Haber-Yorum

Türkiye Rus Uçağını Düşürünce İsrail İle Dost Olmak Zorunda Kaldı

Paylaş:

AKP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik MKYK toplantısı sonrası yaptığı açıklamada: “Türkiye ile İsrail’in anlaştığı şeklinde haberler çıktı. Kesin anlaşma yok, henüz imza atılmış bir şey söz konusu değil. Bir taslak üzerinde çalışılıyor. Kuşkusuz, İsrail devleti ve İsrail halkı, Türkiye’nin dostudur. Şimdiye kadar ki eleştirilerimiz, İsrail hükümetinin aşırı davranışlarına, meşru görmediğimiz davranışlarına dönüktür” dedi.

 ‘One Minute’ Bitti İsrail’le Yakınlaşma Başladı!

 Daha önce İsrail’e demediğini bırakmayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye ile İsrail arasında ilişkilerin normalleşmesine yönelik görüşmelerle ilgili ilk kez konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan daha önce “terör devleti” ilan ettiği İsrail için “İsrail’e ihtiyacımız olduğunu kabul etmemiz lazım” dedi.

İsrail’den Türkiye Açıklaması: “Çıkarlarımız Çakışıyor

 İsrail’de yayın yapan Jerusalem Post gazetesinin haberine göre, Londra merkezli Suudi Elaph internet haber sitesine konuşan İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu’nun özel temsilcisi ve Dışişleri Bakanlığı Genel Direktörü Dore Gold, “Üzerinde uzlaşılan ve halen müzakere edilmekte olan konular var, ancak işler doğru yönde ilerliyor” dedi.

PERİNÇEK: ERDOĞANLARIN MEVZİMİZE GELMESİNDEN SEVİNÇ DUYUYORUZ

“Teke Tek” programına konuk olan Doğu Perinçek, “Erdoğanların mevzimize gelmesinden sevinç duyuyoruz” dedi. Yıllardır cemaatle mücadele ettiğini söyleyen Perinçek şu açıklamalarda bulundu: “Biz cemaate karşı 1970’lerin sonundan beri mücadele eden bir partiyiz. Tayyip Erdoğanlar bizim yanımıza geldi.  Biz kendi mevzimizde duruyoruz. Onların gelmesinden sevinç duyuyoruz.”

Muhterem Alparslan Kuytul Hocaefendi 6 ay kadar önce konuya ilişkin yaptığı açıklamalarda şöyle söylemişti:  “Yeni bir ekip Hükümet’i ele geçiriyor. Hükümet ‘paralelci’ diyerek suçu olmayanları da görevlerinden tasfiye etti ve onlardan boşalan yere eski Ergenekoncuları getirdi. O makamlar neden bu kimselere teslim edildi? Oysa Ergenekoncular şimdilik Hükümet’in yanında gibi görünüyor. Bu şekilde önce cemaatleri bitirecekler sonra da AKP’yi bitirecekler.”

DEMİRTAŞ: RUSYA İLE İLİŞKİLERİN BOZULMASINA KARŞIYIZ

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ile görüşen HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Hükümetin Rus savaş uçağının vurulması konusunda tutumunun yanlış olduğunu, bundan üzüntü duyduklarını ve halklara zarar vermeden diplomatik çerçevede sorunların çözülmesinden yana olduklarını vurguladı. Demirtaş Rusya-Türkiye ilişkilerinin kötüleşmesine karşı olduklarını da söyledi.

Demirtaş:  “Son olaylardan sonra Rusya ile iş yapan ve Rusya’da ticari faaliyetlerde bulunan işverenler, işçiler, öğrenciler ciddi sıkıntılar ile karşı karşıya kalmaya başladılar. Bu çok önemli bir mesele. Hükümetin yaptığı bir yanlışın faturasının sadece topluma yansıtılmasını da yanlış buluyoruz. Onlara da ne yapabiliriz, buraya gelip bunları tartıştık ve bu düşünceleri Dışişleri Bakanı Lavrov ile de görüşme fırsatı bulduk” diye konuştu.

SELAHATTİN DEMİRTAŞ VE FİGEN YÜKSEKDAĞ’IN DOSYALARI AÇILIYOR

HDP eş başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın özerklik ve bölünme ile ilgili, terörü ve terör örgütü PKK’yı destekleyen açıklamalarına dair dokunulmazlık dosyaları Meclis Adalet Karma Komisyonu bünyesinde kurulacak alt komisyonda ele alınacak. Karma Komisyon sadece özerlik değil, komisyon gündeminde bulunan diğer dokunulmazlık dosyalarını da mercek altına alacak. Bu kapsamda Demirtaş’ın 6-7 Ekim Kobani olaylarının başlamasına neden olan açıklamaları da tekrar gündeme gelecek.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da “Ülkeyi bölmeye yönelik mesajlar kabul edilemez. Parti kapatma asla düşünülmemeli. Ama suçu işleyen milletvekilleri veya belediye başkanları bunun bedelini ödemeli. Eş başkanların dokunulmazlıklarının kaldırılması suretiyle başlayacak süreç inanıyorum ki terörle mücadeledeki havayı olumlu etkileyecektir” diyerek tavrını ortaya koydu.

PROF. DR. SEDAT LAÇİNER VE ÇOK SAYIDA KİŞİYE GÖZDAĞI!

Paralel devlet yapılanması iddiasıyla başlatılan operasyon kapsamında Çanakkale On Sekiz Mart Üniversitesi’nin (ÇOMÜ) bir önceki rektörü Prof. Dr. Sedat Laçiner, Çanakkale Girişimci İşadamları ve Sanayicileri Derneği’nin (ÇAGİAD) eski başkanları, emekli öğretmen, doktor, avukat, işadamları, yardımseverler, öğrencilerin de bulunduğu 28 kişi gözaltına alındı.

Sedat Laçiner gözaltına alındığı günleri “Gözaltı Günleri” makalesinde şöyle ifade etti: “Sabahın 07.00’si ve çocuklarımın, eşimin önünde 4 polis evi didik didik arıyorlar. Suçlamaların açıklaması yok. Sadece kanun maddelerini yazmışlar, geçmişler… Manzara, toplama kamplarını andırıyordu. Bir an için aklıma Balyoz ve kafes darbe planları geldi. Sanki Balyoz planı aynen bu spor salonunda uygulanıyordu. O zaman jeton da düştü. Bu operasyonların sadece Saray kaynaklı olmadığını daha iyi kavradım. İşin içinde Perinçek fikriyatı ve o akımın devlete sızmış uzantılarının etkisi olduğu çok açıktı.”

Muhterem Alparslan Kuytul Hocaefendi konuya ilişkin sorulan soruya şu şekilde cevap verdi: “Bunu sırf gözdağı vermek için yaptılar. ‘Konuşanı sustururuz’ mesajı vermek istediler. Ancak herkesi susturabileceğinizi zannetmeyin. Bazı insanları susturamazsınız. Hükümet, cemaatle arası açılınca her şeyi Ergenekonculara verdi. Doğu Perinçek hapishaneden çıkar çıkmaz: ‘Keskin kılıç gibi bilendik, bütün cemaatlerin kökünü kazıyacağız’ dedi. Cemaatlerin hepsi bitince sıra AKP’ye gelecek, AKP’yi de vuracaklar. Bugün Hükümetin kontrolünün dışında da bazı kimseler içeri alınıyor. Sedat Laçiner’in serbest bırakılması; ellerinde hiçbir delilin olmadığını gösteriyor. Maksat, 3 günlük gözaltı sürecinde aklının başına gelmesini ve bir daha aleyhte konuşmaması gerektiğini anlamasını sağlamaktı.”

CİZRE VE SİLOPİ’DEKİ SOKAĞA ÇIKMA YASAĞI İÇİN AİHM’E BAŞVURU

Cizre ve Silopi’de 14 Aralık’tan bu yana uygulanan sokağa çıkma yasağı için Şırnak Barosu avukatları, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurdu.

Şırnak Barosu’na bağlı Cizre ve Silopi ilçelerinde yaşayan 43 avukat adına bazı meslektaşları AİHM’e sokağa çıkma yasaklarına ilişkin tedbir talepli başvuru yaptı. Cizre ve Silopi’de devam eden sokağa çıkma yasağından dolayı hazırlanan dilekçe faks yolu ile AİHM’e gönderildi. Başvuruda, sokağa çıkma yasağının başladığı 14 Aralık’tan bu yana yaşanan sivil kayıplar ve yaşam hakkı ihlallerine dikkat çeken avukatlar, başvurunun hemen ele alınmasını istedi.

TÜRKİYE MUSUL’A ASKER SEVKİYATINI DURDURUYOR

Bağdat’ın, Türk askerlerinin eğitim faaliyetleri için Irak’ın kuzeyindeki Musul’un yakınlarında bulunan Başika bölgesine gönderilmesine tepkisinin ardından, Başbakan Davutoğlu Irak Başbakanı Haydar el Abadi’ye bir mektup gönderdi. Türkiye’nin, Irak’ın toprak bütünlüğünü yıpratacak herhangi bir adım atmayacağının belirtildiği mektupta, “Irak hükümetinin hassasiyetleri giderilinceye kadar Başika’ya kuvvet intikali gerçekleştirilmeyeceği” ifade edildi.

 Türkiye, Başika’ya en az 100 asker göndermişti. Askerlerin “Peşmerge güçlerinin eğitimi amacıyla 2,5 yıldır Musul’da bulunan Türk birliğinde yapılacak görev değişimi için gönderildiğini” duyurmuştu.

Asker sevkiyatının kendilerine danışılmadan yapıldığını belirten Irak merkezi hükümeti, yaptığı açıklamada ‘Türkiye askerlerini 48 saat içinde çekmezse konuyu Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne taşıyacaklarını’ belirtmiş, Türkiye’nin bu adımının ulusal egemenliğinin ihlali olduğunu vurgulamıştı.

 Başika’daki askerlerin geri çekilmesi konusunda Cumhurbaşkanı; “Askerimizi geri çekmeyeceğiz” dedi ardından Başbakan; Başika’ya kuvvet intikali gerçekleştirilmeyeceğine yönelik açıklamada bulundu. Bu çelişkili açıklamalar kısa süre önce Rus uçağının düşürülmesine yönelik yapılan açıklamaları hatırlattı. Önce asla geri çekmeyiz denildi ama şimdi askerler geri çekildi.

BAŞBAKAN’DAN MEMURA CUMA NAMAZI MÜJDESİ!

Başbakan Ahmet Davutoğlu, AK Parti grup toplantısında kamu kurum ve kuruluşlarında çalışanlar için Cuma namazı müjdesi verdi. Başbakan, memurların Cuma namazına gidebilmeleri için gerekli düzenlemelerin yapılacağını söyledi. Cuma namazı izni sadece memurları mı kapsıyor yoksa özel sektörde çalışanları, asker-polis ve öğrencileri de kapsıyor mu? Bu konuda henüz bir ışık yakılmadı.

SUUDİ ARABİSTAN ŞEYH EL NİMR’İ İDAM ETTİ

Suudi Arabistan’ın terörist suçlamalarıyla idam ettiği 47 kişi arasında olan Şii din adamı Nimr Bakır en-Nimr’in ölümü, İran ile Suudi Arabistan arasında gerilime neden oldu. Nimr’in idamının ardından Tahran’da Suudi Arabistan Büyükelçiliği, Meşhet’te ise konsolosluğu ateşe verildi. Ortadoğu’daki birçok ülke idamın ardından Şii gösterilere sahne oldu. Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Adil el-Cübeyr ise İranlı diplomat ve görevlilere ülkeyi terk etmeleri için 48 saat süre tanındığını da ilan etti.

Rusya: “İran Ve Suudi Arabistan Arasında Arabulucu Olmaya Hazırız”

 Riyad ile Tahran arasındaki ilişkiler, Suudi Arabistan’ın Şii din adamı Şeyh Nimr El Nimr’i idam etmesinin ardından gerilmiş, bunun ardından Suudi Arabistan’ın İran’daki diplomatik temsilciliklerine saldırılması üzerine Riyad, Tahran’la diplomatik ilişkileri kesme kararı almıştı.

Rusya Dışişleri Bakanlığı yetkilileri, Moskova’nın Suudi Arabistan ile İran arasında gerilimin tırmanmasından üzüntü duyduğunu belirtti.

“Gerilimin sonlandırılması için İran’la Suudi Arabistan arasında arabulucu olmaya hazırız” ifadelerini kullanan kaynak, her iki ülkenin de Suriye sorununun çözümlenebilmesi için yürütülen uluslararası toplantılara katılmaya devam etmesi gerektiğini söyledi.

Ankara, İran-Suudi Krizinde İp Üstünde Yürümeye Çalışıyor

 2 Ocak’tan bu yana Tahran ile Riyad arasında artan gerilim, bölgesel bir krize dönüşüyor. Diplomasi çevrelerinde, Türkiye’nin bu ihtilaf hakkında yaptığı açıklamaların hem zamanlamasının hem de içeriğinin Ankara’nın ne kadar ince bir ip üzerinde yürümek zorunda kaldığını gösterdiği konuşuluyor. 2 gün süren sessizlikten sonra, Ankara’nın ilk tepkisi 4 Ocak akşamı Numan Kurtulmuş’tan geldi. Kurtulmuş, öncelikle Suudi Arabistan ve İran’ın İslam dünyasının iki büyük önemli ülkesi olduğunu, ikisinin de Türkiye açısından önemini vurguladı.

Başbakan Ahmet Davutoğlu da; “İran ve Suudi Arabistan İslam dünyasının iki önemli ülkesidir. Bu gerilim, bölgemizdeki mevcut gerilimi büyütecek bir potansiyele sahiptir. Akl-ı-selim yaklaşması, gerilimi artırıcı değil düşürücü davranması gerektiğini düşünüyoruz” dedi.

“Suudi Arabistan ile İran arasında yaşanan gerilimi nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusuna Muhterem Alparslan Kuytul Hocaefendi şunları söyledi:

“Mesele Şii-Sünni meselesi değil. Bize Suriye meselesinde görev verildiği gibi Suudi Arabistan’a da İran konusunda bir görev verildi.  Bundan dolayı Arabistan şu anda İran ile gerginlik meydana getiriyor. Belli ki sırtını ABD’ye dayamış. Ey Suudi Amerika! Amerika’ya çok güvenme. ABD senin gibileri çok sattı. Saddam da ABD’nin adamıydı ama onu da sattı. İran’ı özellikle en sona bıraktılar. Çünkü İran büyük ve zor bir lokma. Önce Irak, sonra Suriye, şimdi de Türkiye’de karışıklık başlattılar ve sıra İran’a geldi.”

RUSYA ŞAM’DA KATLİAM YAPIYOR!

Londra merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi’nin açıkladığı verilere göre Rusya’nın 3 aydır süren saldırılarında 2 bin 371 kişi öldü. Hayatını kaybedenlerin 180’i çocuk olmak üzere 792’si siviller oldu.  Rus savaş uçakları Halep, İdlib, Rakka ve başkent Şam’a bomba yağdırdı. Saldırı sonucunda en az 25 sivil hayatını kaybetti. Hayatını kaybedenlerin yarısından çoğunun çocuk ve kadınlardan oluştuğu bildirildi. Suriye kurtlar sofrasında bir ülke durumuna gelince; herkes müdahale etmeye ve payına düşeni almaya başladı.

IRAK’LI BAKAN: “TÜRKİYE İLE SAVAŞIRIZ”

Irak Hükümeti’nin Dışişleri Bakanı düzenlediği basın toplantısında, Türkiye ile ekonomik ilişkilerin kesilmesiyle ilgili yöneltilen soruyu; “Eğer egemenlik ihlali devam ederse tüm seçenekler mevcuttur. Barışçıl ve diyalog yöntemlerini sonuna kadar kullanacağız. Egemenliğimiz için savaşmak zorunda kalırsak da buna başvurabiliriz. Tüm komşu ülkelerle iyi ilişkileri sürdürmeyi önemsiyoruz. Dolayısıyla egemenliğimizi korumak kaydıyla Türkiye ile ilişkilerimizi sürdürmekte kararlıyız” şeklinde yanıtladı.

 Davutoğlu’ndan Cevap

 Başika’da bulunan Türk askerlerinin çekilmemesi durumunda Türkiye ile savaşabileceklerini söyleyen Irak Dışişleri Bakanı Caferi’ye de ‘’Eğer bir güçleri varsa bize karşı değil bizim askerlerimizi korumaları için kullanmalarını tavsiye ederim. Eğer askeri güçleri varsa DAEŞ’a karşı kullansınlar’’ yanıtını verdi.

 

İSRAİL’DE 3 YIL ARADAN SONRA MISIR BÜYÜKELÇİSİ

Mısır’da askeri darbeyle görevinden alınan Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi, İsrail’in Gazze’ye düzenlediği saldırının ardından Kudüs Büyükelçisini Kasım 2012’de geri çekmişti Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah el Sisi’nin 3 yıl aradan sonra İsrail’e atadığı Büyükelçi, görevine başladı. İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu, Mısır Büyükelçisinin gelişine dair yaptığı açıklamada şunları söyledi: “İki ülke arasındaki ilişkilerin güçlendirilmesine imkân sağlayacak.”

 Sisi neden Mısır Büyükelçisini 3 yıldan beri atamadı da şimdi atadı? Öyle görünüyor ki;  İsrail ile dost oldukları söylenmesin ve darbecilerin gerçek yüzü ortaya çıkmasın diye birkaç yıl beklediler.

İSRAİL’E YAHUDİ GÖÇÜ 2015’TE REKOR KIRDI

Yaşadıkları ülkeleri terk ederek İsrail’e göç eden Yahudilerin sayısı 2015’te son 12 yılın rekorunu kırarak, 30 bini aştı.

 İsrail gelenlerin önemli bir kısmını planlı olarak işgal altındaki Filistin topraklarına yerleştiriyor. Açıklanan rapora göre son iki yılda İsrail’e yapılan Yahudi göçünde % 50 artış oldu.

İsrail’in işgal politikaları çerçevesinde teşvik ettiği Yahudi göçünde son yıllarda gözlenen artışa gerekçe olarak ise gelenlere sağlanan vergi indiriminden, sosyal yardıma birçok ayrıcalık gösteriliyor.

Yahudiler tarih boyunca girdikleri tüm toplumlarda bozgunculuk çıkarmalarından ötürü sürgün edilmişler ve kendilerine ait bir devletleri olmamıştır.  1948’e kadar göçebe halinde yaşamış, yerleşik hayata geçememişlerdir. Yaklaşık 2500 sene böyle bir devlet yokken sonrasında ise Yahudi göçleri yapılarak, Ortadoğu’nun bağrına bir hançer gibi saplanan İsrail devleti kurulmuştur.

Şu anda her taraftan Yahudilerin gelmesi, o bölgenin güvenlikli olmasından dolayıdır. Çünkü ne Irak kaldı ne Suriye ne de Türkiye’nin düşmanlığı… Dolayısıyla bölgenin güvenliği sağlanmış oldu ve göçler başladı.

CEMAAT-İ İSLAMİ LİDERİNİN İDAM CEZASINA ONAY

Bangladeş’te Yargıtay, ülkenin en büyük İslamcı partisi Cemaat-i İslami’nin lideri Rahman Nizami hakkındaki idam cezasını onayladı. Nizami, 1971 yılında Pakistan’a karşı yürütülen bağımsızlık savaşında savaş suçları işlediği gerekçesiyle hakkında verilen idam cezasına karşı çıkarak Yargıtay’a başvuru yapmıştı. Ancak Yargıtay cezayı uygun buldu.

 Tüm dünyada Müslüman liderler susturulmaya çalışılıyor ama bunu başaramayacaklar Allah’ın izniyle. Arkalarından öncü nesiller geliyor!

YUNANİSTAN’DA EŞCİNSELLİK YASASI MECLİS’TEN GEÇTİ, KİLİSE YASTA

Yunanistan’da eşcinsel evlilikler ve birlikteliklere dair ‘birlikte yaşama’ yasa tasarısı meclisten geçti. Ortodoks Hıristiyan camiasının sert muhalefetine rağmen LGBT bireylere ilişkin 14 maddelik yasa tasarısı kabul edildi. Başpiskopos, 2 günlük yas ilan etti. Başbakan Aleksis Çipras ise bugüne kadar haklarını teslim edemedikleri için eşcinsellerden özür diledi.

 İşte Avrupa Medeniyeti’nin iğrenç yüzü! Buna rağmen Türkiye, halkının çoğu müslüman olmasına rağmen AB’ye girmeye çalışmakta!