böyle bir adamın lafıyla milletten 4 milyon lira para toplayıp, götürüp ona verecekmişim. O da borçlarını ödeyecekmiş. Şimdi parası var fakat borçlarını yine ödemiyor.

Bu adam İslam düşmanlarıyla iş birliği yaptı. İhaneti sadece bize de değil İslam’a da ihanet ediyor aslında çünkü bizimle uğraşan İslam düşmanları esasında neden bizimle uğraşıyorlar, böyle bir adamın lafıyla bize bu kadar niye zulmediyorlar?

  • Birincisi: Tevhid’i anlatıp: “Allah’ın dünyasında Allah’ın dediği olmalı” dediğimiz için ve İslami faaliyetler yaptığımız için.

 

  • İkincisi: Onları eleştiriyoruz, derin devleti de eleştiriyoruz ve hükümetin bazı yaptıklarını da eleştiriyoruz. İşte bütün mesele budur ve bu adam da onların bizimle uğraşmasını fırsat biliyor. Bize her istediğini yaptırmak istedi. Onlar bunu kullanıyor, kendince bu da onları kullanıyor. İki tarafta, alan da memnun veren de memnun. Bu kişinin ihaneti artık bize ihanet olmaktan öteye geçti, İslam’a ihanet kapsamına girdi.

İstihbaratçılar bunu kadınla kandırdılar. Bana daha 10 sene evvelde güzel kızları yanına sekreter diye sokmaya çalıştıklarını, kendisinin anladığını ve kabul etmediğini kaç defa söyledi. Demek sonunda başardılar. Yani bu adamı bir taraftan istihbaratçılar kadınlar ile azdırdı bir taraftan da bu kendi kendini azdırdı. Evinde, iş yerinde, arabasında, her tarafta azdırıcılar bulundurduğunu öğrendim. Böylece iyice berbat oldu, gitti. Ne din kaldı ne ahlak kaldı, hiçbir şey kalmadı. Şahsiyetini kaybetti. Şahsiyetli insanlar düşman olur, şahsiyetsizler hain olur. Emanete hıyanet, yalan söyleme, sözünde durmama… Bunları Peygamberimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem münafıkların alameti olarak sayıyor. Münafıklar, şahsiyetsiz insanlardır. Bütün bu karaktersizlikleri onlar yaparlar. Bunda hepsi de mevcut.

Çamlı ailesi için de daha evvel böyle bir iftira attı. “Beni kaçırdılar, kolumu kırdılar” diye yalan söyledi. Kendisiyle Çamlılardan birisi arabada giderlerken tartışıyorlar, arabadan inip kavga ediyorlar. Bir kişiye bir kişi kavga ediyorlar. Savcıya, emniyete: “Benim üzerime 5-10 kişi çullandılar, beni dövdüler, kolumu kırdılar” diye anlatıp onlar hakkında böyle bir iftirada da bulunmuş. Yani bunu ilk kez yapmıyor nasıl ki bize de attığı iftirada “kaburgalarımı kırdılar” diyor ya hani yapanın kim olduğu farklı bir konu, bir de söylediği şey de doğru değil. Kaburgası kırık değil, kırık diyor. O zaman da Çamlılar için “Kolumu kırdılar” demişti halbuki kırık mırık yok. Her tarafı yalan.

Daha sonra Acıbadem firmasını da kandırmıştı bu adam. Birkaç tane şirket kuruyor, bu şirketlerden ondan ona, bundan buna fatura kesiyor ve kendini çok büyük iş yapıyormuş gibi gösteriyor. Acıbadem de buna aldanıyor, bu adam çok para kazanıyor zannederek buna hissedar olmak istiyor. Bunun küçücük bir iş yeri var, o iş yerine Acıbadem %70’ine karşılık bu kişiye 950 bin Euro para veriyor   Acıbadem yetkilisinin dediğine göre bu 950 bin de resmi olan aslında 2 milyon Euro diyor. Yani bu şekilde bu adam onları da kandırıyor.

Acıbadem firması buna ortak olduktan sonra bunun küçücük işyeri olduğunu zaten hiçbir şey kazanmadığını anlıyor ve bunu mahkemeye veriyor. Mahkemeyi kaybediyorlar ama çünkü bu, bütün evrakları almış, götürmüş. Önce kendi evine götürüyor, ondan sonra eşi Rumeysa Hanım “Ne yapıyorsun sen, günahtır bu yaptığın. Bu nasıl iş, bunlar neyin nesi, bu evrakların evimizde ne işi var?” deyip tepki gösterince; bu sefer oradan alıp Allah’ın bildiği bir yere götürüyor, artık nereye sakladıysa onu şu an da kimse bilmiyor. Yani Acıbadem’ i de bu şekilde aldatan bir insan. Allah bizi bununla imtihan etmek istedi. Elbet zordur. Hazreti Mevlâna…

Ağrı Patnos L Tipi Cezaevi – 16.06.2022