• Anasayfa
  • Bölümler
  • Makale
  • 1 Ateizm, Deizm ve Agnostisizm Tehlikesine Karşı Çocukluk Dönemi Din Eğitiminin Önemi-1

Makale

1 Ateizm, Deizm ve Agnostisizm Tehlikesine Karşı Çocukluk Dönemi Din Eğitiminin Önemi-1

Paylaş:

Her konuda bizleri selamete ulaştırmayı hedefleyen yüce dinimiz, çocuk eğitimi hususunda da Kur’an ve sünnette birçok işarette bulunmak ve model hayatlar sunmak suretiyle bizlere sağlıklı fertlerin yetişeceği sağlıklı aile ortamlarının nasıl olacağını öğretir. Şüphesiz ki çocuğun eğitimi öncelikle anne-baba eğitiminden geçmektedir. Sağlıklı çocuklar ancak sağlıklı anne babalardan yetişir. Sağlık derken kastettiğimiz zihinsel, bedensel, ruhsal sağlık ve bu üçünden bağımsız düşünemeyeceğimiz manevî dünyamızın sağlığıdır.

               DİN EĞİTİMİ VE DİNÎ EĞİTİM

Bazı uzmanlara göre farklılık gösterse de din eğitimi çocuğun dünyaya gelmesinden itibaren yetişkinlik çağına hatta hayatının sonuna kadar olan ve dine dair bir eğitim-öğretim ortamından bağımsız olan tüm kazanımlar ifade edilir. Dinî eğitim dendiğinde ise eğitim-öğretim ortamlarında gerçekleştirilen dinin esas alındığı eğitim süreci kastedilir.

Din eğitimi ile dinî eğitim birbirine karıştırılmamalıdır. Din eğitimi plansız ve programsız tüm yaşantılarda gerçekleşirken dinî eğitim bazen küçük çapta da olsa bir plan ve program dahilinde gerçekleştirilir.

Çocukluk dönemi din eğitimi, her ne kadar ülkemizde yeterince üzerine çok yoğun çalışmalar yapılmamış bir alan olsa da dünya genelinde özellikle Hristiyan dünyanın eğitim bilimcilerinin üzerine çokça eğildiği bir alandır. Hatta ne hazin bir tablodur ki bu eğitim bilimcilerin çalışmaları ve tespitleri ülkemizde aynî ile taklit edilirken ve eğitim programlarına yerleştirilirken bu bilim adamlarının “din eğitimine” dair ortaya koydukları tespitler ve uygulamalar -anlaşılan o ki- kasten göz ardı edilmiştir.

               Günümüz dünyasında en meşhur eğitim metodolojilerinden olarak görülen “Montessori eğitimi” din eğitimi alanında da kullanılmış ve bu metodolojide İncil kıssaları, sınıflarda eğitim ve öğretim programlarında uygulanmıştır. Bu ve buna benzer birçok örnek Batı’da eğitim-öğretim programlarında din eğitimine yer verildiğini göstermektedir.[1]

               ÇOCUKLUK DÖNEMİ DİN EĞİTİMİNDE AŞAMALAR VE ALLAH TASAVVURU

               Çocuklar, henüz eğitim-öğretim yaşına gelmeden başlayan din eğitimi gelişim basamaklarına göre farklılık gösterse de kabaca şu üç evreden oluşur:

  • Dine ve dinin hayata dair eylem ve söylemlerine ilgi, merak ve sorgulama ile başlayan din eğitimi.
  • Allah, peygamber, hayat, ölüm ve ahiret gibi kavramları anlamlandırmaya dönük din eğitimi.
  • Dini özümseme, dinî duygularda gelişim, din hakkında bilgi edinme ve yaşantılar yoluyla gerçekleşen din eğitimi.

Ateizm ve deizm tehlikesine karşı din eğitiminin önemi, aslında çocukta erken çocukluk döneminden itibaren ortaya çıkan Allah tasavvuru ile kendini gösterir.

Çocuklarda Allah inancının ilk belirtileri 3-4 yaşlarında başlar.[2] 4 yaş, çocuğun dinî dünyaya ilgisinin altın yaşıdır.[3] Soyut düşünce gelişmediği için çocuklar 7 yaşına kadar Allah’ı büyük ve güçlü bir insan şeklinde tasavvur ederler. 7 yaşından 11 yaşına kadar çocuğun Allah anlayışı soyutlaşır. Allah’ın, meleklerle birlikte hükümranlık süren bir varlık olduğunu, O’na dokunmanın mümkün olmadığını düşünür. 11 yaşından sonra ise Allah’ın her yerde olduğunu, görünmez olduğunu ve resminin çizilemeyeceğini net olarak bilebilir.

Bizler “Allah” konusunda çocuklarımızla konuşmasak, bu konuları geçiştirsek bile Müslüman bir çocuk büyüme döneminde çevresinden duyduğu “Allah korusun, Allah’a emanet olun, Allah yardımcınız olsun” vb. ifadelerle “Allah” kavramı ile tanışıklığı devam eder.

Bu noktada ebeveyn olarak anne-babalara ve çocuğun etrafında olup onun zihin dünyasını inşa etmesine katkısı veya zararı olan insanlar ya da görsel-video gibi içerikler çok büyük önem arz etmektedir.

Ebeveynlerin doğru rol model oluşu Allah tasavvurunun sağlıklı yerleşmesinde birince derece etkiye sahiptir.

DİN EĞİTİMİNDE MERHAMET TEMELLİ YAKLAŞIM

Ebeveynlerin çocuklara Allah’ı tanıtırken sadece korku temelli yaklaşımları çocuğu Allah’tan ve dinden soğutmakla kalmayacak, Allah’tan ve dinden nefret eder hale getirebilecektir. “Yalan söylersen Allah seni cehenneme atar”, “Allah’ın belası”, “şöyle yaparsan Allah seni yakar”, “böyle yaparsan Allah seni sevmez” gibi ifadeler çocuğun zihnindeki Allah tasavvurunun nasıllığını belirleyecek önemli ifadelerdir. Sürekli korkulan, ceza veren ve azap eden bir Allah’tan bahseden ebeveynler çocuklarının büyüdüklerinde Allah’tan uzaklaştığını görebilirler.

Çocukluk dönemi din eğitiminde olması gereken, ilk aşamada kullarını seven, kulları tarafından sevilebilen bir Allah anlayışı olmalı daha sonraki gelişim dönemlerinde ise Allah inancı; iyi kullarını seven, onların dualarını kabul eden bir ilah olduğu gibi aynı zamanda suçluları ve kötüleri de cezalandıran bir Allah anlayışına evrilmelidir.

Unutulmamalıdır ki çocukların en büyük ihtiyaçlarından biri sevmek ve sevilmektir. Ebeveynlerinden sevgi görmeyen veya ebeveynleri ile aralarında güzel bir bağ kuramamış çocukların sağlıklı bir aile hayatı olmadığı gibi Allah inancının temellerini sevgi üzerine inşa etmeyen çocukların da sağlıklı bir Allah inancı olamayacaktır. 

Allah’ı sevdirirken ve tanıtırken en çok istifade edeceğimiz kaynaklardan birisi şüphesiz Allah’ın sıfatları ve esmalarıdır. Yeri geldiğinde Allah’ı tanıtmak için Allah’ın sıfatları ve esmalarından misaller verilmeli, bu kavramlar kıssalar üzerinden çocukların yaş seviyelerine göre anlatılarak Allah’ı tanımaları sağlanmalıdır.

Konuya gelecek ay kaldığımız yerden devam etmek ümidiyle, Allah’a emanet olun.

 

[1] Gelişim Basamaklarına Göre Din Eğitimi, 1. Bölüm, s, 4

[2] Hökelekli, Din Psikolojisi, s. 262

[3] Vergote, Çocuklukta Din, s. 317